Kanako Nishi’nin kaleme aldığı, Japonya’nın geleneksel aile yapısını, suskunlukla örülü iletişim biçimlerini ve sevgiyle yoğrulmuş derin bağlarını şiirsel bir anlatımla gözler önüne seren romanı “Sakura’nın Ailesi”, Serhat Temel’in özenli çevirisiyle Beyaz Baykuş Yayınları’ndan raflardaki yerini aldı.
Hassas Bir Anne-Kız İlişkisi ve İnsan Kalbinin İyileşme Gücü
“Sakura’nın Ailesi” okurlarını, hassas bir anne-kız ilişkisinin inceliklerine, kırılgan bir aile bağının yeniden inşa edilme çabasına ve insan kalbinin şaşırtıcı iyileşme gücüne tanıklık etmeye davet ediyor. Romanın başkarakteri Kaoru, sıradan bir yılbaşı planının, iki yılın ardından babasından gelen kısacık bir mektupla beklenmedik bir şekilde altüst olacağından habersizdir. Bu mektup, onu geçmişle yüzleşmeye ve çocukluk hatıralarının gölgesinde hüzünlü bir yolculuğa çıkmaya zorlar. Bu içsel yolculukta ona eşlik eden tek sırdaşı ise sadık dostu, yaşlı köpeği Sakura’dır. Bu dokunaklı roman, kayıplar, aile bağları, unutulmuş sevgiler ve hatırlamanın getirdiği acıyla yoğrulmuş bir içsel keşfin hikâyesini anlatıyor.
“Her dönüş biraz kavuşmak, biraz da yeniden kaybolmaktır.”
Bu derin yolculuk, okura aidiyet duygusunun önemini ve geçmişin izlerinin günümüz üzerindeki etkisini bir kez daha hatırlatıyor. “Sakura’nın Ailesi”, sadece bir roman olmanın ötesinde, her okuyucunun kendi aile bağlarını ve içsel dünyasını sorgulamasına olanak tanıyan, düşündürücü ve duygusal bir eser olarak öne çıkıyor.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak