
Sergi, küratörler Tominga O’Donnell ve Mariam Elnozahy’nin kurguladığı, 26 sanatçının işlerini barındıran bir portallar bütünü. Mekâna adım attığınızda sizi karşılayan kraliyet mavisi duvarlar, rastlantısal bir dekorasyon tercihi değil; bu renk hem Windows’un meşhur blue screen of death hatasına hem de Hollywood’un gerçekliği simüle etmek için kullandığı ilk chromakey tonuna bir gönderme.
Triennale’nin ana tartışma noktası, yazar McKenzie Wark’ın deyimiyle “figital teknoloji” (fiziksel ve dijitalin iç içe geçtiği bağımlılık makineleri) çağında gerçekliğin nasıl parçalandığı. 19. yüzyılın sanayi devrimine duyduğu o “doğaüstü” merak, bugün yerini algoritmik boşlukların içinde gezinen dijital hayaletlere bırakmış durumda.

Alice Bucknell – Earth Engine: Bir video oyunu formatındaki bu yerleştirme, insanın gezegen üzerindeki “başrol” iddiasını sorguluyor. Oyunda hızlandıkça hava durumu daha da saldırganlaşıyor; sanki gezegen, kapitalist ivmelenmeye karşı dijital bir isyan başlatıyor.
Sven Påhlsson – Finding Bambi: Norveç’in kıyı ormanlarını dijital olarak yeniden inşa eden bu video, istilacı türler tarafından yok edilen bir ekosistemin “sessiz bir anıtı” niteliğinde. Sanatçı, gelecekte biyoçeşitliliği deneyimlememizin tek yolunun bu dijital rekonstrüksiyonlar olabileceği gerçeğiyle bizi yüzleştiriyor.
Firas Shehadeh – Dreamcore: Grand Theft Auto V oyununun kurgusal haritasını kullanan sanatçı, ıssız bir dijital şehirde dolaşan bir hayalet üzerinden Filistin ve yerli aktivist hareketler arasında bir dayanışma köprüsü kuruyor. Oyun evreni, gerçeğin sığamayacağı kadar büyük bir yasın mekânı haline geliyor.

Bu sergi bize içinde bulunduğumuz “hayal gücü krizinden” çıkmak için sanatın bir araç olabileceğini hatırlatıyor. Hayaletler burada romantik birer imge değil; aksine, sömürgecilikten iklim krizine kadar gömülmeyi reddeden gerçeklerin teknik birer yansıması. Algoritmaların bizi hyper-bireysel hücrelere hapsettiği bu dönemde, duyuları yeniden “rehabilitasyon” sürecine sokmak için Oslo’nun bu teknolojik soğukluğuna bakmak gerekiyor.
Konum: MUNCH Museum, Oslo, Norveç.
Tarih: 22 Şubat 2026’ya kadar devam ediyor.






