,Komşiler, Ege tavernalarının coşkusunu ve neşesini müziğe taşıyan yeni single’ı “Ouzo Otan Pieis” ile dinleyicilerle buluşuyor. Grup, bu klasikleşmiş parçayı kendi yorumlarıyla sahneleyerek, ritmik ve canlı tınılarla herkesi dansa ve eğlenceye davet ediyor. 💫 Katerina Batalogianni’nin vokali eşliğinde; bouzouki, ud, gitar ve perküsyon gibi enstrümanlar parçanın taverna ruhunu ve dost sofralarının sıcaklığını güçlü bir

Müziği ilk kez dinlemeden önce bize ne hissettireceğini fısıldayan ilk şey nedir? Şarkı sözleri mi, grubun adı mı? Genellikle hayır. Bir albümün kimliği, ruhu ve hatta hikayesi, çoğu zaman albüm kapağında gizlidir. Bir zamanlar sadece bir paketi koruyan bir araç olan albüm kapakları, dijitalleşen dünyada bile etkisini kaybetmeden, müziğin kendisi kadar güçlü bir sanat formuna

 Lynks, electroclash, punk ve avangart pop’u benzersiz bir queer gösterisine harmanlayan, Londra merkezli bir pop provokatörü. Sanatsal olarak Bristol’un underground sahnesinde şekillenen Lynks, üniversite bodrum katı partilerinden çöp torbaları ve lastik eldivenler giyerek çıktı ve müziğini “bir odun parçalayıcıya atılmış büyük bir pop diva şovu” arasında bir yerde olarak tanımlıyor. M.I.A., Peaches ve performans

 STONE, vokalist ve gitarist Finlay Power’ın liderliğindeki Liverpool merkezli dört kişilik bir grup. Punk, hardcore ve alternatif rock’ın yüklü bir füzyonunu icra ediyorlar. 2020’de ortaya çıkan grup, 2024 yılının Temmuz ayında, Rich Costey prodüktörlüğünde ilk albümleri *”Fear For A Lifetime”*ı yayınladı. İçgüdüsel enerjileri ve elektrikli canlı performanslarıyla tanınan STONE, Birleşik Krallık’ın yeni punk ve

 Velvetine, vokalde Mia Scarlet, gitarda Ross Fernyhough, basta Josh Rowell ve davulda Nate Wicks’ten oluşan, Londra merkezli bir alternatif rock grubu. Dörtlü; post-punk, shoegaze ve gotik sanat rock’ı kendi özgün sound’larında harmanlıyor. David Lynch, Fransız Yeni Dalgası gibi sinematik etkilenimlerin yanı sıra, Nick Cave ve My Bloody Valentine’ın yoğunluğundan da ilham alıyorlar. Müzikleri, gotik

 DEAFDEAFDEAF, Greater Manchester, Birleşik Krallık merkezli bağımsız bir grup. Kuzey’in post-punk ve shoegaze sahnesindeki en tavizsiz ve dinamik yeni oluşumlardan biri olarak ün kazanıyorlar. Soundları, silahsızlandıran shoegaze, feedback yüklü post-punk ve Mancunian (Manchester’lı) cesaretinin vahşi bir karışımı. Hem kaosu hem de netliği barındıran bu müzik, gürültüye bakarken aynı zamanda duyguyla kükrüyor. 💫 Louder Than

 Arcane Moon, Mart 2024’te Essex, Birleşik Krallık’ta kurulan özgün bir indie rock grubu. R.E.M., Radiohead ve The Police gibi isimlerden ilham alan dörtlü; duygusal melodileri, karmaşık groove’ları ve iç gözlemsel sözlerle harmanlıyor. Soundları, klasik İngiliz alternatif müziği ile modern duygusal rock arasında bir köprü kuruyor: dokulu, düşündürücü ve zamansız. 💫 Grup — Josh (gitar/vokal),

 KILLGURLS, Sacramento merkezli, kaba gürültüyü melodik kancalar ve özür dilemeyen punk enerjisiyle harmanlayan bir rock triosu. Müzikleri, agresif gitarları ve sürükleyici ritimleri lirik dürüstlükle birleştirerek modern rock’a ham bir tavır ve filtrelenmemiş bir duygu katıyor. 💫 “CAKE”, KILLGURLS için daha karanlık akıntılar ve keskin bir odaklanma ile yeni bir sayfa açıyor. Grubun punk kökleri

 Şiirle Yarılmış Bir İlk Albüm İskoç şarkıcı ve söz yazarı Iona Zajac, ilk albümü BANG ile dinleyiciyi daha ilk saniyeden durup yeniden dinlemeye zorlayan o nadir isimlerden biri olduğunu kanıtlıyor. Albümdeki kimi ifadeler, Leonard Cohen ya da Joni Mitchell gibi şiir kitabı yayımlayacak kadar dil ustalığına sahip sanatçıları akla getiriyor.Zajac, şimdiye dek belki en

1960’larda Stewart Brand’in NASA’ya yönelttiği çok basit bir soru vardı:“Neden hâlâ Dünyanın tümünü gösteren bir fotoğraf görmedik?” Bu soru, hem çevreci hareketi hem de modern kültürel farkındalığı ateşleyen imgelerin yolunu açtı: ATS-3’ün dünyayı mavi bir küre olarak gösteren ilk fotoğrafı ve Bill Anders’ın Earthrise’ı… İnsanlığın kendine dışarıdan bakabildiği ilk anlar bunlardı. Bugün, bu bakış açısı

 Galler doğumlu şarkıcı, söz yazarı ve yapımcı Hana Lili, son yıllarda alternatif rock sahnesinin yükselen isimlerinden biri hâline geldi. Deftones, Nirvana, Pixies ve No Doubt gibi devlerden aldığı ilhamı kendi saf enerjisiyle harmanlayan Lili; güçlü vokali, keskin melodileri ve dürüst söz yazımıyla kendine özgü bir rock kimliği kuruyor. Coldplay ve Circa Waves gibi dev

 🎧 Endüstriyel öfke, karanlık dans ritimleri ve bedenden yükselen bir çığlık. Manchester–Berlin hattında şekillenen İngiliz-Fransız kolektif Mandy, Indiana, 2018’den bu yana noise rock, industrial techno ve post-punk arasında keskin, yüksek gerilimli bir hatta ilerliyor. Fransızca vokalin keskinliği, yeraltı mekânlarında kaydedilen mekanik ritimler ve duvara çarpan bir yoğunluk… onların dünyasında ses bir yapı değil, bir

 Cork’un yükselen indie/shoegaze gücü Cliffords, gitar duvarlarıyla örülü geniş bir ses evrenini Iona Lynch’in duru ama güçlü vokalleriyle buluşturan o “widescreen” estetiğin yeni temsilcilerinden. Wolf Alice’ın gölgesinden geçip kendi ışığına kavuşan bir ses: hem kırılgan hem devasa, hem karanlık hem melodik. Yeni single “Marsh”, grubun canlı performanslarında “curveball opener” olarak ün kazanmış parçalarından biri

 Hollanda’nın elektronik sahnesinde kendine sert bir rota açan ZEP, klasik konservatuvar kökenini skate kültürü, breakbeat enerjisi, hip-hop’ın ham ritmi ve punk’ın çiğ özgüveniyle birleştiren ender isimlerden biri.Canlı performansları bir DJ setinden çok, baş döndüren bir ses kasırgası: breakbeat’le rock kafa kafaya çarpışıyor, ritimler kayıyor, enerjiler sıçrıyor. Yeni teklisi “NOBODY”, ZEP’in bu çarpışma estetiğini daha

 Zagreb’in disiplinlerarası sahnesinden yükselen SVEBOR, klasik keman virtüözlüğünü çağdaş elektronik müzikle birleştirerek kendine ait bir ses evreni kuruyor. Bir yanda canlı looping tekniğinin kusursuz katmanları, diğer yanda sinemacı kimliğinin getirdiği güçlü görsel anlatı…SVEBOR’un dünyasında müzik, görüntü ve hareket aynı ritimde nefes alıyor. Yeni albümü LOOP, adını taşıdığı döngü tekniğinin ötesine geçen bir manifesto niteliğinde:

 Hyper-pop’un sınır tanımaz mimarı Charli XCX ile The Velvet Underground efsanesi John Cale aynı odanın içine kapatıldığında ortaya çıkan şey bir “şarkı”dan çok daha fazlası: bir durum, bir gerçeklik krizi, bir klostrofobik manifesto. Charli’nin keskin elektronik estetiğiyle Cale’in avangard karanlığı bir araya gelince, “House” adeta bir bilinç monoloğuna dönüşüyor.Pop melodiler yok; bunun yerine —çöken

 Londra merkezli sleepazoid, yeni nesil alt-rock sahnesinin yükselen kolektifi.Nette France’ın vokalindeki kırılgan sertlik, Josef Pabis’in omurgayı tutan bas hattı, Luca Soprano’nun hem vokal hem davulla kurduğu ritmik agresyon ve George Inglis – Jim Duong ikilisinin çift gitar dokusu…Tüm bunlar birleştiğinde, grunge’ın çiğ enerjisini shoegaze’in geniş atmosferleri ve post-punk’ın karanlık itişiyle bir araya getiren, katmanlı

 2023’te kurulan MOULD, UK sahnesine jet hızıyla giren, kısa ömürlü dikkat aralıkları için “hızlı ve doğrudan” indie rock üreten üçlü.Kendi kendine yayımlanan ilk şarkıları Birdsong ve Nice Swan Recordings’den çıkan EP ile başlayan yolculuk, 2025’te 5DB’ye imza atmalarıyla daha da ivme kazandı.MOULD açık bir mesaj veriyor: “Spread the MOULD.”Yani: Hızlı, kirli, yerinde durmayan rock’ı

 Londra çıkışlı alt-pop kışkırtıcısı girli (Milly Toomey), “Better Undressed” ile kendine yeni bir dönem açıyor: daha çıplak, daha dürüst, daha kırılgan.PC Music parlaklığı, bubblegum pop enerjisi ve punk öfkesiyle kurduğu dünyayı bu kez kabuklarından sıyırıyor; geriye hem mizahi hem acıtan bir gerçeklik kalıyor. Parça yüzeyde eski sevgiliyle “yeniden yakınlaşma” üzerine bir oyun gibi görünse

 Yorkshire çıkışlı ama Londra sahnesinde kök salan DEADLETTER,post-punk’ın keskin zekâsını dans pistinin teriyle birleştiren o nadir gruplardan.Gang of Four’un politik asiditesi, Talking Heads’in köşeli ritimlerive kendi kuşaklarına ait umutsuz bir mizah…Hepsi bir arada, “To the Brim”’de adeta taşmış durumda. 🔥 Parça, inkârın bedeni üzerine yazılmış bir iç monolog gibi.Bir şeylerin yanlış gittiğini fark edip

 Londra’nın çok katmanlı seslerinden biri olan Kae Tempest,her zaman kelimelerin ötesinde konuşan bir sanatçı oldu.Şair, oyun yazarı, müzisyen ve anlatıcı…Tempest’in sesi, hem bir toplumsal yankı hem de kişisel bir arayış.2025’te yayımlanan beşinci albümü Self Titled, bu arayışın en içsel halkası —özgürlüğün hem bir hediye hem de bir bedel olduğunu hatırlatan bir albüm. 🔥 “Freedom!

 Londra çıkışlı kardeş ikili The Molotovs (Mathew & Issey Cartlidge),Brit rock sahnesine uzun süredir eksik olan bir şeyi geri getiriyor: kibirli özgüven, saf enerji ve gitarın gözü kara hali.Henüz yirmili yaşlarının başındalar ama müzikleri,Oasis’in isyanını, The Jam’in politik tınısını ve 2000’lerin kulüp seslerini aynı potada eritiyor. 🔥 “Rhythm Of Yourself”, grubun kim olduğunu anlatan