Akıştasın: Halide Edib Adıvar ve Oxford: Bir Kadın Yazarın İngiliz Akademisindeki Ayak Sesleri

Yükleniyor
svg

Halide Edib Adıvar ve Oxford: Bir Kadın Yazarın İngiliz Akademisindeki Ayak Sesleri

Mayıs 23, 20257 dk okuma süresi

Türk edebiyatının ve düşünce tarihinin öncü kadın figürlerinden biri olan Halide Edib Adıvar, yalnızca yazdığı romanlarla değil, aynı zamanda uluslararası düzeyde yürüttüğü entelektüel faaliyetlerle de iz bırakmış bir isimdir. Onun 1920’li yıllarda Oxford Üniversitesi’nde yaptığı konuşmalar, Doğu ve Batı arasında köprü kurma çabalarının, Türkiye’nin modernleşme sürecini dünyaya anlatma gayretinin ve kadın mücadelesine verdiği evrensel desteğin önemli duraklarından biridir. Bugün geriye dönüp baktığımızda, bu ziyaretin yalnızca bir akademik etkinlik değil, aynı zamanda kadınların bilgi üretiminde söz sahibi olmasının tarihsel bir göstergesi olduğunu görmek mümkündür.

Halide Edip Adıvar – MustafaKemâlim

Doğu ile Batı Arasında Bir Aydın Kadın

Halide Edib Adıvar, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında yaşanan siyasi çalkantılar nedeniyle 1924 yılında eşi Adnan Adıvar ile birlikte yurtdışına gitmiş ve bir süre Avrupa’da yaşamıştır. Bu dönemde hem Türkiye’nin modernleşme deneyimini anlatmak hem de Batı dünyasının Doğu’ya ve İslam’a bakışını sorgulamak amacıyla çeşitli konferanslar vermiştir. Bu konferansların en dikkat çekicilerinden biri, 1925 yılında Oxford Üniversitesi’nde gerçekleştirdiği “Conflict of East and West in Turkey” (Türkiye’de Doğu ve Batı Çatışması) başlıklı konuşmasıdır.

Bu konuşmada Halide Edib, Osmanlı İmparatorluğu’nun çözülme sürecinden başlayarak Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar Türkiye’nin yaşadığı dönüşümü ele almış, Batılı akademisyen ve entelektüellerin karşısında Türkiye’nin kendi iç dinamikleriyle modernleşmeye çalıştığını anlatmıştır. Ona göre, Batı’nın Doğu’ya yönelik yüzeysel ve indirgemeci bakış açıları, gerçek bir anlayış geliştirilmesinin önünde engeldir. Halide Edib, Doğu toplumlarının kendi kültürel ve tarihsel birikimleriyle modernleşme yolunu seçtiklerini vurgulamış, Batı’nın bu süreci dışarıdan yargılamak yerine anlamaya çalışması gerektiğini savunmuştur.

Bir Doğulu Kadının Batı’daki Sesi

Halide Edib’in Oxford’daki konuşmaları yalnızca siyasi ve kültürel meselelerle sınırlı kalmamış, aynı zamanda kadın hakları ve toplumsal cinsiyet meselelerine de değinmiştir. O dönemde Batı’da yükselen feminist hareket, özellikle İngiltere’de oldukça güçlü bir toplumsal dalga haline gelmişti. Virginia Woolf, Vera Brittain, Ethel Smyth ve Millicent Garrett Fawcett gibi isimlerin öncülük ettiği kadın hakları hareketi, kadınların eğitim, çalışma ve siyaset alanındaki mücadelesini gündeme taşıyordu.

Halide Edib, bir Müslüman kadın olarak Batı’daki bu hareketle entelektüel bir temas kurdu. Doğu’da kadınların durumunu içeriden bir ses olarak anlatması, İngiliz feminist çevrelerinde dikkatle takip edildi. Halide Edib, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde kadınların eğitim yoluyla nasıl güçlendiğini, toplumsal hayatta nasıl daha görünür hale geldiğini örneklerle aktardı. Kadının sadece “Doğu’nun mağdur figürü” değil, aynı zamanda değişimin öznesi olduğunu vurgulayan bu anlatı, Batılı kadın hareketlerine yeni bir perspektif sundu.

Halide Edip Adıvar dünyayı da kendine hayran bıraktı - Son Dakika Haberleri

Yazıya Dönüşen Mücadele: The Turkish Ordeal

Oxford’da sesini duyuran Halide Edib, bu dönemin düşünsel birikimini 1928 yılında yayımlanan “The Turkish Ordeal” adlı eserinde kaleme aldı. Bu kitap, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesini ve sonrasındaki yeniden yapılanma sürecini Batılı okurlara anlatmayı amaçlıyordu. Aynı zamanda bu eser, onun Batı ile Doğu arasında diyalog kurma çabasının yazılı bir belgesi olarak da değerlendirilebilir.

“The Turkish Ordeal”, Türkiye’nin yalnızca siyasi bir dönüşüm değil, toplumsal ve kültürel bir devrim yaşadığını savunur. Halide Edib, bu devrimin kadınlar üzerindeki etkisini de detaylandırır. Kadınların eğitim, kamusal alan ve siyaset sahnesindeki artan varlığı, onun anlatısında merkezi bir yer tutar. Bu bağlamda Halide Edib, hem bir romancı hem de bir gözlemci olarak Türk kadınının Batılı muadilleriyle aynı sahnede yer alabileceğini göstermiştir.

Bugüne Yansıyan Miras

Halide Edib Adıvar’ın Oxford’daki ayak sesleri, yalnızca o dönemin değil, bugünün kadın entelektüelleri ve yazarları için de ilham verici bir miras bırakmıştır. Doğu ve Batı arasında kurduğu köprü, farklı kültürler arasında diyalogun, anlayışın ve ortak mücadelenin mümkün olabileceğini göstermiştir. Onun feminist hareketlerle kurduğu temas, kadınların evrensel dayanışma ağına erken bir katkı olarak tarihteki yerini almıştır.

Bugün Halide Edib’i yeniden okumak ve onun Oxford’daki konuşmalarının izini sürmek, sadece geçmişi anlamak değil, aynı zamanda geleceğe dair yeni diyalog alanları açmak için de bir fırsattır. Çünkü Halide Edib’in söylediği gibi, “Bir milletin yükselmesi, kadınlarının yükselmesiyle başlar.”

Bu haber adada kalmaya devam etsin mi?

0 People voted this article. 0 Upvotes - 0 Downvotes.
svg

Aklında bir şey mi var?

Yorumları göster / Yorum bırak

Cevap ver

Yan Daireye Geç
Yükleniyor
svg