Atlanta merkezli sanatçı Alic Brock, Richard Heller Gallery’deki son sergisi “Suspended Daydreams” (Askıda Kalan Hayaller) ile düşle gerçeğin arasındaki o ince çizgiyi sanatsal bir incelikle bulanıklaştırıyor. Kişisel ve toplumsal belirsizlik anlarında tahayyül gücünün sığınılacak bir liman olabileceğini, ancak aynı zamanda rahatlatırken, çarpıtırken ve hatta bazen yönümüzü şaşırtabileceğini keşfe çıkıyor Brock. Eserleri, gündüz düşlerinin gerekli bir kaçış sunduğunu, fakat aynı zamanda bir uyarı taşıdığını fısıldıyor: Gerçek dışılıkta fazla oyalanırsak, etrafımızdaki dünyanın garipliğinden kopabiliriz.
Bu sergi, Brock’un imzası niteliğindeki airbrush tekniğiyle yarattığı akrilik tabloları sunuyor. Ultra hassas bir çalışmayla, buluntu ve kişisel imgeleri dijital manipülasyonla “doğrayıp bozarak” işleyen sanatçı, bu çarpıtmaları daha sonra boyalı formlara dönüştürüyor. Kayan şablonlar, katmanlı kolajlar ve doygun renkler, zaman ve düşünce içinde askıda kalmış hissi veren, parçalanmış, akışkan ve yoğun duygusal yüklü sahneler yaratıyor. Brock’un dijitalin piksel piksel parçalanışını tuvalin dokusal derinliğine taşıması, modern sanatın sınırlarını zorlayan bir estetik sunuyor.
Sanatçının bu eserler dizisi, annesinin vefatı ve kısa bir süre sonra oğlunun doğumu gibi derin bir geçiş döneminde şekillenmiş. Hem kederi hem de yeni bir yaşamı deneyimlemenin getirdiği bu çifte olay, hafızaya ve hikaye anlatıcılığına yeni bir bakış açısı kazandırmış. Oğluna basit resimli kitaplar okuması, Brock’u yüzeyde erişilebilir görünen ancak daha derin duygusal alt akımlarla yankılanan görsel hikayeler yaratma fikrine itmiş. Bu, sanatçının kişisel travmayı sanatsal bir katalizöre dönüştürme yeteneğini gözler önüne seriyor.
1992’de Ohio, Dayton’da doğan ve kendi kendini yetiştirmiş bir sanatçı olan Alic Brock, Atlanta, Georgia’da yaşıyor ve çalışıyor. Sanatsal pratiği sıklıkla pop kültürden besleniyor; sporcuları, müzisyenleri ve hatta Man Ray gibi sanat tarihsel figürleri dijital ve manuel manipülasyon süreçleriyle yeniden yorumluyor. Tekrarlar, ters çevirmeler ve canlı renk paletiyle Brock’un tabloları, görsel aktarım ve çağdaş iletişimin bulanık kanalları üzerine birer meditasyona dönüşüyor.
“Suspended Daydreams” sergisinde Brock, izleyicileri liminal bir alana davet ediyor; kişisel olanın, kültürel olanın ve hayal gücünün iç içe geçtiği, sessiz, parıldayan bir “ara mekan”… Sanatçının katmanlı anlatımı ve post-dijital estetiği, her bir tuvali hem bir rüya manzarasına hem de çağdaş varoluşun karmaşık bir yansımasına dönüştürüyor. Bu sergi, sanatsal üslubuyla izleyicide hem tanıdık hem de yabancı bir duygu uyandırarak, düşlerin ve gerçekliğin dans ettiği o sihirli anı yakalamayı vadediyor.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak