
Sevgili okurlar, merhabalar!
Eski zaman haritalarını gözünüzün önüne getirin. O parşömenlerin kenarlarında, henüz keşfedilmemiş suların olduğu yerlere çizilen deniz canavarlarını, ejderhaları hatırlarsınız. İnsanoğlu bilmediği yerleri hep korkuyla ya da hayal gücüyle doldurmuştur. Peki ya size, bugün o deniz canavarlarının yerini çok daha modern, çok daha “ciddi” ama en az onlar kadar kurgusal kavramların aldığını söylesem?
Bugün masanıza, haritalara ve dünyaya bakışınızı kökten değiştirecek, Timaş Yayınları etiketiyle raflarda yerini alan sarsıcı bir inceleme kitabını bırakıyorum: Paul Richardson’dan “Coğrafyanın Mitleri”.
272 sayfalık bu zihin açıcı eser, Samet Özgüler’in titiz ve akıcı çevirisiyle Türkçeye kazandırıldı. Richardson, kitabında dünyayı anlamamızı şekillendiren sekiz köklü inancı adeta bir cerrah hassasiyetiyle masaya yatırıyor ve tersyüz ediyor.
Yazar bizi tarihten günümüze uzanan bir yolculuğa çıkarırken şu soruyu soruyor: “Kıtalar”, “duvarlar”, “uluslar” ve “egemenlik” gibi kavramlar, fiziksel birer gerçeklik mi, yoksa bizim dünyayı anlamlandırmak için uydurduğumuz modern mitler mi?
Kitap, kıtaların çiziminden GSYİH’nın (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) ölçümüne, Putin’in rövanşist jeopolitiğinden Afrika’nın “kurtarılma” anlatısına kadar pek çok konuyu ele alıyor. Richardson, coğrafyanın sadece dağlardan, nehirlerden ibaret bir “mekân” olmadığını; aslında insan zihnini şekillendiren en güçlü araçlardan biri olduğunu kanıtlıyor.
Bu kitap sadece bir coğrafya kitabı değil; günümüzün küresel krizlerini —iklim değişikliğini, savaşları, eşitsizliği— anlamak için ezber bozan bir rehber. Hakları ABD’den Almanya’ya, Japonya’dan Yunanistan’a kadar pek çok ülkeye satılan ve uluslararası arenada büyük ses getiren eser, bilgi ile edebiyatı harmanlayan o nadir kitaplardan.
Kitabın kalbinde ise şu çarpıcı tespit yatıyor:
❝ Mitler, hayalî coğrafyalardır: Dünyayı –ve ülkelerini, kıtalarını, sınırlarını, bölgelerini– zihinlerimizde şekillendirdiğimiz anlayışlardır. Bu mitler, dünyanın gerçekte nasıl olduğuna değil, nasıl tahayyül edildiğine dair bir yansımadır. ❞
Jonn Elledge’in de dediği gibi; “Daha ilk bölümde dünyaya bakış açınızı tamamen değiştiriyor ve bunu yedi kez daha yapıyor.”
Eğer siz de dünyaya dayatılan kalıpların ötesinden bakmak, haritaların arkasındaki görünmez çizgileri görmek istiyorsanız, Samet Özgüler’in çevirisiyle dilimize gelen **”Coğrafyanın Mitleri”**ni mutlaka okuma listenize ekleyin.
Bir haritaya bir daha asla aynı gözle bakamayacaksınız.
Keyifli ve bol farkındalıklı okumalar dilerim!






