VakıfBank Kültür Yayınları (VBKY), “Sinema ve Deneyim” isimli kitabı okurlarıyla buluşturuyor. Miriam Bratu Hansen’in kaleme aldığı, Salih Furkan Sevim’in dilimize çevirdiği kitap, Siegfried Kracauer, Walter Benjamin ve Theodor W. Adorno’nun eleştirel yaklaşımlarını Weimar döneminden 1960’lara kadar sinema ve fotoğraf üzerinden inceliyor. Miriam Bratu Hansen, daha önce bilinen ya da Kracauer örneğinde olduğu gibi daha az

Mafalda’nın karanlıkla tanışmasının üzerinden altı yıl geçti. Karanlığa alışsa da Mafalda’nın hâlâ yapmak istediği çok şey var: kitabını bitirmek, sahilde tek başına bir gün geçirmek ve en önemlisi bir en iyi arkadaş edinmek. Mafalda, okuluna yeni gelen kız ile tanışınca yeni en iyi arkadaşını bulduğunu düşünüyor. Moony tam da onun anlaşabileceği türde biri: kitaplara bayılıyor,

Stoacılık: Hayatın zorluklarına ve değişkenliklerine karşı sakin, güçlü ve dengeli bir tutum geliştirmeyi amaçlayan felsefe. Peki bu kadim bilgeliği modern açmazlarda sürüklendiğimiz yaşamlarımıza nasıl uygulayabiliriz? Tam bu noktada, Antik Stoacıların bilgelik dolu öğretilerini günümüze uyarlayan Stoacının El Kitabı daha sakin, mutlu ve dengeli bir hayatın anahtarını sunuyor. Marcus Aurelius, Epiktetos ve Seneca gibi büyük düşünürlerin

Slavoj Žizek’in kaleme aldığı “Hegel ve Bağlı Beyin” adlı kitabı Encore Kitap’tan İrem Taşcıoğlu ve Mehmet Öznur çevirisiyle yayımlandı. Slavoj ŽiŽek son sürat gelen bir çağı ele aldığı kitabında pek çok soruyla karşılıyor okurunu. İnsan beyninin başka insanlara ya da direkt makinelere bağlanacağı post-insan çağında, insanlığın varoluş meselesine Hegel’in perspektifinden bakarak mercek altına alıyor. “Hegel

Çağdaş Yunan edebiyatının ödüllü yazarlarından Giorgos Panagiotakis, Türkçe’deki ilk romanında okurunu, Brezilya’nın en büyük kentlerinden Rio’nun bir gecekondu mahallesine, daracık sokakları ve yokuşlarıyla bir “favela”ya konuk ediyor. Yoksulluğun, tehlikenin kol gezdiği bu derme çatma, kalabalık mahallede bir grup genç, futbol tutkuları sayesinde kadere meydan okuyor. Sıradanlaşmış kötülüğe ve şiddete karşı direnişin, sevginin ve son düdüğe

Çocukluğu ya da ilk gençliği 90’lı yıllara denk gelenler Ay Savaşçısı’nı hatırlayacaktır. İlk, manga olarak ortaya çıkan sonra da animesi üretilen Ay Savaşçılarının dünyasına hakim olmak o yıllarda önemli bir meziyetti. Japon yazar Naoko Takeuchi bu eserinde Ay Savaşçısı’na dönüşerek Ay prensinin ve Efsanevi Gümüş kristalin arayışına çıkan on dört yaşındaki Usagi Tsukino’nun maceralarını anlatır.

Edward Ashton’ın kaleme aldığı “Mickey 7” adlı romanı İthaki Yayınları’ndan Burcu Denizci çevirisiyle yayımlandı. “Parazit” filminin Oscar ödüllü yönetmeni Bong Joon-ho’nun, başrolünde Robert Pattinson’ın yer aldığı merakla beklenen “Mickey 17” filmine esin kaynağı olan “Mickey 7” artık Türkçede! İngiliz bilimkurgu yazarı Stephen Baxter’ın, “Andy Weir, tahtın sallanıyor!” diye nitelediği, The Wall Street Journal’ın, “Sürprizlerle dolu

İskandinav polisiyesinin dünyaca ünlü kalemi Jo Nesbo’nun yeni kitabı “Kanlı Ay”, Doğan Kitap’tan Hülya Balcı çevirisiyle yayımlandı. Oslo’da bulunan bir kadın cesedinin ardından katillin peşine düşen polis, katilin imzası olduğunu düşündüğü izleri takibe alır. Bu arada başka bir kadının kaybolduğu haberi yayılır. Polis, kaybolan kadının da aynı katil tarafından öldürüldüğü ihtimali üzerinde durmaktadır. İsveç’in başkenti

Ann Quin’in 1969 yılında yazdığı “Pasajlar”, Everest Yayınları’ndan Selvi Danacı çevirisiyle okuyucuyla buluştu. İşkence sonucu öldürüldüğünden şüphelenen kayıp erkek kardeşini arayan bir kadının çarpıcı hikâyesini anlatıyor “Pasajlar”. İsimsiz bir ülkede, fakirlik içinde sevgilisiyle birlikte yaşayan ve adamın günlüğünden, aldığı notlardan oluşan mitlerin de anlatıya girdiği roman, Ann Quin’in, “Berg”, “Üç” ve “Triptikler” adlı kitaplarından aşina

Yael Van der Wouden’ın yazdığı “Emanet” adlı roman Livera Yayınları’ndan Şafak Tahmaz çevirisiyle yayımlandı. Hollanda’nın ücra bir köşesinde savaş ve kayıpların altındaki bir taş evde yalnız yaşayan Isabel’in geçmişini sırtında taşıdığı hayatı, kardeşi Louis’nin sevgilisi Eva’nın gelişiyle ters yüz olur. Eva, sadece bir misafir değil, aynı zamanda Isabel’in ıssız yaşamına çakılan bir kıvılcım olur. Ve

Macar edebiyatının en önemli kalemlerinden Sándor Csoóri’nin yazdığı “Böyle Görsün Görmek İsteyen” adlı deneme kitabı Telemak Yayınları etiketi, Barış Yılmaz çevirisiyle raflardaki yerini aldı. Sándor Csoóri, Macaristan’ın kırsal bölgesindeki fakir köylerinden biri olan Zámoly’de çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geliş. 1954 yılında ilk şiir kitabıyla Attila József Ödülü’nü alan ve yaşamını yitirdiği 2016 yılına

Haruki Murakami’nin uzun bir aradan sonra kaleme aldığı “Şehir ve Belirsiz Duvarları” adlı romanı Doğan Kitap’tan Ali Volkan Erdemir çevirisiyle yayımlandı. Çağımızın yaşayan en iyi edebiyatçılarından biri olarak kabul edilen, eserleri 50’den fazla dile çevrilen Japon yazar Haruki Murakami, uzun bir aranın ardından yeni romanıyla okurlarının karşısında. New York Times’ın “21. yüzyıl edebiyatını icat eden

Molly Anne Rothenberg, Slavoj Zizek, Dennis A. Foster’ın derlediği “Sapkınlık ve Toplumsal İlişkiler” Axis Yayınları etiketiyle yayımlandı. Uzun zaman önce Fransız psikanalist Octave Mannoni’nin yazdığı “Çok iyi biliyorum, ama yine de”nin (Je sais bien, mais quand meme) merkezinde olduğu “Sapkınlık ve Toplumsal İlişkiler”de, Slavoj Žižek’in sapkınlığa toplumsal ve politik bir açıdan bakarken, ünlü Lacancı çevirmen

Dünyaca ünlü filozof ve psikoterapist Donlald Robertson’ın son kitabı “Sokrates Gibi Düşünmek”, Beyaz Baykuş Yayınları’ndan Cemak Can Tarımcıoğlu çevirisiyle yayımlandı. Günümüz modern çağında felsefi düşünceyi günlük hayata katmanın ipuçlarını veren kitap, diğer yandan Sokrates’in hayatına ve fikirlerine değinmeyi de ihmal etmiyor. Sokrates’in felsefi diyalogları ve yaşam öyküsünden yola çıkan “Sokrates Gibi Düşünmek”te Robertson, bilişsel davranışçı

2024 Nobel Edebiyat Ödülü kazananı, Güney Kore’nin dünya edebiyatındaki en önemli temsilcisi Han Kang’ın yeni romanı “Sevgilinin Soğuk Elleri” April Yayıncılık tarafından Göksel Türközü’nün çevirisiyle okurlarla buluşacak. “Vejetaryen”, “Çocuk Geliyor”, “Beyaz Kitap” ve “Veda Etmiyorum”dan sonra Han Kang, şimdi de külliyatının erken dönem eserlerinden biri olan “Sevgilinin Soğuk Elleri”nde de yine yüzünü insana çeviriyor. Merkezine

VakıfBank Kültür Yayınları (VBKY), “Tarihin Savunusu” isimli kitabı okurlarıyla buluşturuyor. Richard Evans’ın kaleme aldığı Uygur Kocabaşoğlu’nun dilimize çevirdiği bu çalışma, tarih disiplininin bir savunusu. Geçmiş kültürleri, yaşam biçimlerini, olgu ve olayları anlamamız ya da onlarla anlamlı bir irtibat kurmamız konusundaki şüphelerin yoğun olduğu bir çağda Evans, “Tarihin Savunusu”nda nüktedan üslubu, 20. yüzyıl tarihçiliğinin önde gelen tarih metinlerine referanslar

Yukito Ayatsuji’nin yazdığı “Ongen Ev Cinayetleri”, Domingo Yayınevi tarafından Zeynep Ebru Okyar çevirisiyle yayımlandı. Bir üniversitenin polisiye edebiyat kulübünün üyeleri, her yıl düzenledikleri gezileri için bir haftalığına ıssız bir adada toplanırlar. En beğendikleri polisiye romanları aratmayacak bir atmosfere adım attıklarını düşünürlerken, adanın mazisindeki korkunç bir trajediyi hatırlatan bir katil öğrencileri teker teker avlamaya başlar. Hayatta

Michel Butor’un yazdığı, 1957 yılında Renaudot Ödülü’ne layık görülen “Değişim” adlı romanı Everest Yayınları etiketiyle Şirin Erkan Leitao çevirisiyle okuyucuyla buluştu. Orta yaşlarını sürmekte olan Léon Delmont, Roma’da yaşayan sevgilisi Cécile’e ona karısından ayrıldığının sürprizini vermek için Paris’ten trene biner. Ancak tren yolculuğu boyunca aklına üşüşen anılar, birden gözünde canlanan hayaller, tedirginlikler ve iç hesaplaşmalarla,

Robert Coover’ın yazdığı, iki uzun öyküden oluşan kitabı “Yaban Gülü” ve “Hizmetçiye Şaplak” Can Yayınları tarafından Omca A. Korugan, Berkan M. Şimşek çevirisiyle yayımlandı. Genç bir kadının bir asır boyunca bir büyünün etkisi altında, kendisini uyandırıp kurtarmasını prensi beklemesini konu edinen; onu göz altında tutan kocakarının zihnine boca ettiği rüyalarla hayaller âlemine dalan genç kadın,

Son olarak “Dolunay Katilleriyle” kamera arkasına geçen usta yönetmen Martin Scorsese, yeni bir suç filmi çekmeye hazırlanıyor. Dwayne Johnson, Leonardo DiCaprio ve Emily Blunt rol alacağı film, gazeteci-yazar, Nick Bilton’ın senaryosunu beyaz perdeye aktaracak. Film, 1960’lar ve 1970’lerde Hawaii adalarının kontrolünü ele geçirmek için elinden gelen her türlü pisliği yapan bir mafya babasını konu ediyor.

Grand Theft Hamlet, bütün zamanların en meşhur video oyunlarından Grand Theft Auto’nun kaotik atmosferinde Shakespeare’in ölümsüz eseri “Hamlet”i sahnelemek isteyen iki İngiliz aktör, Sam Crane ve Mark Oosterveen’in hikâyesini ele alıyor. Crane’in, Pinny Grylls ile beraber aynı yönetmenliğini de yaptığı ödüllü belgesel, pandemi zamanının zorlu sürecinde yaratıcı bir çıkış yolu bulmaya çalışan iki aktörün GTA

Kirsty Bell’in yazdığı “Dip Akıntıları” adlı kitap, Siren Kitap tarafından Yasemin Çongar çevirisiyle okuyucuyla buluştu. “Bir şehrin portresi ile bir kadının içsel yolculuğu aynı pencerenin manzarasında nasıl kesişir?”, “Yaşadığımız yerler, yaşamlarımızın akışını nasıl belirleyebilir?” gibi sorulara cevap arayan sanat eleştirmeni Kirsty Bell, “Dip Akıntıları”nda penceresinden gördüğü manzaradan Berlin’in mazisine, sona eren bir evlilikten yıkılan bir

Samet Altıntaş’ın ikinci şiir kitabı Tehlikeli Defterler, Lakin Yayınları’ndan çıktı. İlk kitabı Ölmek Sabrı’nda ilkgençlik yıllarının hatırasını hatırlatan şair, Tehlikeli Defterler’de ise okuru; uzun, karanlık ve hüzünlü manzaralara götürüyor. Baki Ayhan T.’nin deyişiyle Altıntaş, müzikten sözcüklere geçen ritmi de yedeğine alarak şiirin solgunlaştığı şu günlerde söze umudu diri tutuyor. Biçimin içerikten sonra geldiğini ama anlama

Ann Patchett’in yazdığı The Kitap etiketi Kerime Dalyan çevirisiyle yayımlanan “Hollanda Evi”, ikinci baskısıyla yeniden raflarda. “Ama ya bir ev, hayatınızdaki en büyük pişmanlığın da kaynağıysa?” sorusundan yola çıkarak, Maeve ve Danny adlı iki kardeşin, Pennsylvania’daki görkemli Hollanda Evi’nde geçen neşeli çocukluk dönemlerinin babalarının ani ölümü nedeniyle bu ihtişamlı malikâneden haksızca kovuluşunun öyküsünü anlatıyor. Evlerinden

Fumiko Ençi’nin kaleme aldığı “Kadın Maskeleri”, İthaki Yayınları etiketi Aslı İdil Kaynar çevirisiyle raflardaki yerini aldı. Ülkesindeki Noma, Tanizaki ve Kadın edebiyat ödüllerini birden fazla kez elde etmiş, modern Japon edebiyatının önde gelen kadınlarından Fumiko Ençi, Türkçeye ilk defa çevrilen “Kadın Maskeleri” adlı kitabında, kadim Japon tiyatrosu Noh’ta yer alan üç kadın maskesinden ilhamla, edebi

Melis Uygur Bibika’nın yayıma hazırladığı, Emmanuel Levinas’ın felsefesini ele alan “Sonsuza Açılan Yol Benliğimizin Ötesindedir” adlı kitap Destek Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluştu. Levinas’ın varoluş ve etik felsefesini titiz bir şekilde ele alan kitapta, Batı felsefesinin genel kabullerini alt üst eden düşünceleriyle tanınan Levinas’ın, özgürlük, özne, etik, sorumluluk alma ve farklılık gibi kavramlara kattığı yeni perspektiflerin,

Murat Beşer’in yazdığı “Nesrin Sipahi – Sahnelerin, Radyoların, Plakların Hanımefendisi” adlı kitap İletişim Yayınları etiketiyle yayımlandı. Türk müziğinin en önemli seslerinden Nesrin Sipahi’nin hayatını ve sanat kariyerini titizlikle anlatan “Nesrin Sipahi – Sahnelerin, Radyoların, Plakların Hanımefendisi”, Sipahi’nin Yeşilköy’de başlayan çocukluğundan radyolara, plak kayıtlarından, turnelerine ve gazinolara uzanan başarı öyküsüne odaklanıyor. Sanatçının bilinmeyen yönlerini de gün

Bengt-Erik Engholm’un yazdığı “Maymundan İnsana – İnsanlık Tarihi” Dinozor Genç tarafından Ali Arda çevirisiyle okuyucuyla buluştu. İsveçli yazar Bengt-Erik Engholm’un sade ve eğlenceli bir dille kaleme aldığı “Maymundan İnsana – İnsanlık Tarihi” adlı kitabı, Homo sapiens’in gelişimine odaklanırken aynı zamanda medeniyetler tarihi icatlar, keşifler, din, sanat gibi temalar aracılığıyla insanlığın kültürel evrimini de içinde barındırıyor.

John Berger’ın kızı Katya Berger ile beraber kaleme aldığı “Uykuya Yatmak”, Beril Eyüboğlu’nun çevirisiyle Metis Yayınları etiketiyle yayımlandı. Baba kız, John ve Katya, Mantua’da bulunan San Giorgio Kalesi’ndeki “Gelin Odası”nın duvar resimleri üzerine bir sohbete başlarlar. Dünyanın uykuya dalmak için tasarlanmış bu en çekici odasında, onlarla birlikte resme bakarken, okur, resimlerin hem her şeyi açıkça