Akıştasın: Annelik Sanatın Ta Kendisi: Ruth Asawa ve Sanatçı-Anneler Topluluğu

Yükleniyor
svg

Annelik Sanatın Ta Kendisi: Ruth Asawa ve Sanatçı-Anneler Topluluğu

Ağustos 1, 20255 dk okuma süresi

Komşu, haberi sana okumamı ister misin?

Geçtiğimiz günlerde okuduğum Jordan Troeller’ın yeni kitabı “Ruth Asawa and the Artist-Mother at Midcentury” (2025), San Francisco Körfez Bölgesi’ndeki heykeltıraş Ruth Asawa ve onun etrafındaki 1950’ler ve 60’ların kadın modernist sanatçılar topluluğuna (Merry Renk, Beth Van Hoesen, Sally Byrne Woodbridge ve Imogen Cunningham dahil) dair büyüleyici bir bakış açısı sunuyor. Bu kitap, anneliğin sadece bir konu ya da koşul olmadığını, bizzat sanatın kendisi haline geldiğini çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.

Kitabın beni en çok etkileyen yönü, Asawa ve çevresindeki sanatçıların annelik hakkında eser üretmek yerine, annelik yaparken eser üretmeleri oldu. Troeller, bu kadın modernistlerin, stüdyosunda yalnız başına çalışan modern erkek dehası fikrine rağmen, ev yaşamının ritimlerini organize edici ilkeler olarak kullanarak ve birbirine bağımlı bir bakım ve yaratıcı topluluk oluşturarak “anneliği bir araç haline getirdiklerini” savunuyor. Bu fikir, sanat ve yaşam arasındaki sınırları bulanıklaştıran, dönüştürücü bir bakış açısı sunuyor.

Troeller, kitabını üç bölüme ayırmış: “Ev Eşyaları”, “Yaratımın (Yeniden) Metaforları” ve “Kamusal Alanda Bakım”. İlk bölüm, sanatçıların buharsız ve çocuklar için tehlikeli olmayan kağıt ve tel gibi malzemeleri tercih etmelerini ustaca inceliyor. Asawa’nın “kırılganlık, bağımlılık ve savunmasızlıkla sürekli diyalog halinde olan biri” olduğunu belirten Troeller, kesintinin ve duyarlılığın sadece çocuk bakımıyla ilgili değil, yaratıcılık ve üretkenliğin de koşulları olduğunu vurguluyor. İnsan hayatını sürdürme becerilerinin doğasında sanatsal bir yön bulunduğunu görmek, sanata bakış açımı zenginleştirdi.

Asawa’nın “yalnızca yaparak öğrenebilirsin” inancı, kitabın sanat eğitimine ve topluluk bakımı olarak sanat yapmaya odaklanan üçüncü bölümüne rehberlik ediyor. Her devlet okulunda bir sanatçı olmasını isteyen Asawa, on yılını Alvarado Okulu Sanat Atölyesi (şimdi San Francisco Sanat Eğitim Projesi) adlı pedagojik bir deney üzerinde çalışarak geçirmiş. Yüzlerce öğrencinin kendi portrelerini yapmak için kullandığı un, tuz ve su karışımı olan “fırıncı kili”ne ve Asawa’nın daha sonra kendi Hyatt Çeşmesi’ni modellemek için kullandığı bu malzemeye ayrılan alanı çok takdir ettim. Bu, sanatın günlük yaşamın en basit unsurlarından nasıl doğabileceğini gösteriyor.

Yazar bu yolla olağanüstü bir şeyin kalbine iniyor: “Annelik, biyografik bir ufuk olmaktan ziyade, sanatsal malzemelerle bir ilişki, sanatsal bir kendini biçimlendirmenin bir özelliği ve bir kabul koşulu.” Benim mutfak zemininde slime yaparken geçirdiğim saatler estetiğimin bir parçası; bunu biliyorum, yine de bana yansımasını görmekten keyif alıyorum.

Troeller, son yıllarda Hettie Judah ve diğer yazarlar gibi “anne-sanatçı” yerine “sanatçı-anne” terimini kullanarak, karşılıklılığın ve bakıcılığın sadece konuyu veya koşulları değil, bizzat eserin kendisi haline geldiğini gösteriyor. Bu derinlemesine araştırılmış ve içgörülü kitap, sadece tek bir sanatçının değil, diğer sanatçılar arasındaki bir sanatçının berrak ve oyunbaz bir portresini çiziyor. Çocuklara bakmanın ve sanat yapmanın — kamusal sanat, topluluk çalışması, çocuklarla veya çocuklar için olsun — radikal bir ebeveynlik ve anti-totaliter bir yaratım eylemi olduğunu bize hatırlatıyor.

Kitap Adı: Ruth Asawa and the Artist-Mother at Midcentury (2025)

Yazar: Jordan Troeller

Yayınevi: Massachusetts Institute of Technology Press

Bu haber adada kalmaya devam etsin mi?

0 People voted this article. 0 Upvotes - 0 Downvotes.
svg

Aklında bir şey mi var?

Yorumları göster / Yorum bırak

Cevap ver

Yükleniyor
svg