Robert M. Schwartz’ın Babamın Hayatı adlı romanı, Telemak Yayınları etiketiyle ve Baha Öngel’in çevirisiyle Türkçede okurla buluştu. İlk kez 1778’de yayımlandığında büyük ses getiren eser, dönemin alışılmış edebi anlayışlarına meydan okumuş; koca bir kitabın, ismi dahi bilinmeyen bir köylünün yaşamına adanması kamuoyunu ve eleştirmenleri şaşkına çevirmişti. Fransız yazar Nicolas-Edme Restif de la Bretonne, Rousseau etkisiyle

Nilüfer Belediyesi tarafından her yıl bir yazar anısına düzenlenen “Yılın Yazarı” etkinlikleri kapsamında bu yıl Türk edebiyatının usta kalemlerinden Rıfat Ilgaz onurlandırılıyor. Etkinlikler çerçevesinde düzenlenen 2025 Yılın Yazarı Rıfat Ilgaz Öykü Ödülü için başvuru süreci 16 Haziran’da başlıyor. Son başvuru tarihi 29 Ağustos olarak belirlenen yarışmada, yazar adayları daha önce yayımlanmamış ve basılmamış en fazla

Chicago Sun-Times gazetesi, 18 Mayıs 2025 tarihli Yaz Rehberi ekinde yer alan sahte kitap önerileri ve var olmayan uzman görüşleriyle ciddi bir yapay zekâ tartışmasının odağına yerleşti. Rehberde hem gerçek yazarların yayımlanmış eserleri hem de yapay zekâ tarafından tamamen uydurulmuş kitap adları yer aldı. Isabel Allende, Taylor Jenkins Reid ve Delia Owens gibi yazarların hiç

Bedia Tuncer tarafından derlenen “Akıl Hastalarının Yazdıkları Şiirler”, Beyoğlu Kitapevi etiketiyle okuyucuyla buluştu. 1960’larda, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne, çökmüş ağır bir hüzün havası içinde bir öğretmen, Bedia Tuncer, sessiz kalan ruhların sesi olarak, hastalarını şiirin iyileştirici gücüyle bir araya getirdi. İçlerindeki arzuyu, acıyı, umudu dizelere dökmeye yönelten Tuncer, 1964 yılında kendi hâlinde bir

Hande Koçak’ın yazdığı “Dağpaklayan”, Sel Yayıncılık tarafından yayımlandı. Kendi felaketini kendi elleriyle hazırlayan insanlığın eve kapanmak zorunda kaldığı ve doğanın da bu sayede nefes alabildiği salgın günlerinden bir panorama sunan “Dağpaklayan”, siyasetle, felsefeyle, edebiyatla ilerleyen bir kitap. Okuru haklı öfkenin kapladığı satırlarda hem en tepeye çıkarıp hem de köhne köşelerde dolandıran kitap, insanlığın kapitalizm sayesinde

Alejandro Zambra’nın kaleme aldığı “Bir Noel Hikâyesi” adlı kitap Notos Kitap’tan Saliha Nilüfer çevirisiyle okuyucuyla buluştu. “Bir Noel Hikâyesi”nde bir yazarla editörünün uzun bir zaman dilimine yayılan ilişkisiyle birlikte yazmanın eylemine, eleştirinin yapıcılığına ve kırılgan dostluklarla ilgili yarı otobiyografik bir anlatı sunan Alejandro Zambra, yazarın, yazma sürecindeki yalnızlığıyla birlikte editörün emeğini de pas geçmiyor. Gerçekle

Kassandra Montag’ın “Selden Sonra” adlı romanı, Livera Yayınları etiketiyle, Serkan Göktaş’ın çevirisiyle Türkçeye kazandırıldı. Roman, iklim krizinin distopik sonuçlarını ve insan doğasının sınandığı bir geleceği etkileyici bir kurguyla ele alıyor. Kitapta, su altında kalmış bir dünyada, kızı kaçırılan bir annenin dramatik ve tehlikeli yolculuğu anlatılıyor. Myra, yüzyıl sonrasının değişmiş ve acımasız coğrafyasında kızını kurtarmak için

Angie Cruz’un kaleme aldığı “Dominikli” adlı roman Bilgi Yayınevi tarafından Cengiz Yücel çevirisiyle okuyucuyla buluştu. Ailesinin baskısıyla Juan Ruiz’le evlenip New York’a yerleşen Ana’nın, bu evliliği aynı zamanda ailesinin Dominik Cumhuriyeti’nden ayrılmasına da yardımcı olacaktır. Olaylar bu şekilde gelişirken 1965 yılının ilk gününde Ana, geçmişindeki her şeyi ardında bırakıp küçücük bir apartman dairesinde yaşamaya başlayan

VakıfBank Kültür Yayınları (VBKY), “İstanbul’dan Londra’ya Şileple Bir Yolculuk” adlı kitabı okurlarla buluşturuyor. Jules Verne ve Camille Flammarion gibi isimlerden etkilenerek coğrafya ve yazmaya ilgi duyan Faik Sabri Duran, bu merakını Sorbonne Üniversitesi’nde aldığı coğrafya eğitimiyle derinleştirdi. Duran’ın “Telamon” adlı bir şileple yaptığı bu yolculuk, yalnızca bir coğrafyacının gözünden değil, aynı zamanda bir yazar ve düşünürün bakış

Roni Nasır Kaya’nın kaleme aldığı “Atların Çığlığı” isimli öykü kitabı SRC Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı. Toplam sekiz öyküden oluşan “Atların Çığlığı”, insanı en mahrem hâliyle yüzleştirirken, zulme maruz kalanların, sesleri bastırılanların, göz ardı edilenlerin hikâyelerini çarpıcı bir dille anlatıyor. Roni Nasır Kaya’nın okur üzerinde bazen bir tebessüm, çoğu defa da boğazınızda takılıp kalan bir

Brigitte Labbé’nin kaleme aldığı, Günışığı Kitaplığı tarafından, Azade Aslan çevirisiyle yayımlanan Çıtır Çıtır Felsefe dizisinin yeni kitabı Gurur ve Utanç, çocuklara ve gençlere yönelik olarak yazılmış gibi görünse de aslında her yaştan bireyin kendi duygularını tanıması, anlaması ve sorgulaması için önemli bir felsefi yolculuk sunar. Yazar, “gurur ve utanç” gibi iki temel duygunun insanlar üzerindeki

Helga Rittersberger-Tılıç’ın derlediği “İsyan ve İtaat Arasında”, Ayrıntı Yayınları etiketiyle yayımlandı. 2013 sonrasında Türkiye’de gelişen toplumsal hareketlerle ilgili kapsamlı bir tartışma alanı yaratan “İsyan ve İtaat Arasında”, derin teorik ve pratiklerin yer aldığı makalelerden oluşuyor. LGBTİ+ hareketlerinden veganlığa, sosyal medya kullanımından vicdani rete kadar pek çok konu başlığı altında toplanan makaleler, Gezi Direnişi’nin yarattığı kolektif

Seda Küçük’ün yeni romanı “Deli Sarpa” Ceres Yayınları tarafından yayımlandı. İnsan ilişkilerindeki karmaşıklığı, maziyle yüzleşmeyi ve bir kadının kendi dünyasında yaptığı yolculuğu anlatan kitap, Küçük’ün yedinci romanı olma özelliği taşıyor. Hasretler, aile içi ilişkiler ve kayıplarla insanın derin dehlizlerine inen “Deli Sarpa”da Seda Küçük, akılda kalıcı tasvirleri ve okuru peşinden sürükleyen dili, güçlü karakterleriyle dikkat

Wilhem Genazino’nun ölmeden önce yayımlanan son romanı “Ne Para Ne Saat Ne Kasket” Tevfik Turan’ın çevirisi, Jaguar Kitap etiketiyle yayımlandı. Bilindil bir Genazino kahramanı olarak nitelenebilecek anlatıcı, bir sokak festivalinde tesadüfen eski karısıyla karşılaşır. Kendisi, yeni ilişkilere yelken açmaya başlamış olsa da yaşamaya eski karısına, evliliğine ve evlilik üzerine düşüncelerinden bir türlü kendini kurtaramamıştır. Her

Türk edebiyatındaki nitelikle öykü geleneğini destekleme için düzenlenen Fakir Baykurt Öykü Ödülü’nün, bu yılki sahibi “Âlemciler” adlı kitabıyla Zafer Doruk’un oldu. 2025 yılında yazar Sel Yayıncılık etiketiyle yayımlanan kitap, anlatıdaki etkisi ve toplumsal duyarlılığıyla seçici kurul tarafından ödüle layık görüldü. “Âlemciler”de bireyin iç dünyası ile toplumsal realite arasındaki çatışmayı incelikle dokurken, bireysel ve toplumsal hafızaya

Belgesel yönetmeni ve yazar Anna Pazos’un yazdığı “Rüzgârı Beklerken”, Emrah İmre çevirisiyle Medusa Yayınları etiketiyle yayımlandı. Pazos’un gençliğin son zamanlarında dolanan bir neslin coşkusunu ve narinliğini bir arada anlatan kitap, samimi bir dille insan ruhunun iki zıt kutbunu bir araya getiriyor. Doğup büyüdüğü kent olan Barselona’dan Selanik’in etrafa saçılmış özgür ruhuna, Kudüs’ün gerçekliğine, Atlantik’in uçsuz

William Godwin’in ‘Edward Baldwin’ takma ismiyle yazdığı “Antik Yunan Tarihi”, Merve Ozan çevirisi ve Fihrist Kitap etiketiyle okuyucuyla buluştu. Özellikle olgunluk döneminde yayımladığı eğitim kapsamlı kitaplarıyla “romantik” kuşağa esin kaynağı olan Godwin, “Antik Yunan Tarihi”nde sürükleyici bir antik dönem tarih yazımına girişerek ahlâklı, aydın, kökenlerine sahip çıkan genç bir nesil yetiştirmeyi amaçladı. John Keats, Lord

Sinemacı, yönetmen ve yazar Canan Gerede’nin otobiyografik anlatısı “Devrim Çiçeği”, Kırmızı Kedi Yayınevi etiketiyle okuyucuyla buluştu. Gerede’nin yaşamından kesitler sunan parça, sarsıcı olduğu kadar samimi ve edebi bir biçimle hikâyesini anlattığı “Devrim Çiçeği”, sadece bir yaşam öyküsünü değil; bu topraklara özgü köklerin, kırılma anlarının, sınıf çatışmalarının, kadınlık hâllerinin ve sanatın merkezinden yükselen bir hafızayı açığa

Elif Soykan’ın yazdığı “Ben Ne Zaman İnsan Olacağım?” adlı kitap Üçüncü Göz Yayınları etiketiyle yayımlandı. İlk kitabı “Ben Ne Zaman İnsan Olacağım?”la edebiyat dünyasına felsefi ve mizahi bir giriş yapan Elif Soykan, hayatın içinde yaptığımız ucu belirsiz bir yolculukta olduğumuz fikrinden yola çıkarak eğlendirirken düşündüren bir kitaba imza atıyor. Yaşamdaki ulvi amacı “insan olmak” olan

James Salter’in edebiyat otoriterlerince kabul gören “Bir Oyun, Bir Eğlence” adlı romanı Jaguar Kitap’tan Suat Kemal Angı çevirisiyle ilk kez Türkçede. Fransa’da fırtınaların koptuğu 1960’lı yıllarda, Yale Üniversitesi’ni yarıda bırakmış maceraperest ruhlu Phillip Dean isimli bir genç tatil için Paris’e gelir. Ancak kısa bir zaman sonra şehrin monoton ve fazlasıyla “turistik” ritminden sıkılarak arkadaşından ödünç

Sara Ahmed’in yazığı “Şikayet!” adlı kitap Sel Yayıncılık etiketi, Sinem Sancaktaroğlu Bozkurt çevirisiyle raflardaki yerini aldı. Akademide vuku bulan ve sistematik bir biçimde görmezden gelen cinsel istismar, taciz, mobbing, ırkçılık, engelli dışlayıcılığı ve transfobi gibi can yakan problemleri bizzat birinci ağızdan tecrübelere dayanarak teşhir eden Sara Ahmed, “Şikayet!” kitabında mevzu bahis zorbalıkların kurum içindeki kaynakları

Manuel Vilas’ın kaleme aldığı “Ordesa” adlı roman İdil Dündar çevirisiyle Bilgi Yayınevi etiketiyle okuyucuyla buluştu. Yaşamanın ortasında bir kavşakta olan bir adam, kökenini, nihayetinde geldiği yeri ve ailesinin yok olması yüzünden derin hezeyanlar yaşamaktadır. Tüm bu büyük kaosun içinde yaşadıklarını yazmaya karar verir. Hayaletlerin kapladığı geçmişinin acı dolu hatıraları içinden çocuklarıyla arasındaki ilişkisini yeniden gözden

Mohamed Mbougar Sarr’ın yazdığı “Safi İnsan Onlar” adlı kitap Ayşe Saltıkalp çevirisiyle Everest Yayınları tarafından yayımlandı. Bir üniversitede edebiyat hocası Ndéné Gueye, Senegal’de ağızdan ağza dolaşan ve onlarca öfkeli insanın mezarlıktaki bir cesedi çıkarıp götürdüğü videoyu izler. Durum karşısında ne yapacağını bilemeyen Gueye, cesedin kime ait olduğunu, geçmişini ve ailesini araştırmaya başlar. Gueye’nin, üzerinden çok

İspanyol edebiyatının önde gelen isimlerinden Manuel Vilas, Neşe adlı romanıyla Türkçede okurlarıyla buluşuyor. Bilgi Yayınevi tarafından yayımlanan bu eser, geçmişin acılarını ve kayıplarını, yaşamın anlamını ve neşesini arayan bir yolculuğun izini sürüyor. Vilas, karakterinin içsel keşfiyle okurları derin düşüncelere sevk ediyor, neşeyi arayışının ardında insanın varoluşsal sorgulamalarına yer veriyor. Manuel Vilas, daha önce Ordesa gibi

Tuna Kiremitçi’nin yazdığı “Kumarbaz” adlı kitap Doğan Kitap etiketiyle raflardaki yerini aldı. Zamanının meşhur iş insanlarından eski TBMM vekili Sadık Alpsoykan, her ay kumar oynamak için gittiği KKTC’de ölü bulunur. KKTC’nin Türkiye’den destek istemesi üzerine, İstanbul’dan Başkomiser Perihan Uygur ile Ankara’dan Cumhuriyet Başsavcısı Yelda Kansu, Girne’de yaşanan vakayı soruşturmakla görevlendirilirler. Kıbrıs’taki olay henüz aydınlanmamışken İstanbul

Japon yazar Hiromi Kawakami’nin Nişino’nun On Aşkı adlı ödüllü romanı, M. Alparslan Demir’in çevirisiyle Budala Kitap’tan yayımlandı. Kawakami, bu eserinde aşka dair evrensel ve çarpıcı sorulara yanıt arıyor. Japonya, Amerika, İspanya, İtalya, Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde çoksatarlar arasında yer alan roman, modern bir destan sunarak okurları farklı bakış açılarıyla aşkı keşfe çıkarıyor. Kitap, her

Jon Fosse’nin yazdığı “Beyazlık” isimli roman Monokl Yayınları tarafından Banu Gürsaler Syverttsen çevirisiyle raflardaki yerini aldı. Nereye gideceğini düşünmeden yola koyulan bir adam bir ormanda arabası toprağa saplanıp kalınca kendini ne yapacağını bilemez bir hâlde bulur. Mevsimlerden sonbahardır ve etrafında ışık namına hiçbir şey yoktur ve üstüne üstlük kar yağmaya başlamıştır. Yardım çağırmak ya da

Francesca Simon’un dünya çapında sevilen çocuk karakteri Felaket Henry, Epsilon Yayınevi etiketiyle Türkçeye kazandırıldı. Kuralları umursamayan, sebze yemekten nefret eden ve ödevden kaçan Henry, bu kitabında yine yaramazlıklarıyla ortalığı karıştırıyor. Uslandırılamayan tavırları ve kardeşi Mükemmel Peter’la olan eğlenceli çekişmeleriyle Henry, okurları hem şaşırtıyor hem de güldürüyor. Çocuk edebiyatının klasikleri arasında yer alan Felaket Henry, sadece

Çağdaş edebiyatımızın ödüllü yazarlarından Behçet Çelik, ilkgençliğin samimi ve sahici duygularıyla örülü bir duruşma oyunu kuruyor. Bir aile meselesini çözmek için, dört arkadaşı hukuk yolunda bir araya getiriyor. Duru anlatımı ve güçlü öykülemesiyle temposu hiç düşmeyen roman, aynı plağı dinleyenlerin, bir matematik kümesinde buluşanların, kendini ifade edemeyenlerin, küskünlerin ve arada kalanların hikâyesini anlatıyor. Yazdıklarıyla hep