Basılı yayınların giderek tükendiği, karikatür içeriklerinin sosyal medyada videolara dönüştüğü günümüzde bir çılgınlık yaparak genç yazar ve çizerleri bir araya getiren ÇOK Dergi’yi Mert Dolapçıoğlu ile konuştuk.
Basılı yayın giderek tükenirken hangi çılgının fikriydi mizah dergisi çıkarmak?
Aslında son dönemde iyice yalnızlaştık ve çevremizde pek karikatürist kalmadı herkes başka şeylerle meşgul olmak zorunda kaldı. Veya haklı olarak meslekten uzaklaştı. Kubilay Odabaş ile tanışıklığımız çok eski, aynı yayınevinde kitaplarımız basılıyor. Hatta bana o demişti burada bir kitap çizsene diye. Bu vesileyle yıllardır tanışıklığımızın üzerine daha yakın bir muhabbet geliştirme fırsatı bulduk. Başta fanzin mi yapsak dedik yayıncımız dergi yapın dedi biz de iyi dedik. Deli miyiz neyiz… Neyse dur şimdi.
Dergi ekibi kimlerden oluşuyor, mutfakta kimler neler üretiyor?
Tamamı genç yazar ve çizer arkadaşlarımızdan oluşuyor. Mizah dergilerinde yer almamış, o gelenekte yetişmemiş, o usta çırak ilişkisi dışında çizgiyle daha özgür bir bağ kurmuş insanlar diyebiliriz. Zor bir zamana denk geldik ama sağ olsunlar hepsi işlerinde özenli ve istekliler. Ben bir okur olarak hepsini çok seviyorum. Çizer olarak da onlarla olmaktan çok mutluyum. İyi ki varlar.
“Çok” isminin bir mesajı, bir hikayesi var mı peki? “Çok Dergi” nasıl bir fikirle ortaya çıktı?
Bir telefon konuşmasında ben Kubilay’a dedim. O da tamam dedi. Sonra başka ne olsa dedik. Daha iyi bir isim bulamadık. Çok. Her şey çok.
Daha çizer odaklı mı yoksa köşe odaklı mı gideceksiniz ilerleyen sayılar için nasıl planlarınız var? Sizi diğer mizah dergilerinden farklı kılan nedir?
Çizerlerin motivasyonlarını koruyabilmek ve istikrarlarını sağlayabilmek ilk önceliğimiz. Güzel işler üretmemiz ancak böyle mümkün. Maalesef maddi olarak tatmin olamıyoruz. Hatta komik rakamlar görüyoruz. Ama umut ve istek var. Ne yapalım sevdik işte…. Denemedik demek istemiyorum kendi adıma. Bu yolda atılan her adıma saygı duyuyorum.
Diğer mizah dergilerinden ayıran en büyük farkımız mizah dergisi geleneğinden gelmiş birbirine çok benzeyen hatta espri dünyalarından etkilenmiş çizerler yazarlardan oluşmaması. Benim kuşağım ve sonrası nispeten çok daha az mizah dergisi okudu ama dünyada çizgi işlerinin birçok örneklerini tüketti. Kalıplaşmış mizah dergisi algısında bir dergi değiliz. Çizerlerimiz mizah dergisi geçmişi olan yılların çizerlerinden oluşmuyor.
Yakın zamanda pek çok mizah dergisi kapanırken cesur bir iş yaptınız. Önceki dergi hikayelerinden sizler nasıl dersler aldınız, bu konuda neler yapacaksınız?
Dergi yapmanın böyle bir dönemde saçmalık olduğunu bilecek kadar tecrübeliyiz. Ama yaparsak şimdi yapalım ilerde hiç yapamayız diye giriştik. Bu konuda neler yaparız, bu işi seven gönül vermek isteyen insanlara elimizden ne gelirse yapmak arkadaş dost gibi sıkıntılarını faydalarını bahsederek bir muhabbet oluşturmak isteriz.
En büyük hayalimiz sürekli çizer çıkarabilmek. Keşke dergilerde daha çok çizer yetişseydi ve farklı okurlara hitap eden çizerler olsaydı. Olmadı. Yapılmadı. Ne oldu 10 tane karikatürist kaldı. Onlar da gidince ne olacak? Herkes sadece kendini düşündü. Birçok şey konuşulup tartışılabilir. Belki onların da haklı olduğu sebepler vardır. Ben kendi gördüğüm tecrübelerimi söylüyorum. Umarım daha çok karikatür çizen insan olur ve ben de onların okurları olurum.
Özellikle mizah dergilerinin dijitali doğru kullanamama durumu vardı bu nedenle de büyük kayıplar yaşadıklarını düşünüyorum, siz bu konuda neler yapmayı planlıyorsunuz?
Üstelik iyi satışları bunlara bütçe ayırabilecek bu iş için bile birilerini çalıştırabilecek durumları varken böyle yaptılar. Çok şikayetçiydik bu durumdan zaten. Ne diyelim. Bizim yazarımız Aybüke Fayetörbay ilgileniyor ve harika şekilde özen gösteriyor sosyal medyamıza. Sıfır bütçeyle…
Okuyucu dergiyi aldığında içinde en “ÇOK” ne bulacak?
Genç enerjik yeni isimler.
Dergide yeni yeteneklere yer verme gibi bir misyonunuz var mı? Genç çizerlere veya yazar adaylarına açık mısınız?
Şubat sayımızda bir sayfa amatör çizerlere ayırdık onlarla Kadıköy karikatür evinde sosyal medyamızda duyurduğumuz tarihlerde buluşup işlerine bakıp sohbetler ediyoruz. Bu sayfayı 2 sayfaya çıkarmak istiyoruz.
Dergi çıktıktan hemen sonra birkaç etkinlik, söyleşi, imza gerçekleştirdiniz. Bu çalışmalar yeni yılda düzenli devam edecek mi?
Etmesini temenni ediyoruz. Davetlere açığız…
Apartman Dedikoduları
Komşuluğu üç kelimede tanımlar mısınız?
Apartman-zil-ses
Bir cümle ile mahalle sizin için ne ifade eder?
Güvenli ve aşina olduğum oyunlarda ölünce tekrar doğulan yer gibi.
En çok neyin dedikodusunu yaparsınız?
Haksızlıkların. Öfkelendiren şeylerin.
En sevdiğiniz 5 mizahşör?
Ben (Mert Dolapçıoğlu)
Kubilay Odabaş
Louis Ck
Dave Chapelle
Umut Sarıkaya
Vazgeçilmez 5 filminiz?
Henüz filmim yok umarım ilerde olur ve hiçbirini birbirinden ayıramam. Çocuklarım gibii hepsiiii derim.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum yap