
Sanat, küresel bir krizi ne kadar yakınımıza getirebilir? Kanadalı fotoğrafçı Jason van Bruggen’ın pratiği, soyut ve çoğu zaman görünmez kalan iklim değişikliği kavramını, izleyicinin kişisel ve duygusal düzeyde hissetmesini sağlayan görsel bir görev olarak tanımlanıyor. Tarih, uluslararası kalkınma ve askeri müteahhitlik gibi birbirinden tamamen farklı kariyer yollarından sonra fotoğrafçılığa geçen van Bruggen, dünyayı belgeleme arzusunu sanatsal bir misyonla birleştiriyor.
İklimin İki Ucu: Yüksek Arktik ve LowlandsVan Bruggen’ın iki ana fotoğraf serisi, küresel krizin birbirine bağlı ama eşitsiz etkilerini gözler önüne seriyor:
Van Bruggen, bu iki zıt coğrafyayı yan yana getirerek, “High Arctic ve Lowlands, aynı krizin iki aşırı ucunu sunuyor ve etkilerin ne kadar bağlantılı ve eşitsiz olabileceğini ortaya koyuyor,” diyor. Onun felsefesi basit: “Fotoğraf, bu boşluğu kapatma, iklim değişikliğini kişisel, içgüdüsel ve anlık hale getirme gücüne sahiptir.”
Sanatçının hayat yolculuğu, onun bu vizyonunu derinleştiriyor. Tarih eğitimi, ona anlatı bilincini ve insan deneyiminin gücünü öğretirken, uluslararası kalkınma çalışanı ve askeri müteahhit olarak çatışma bölgelerinde ve kırılgan ekolojik ortamlarda bulunması, belgeleme ihtiyacını tetiklemiş.
Van Bruggen, sanatsal pratiğini öğrenme sürecini ise tamamen yaparak, deneyerek ve hata yaparak geliştirdiğini anlatıyor. Daha sonra reklamcılık alanına geçerek, Dot Dot Dash adında, etki yaratmayı amaçlayan bir ajans kurdu. Ajans, Greenpeace ve Patagonia gibi kurumlarla çalıştı. Sanatçı, reklamcılığın yaratıcılığı keskinleştiren kısıtlamalarını, görsel yenilikle birleştirerek amaç odaklı kampanyalar yaratma tutkusunu besledi.
Van Bruggen, 2016’da NASA için Grönland’daki eriyen buzulları belgelediği bir projede, iklim araştırmacısı Dr. Konrad Steffen’in dört yıl sonra bu erimenin bir sonucu olarak bir buz yarığına düşerek trajik bir şekilde ölmesine tanık oldu. Bu, onun için iklim değişikliğinin en içgüdüsel karşılaşmalarından biriydi.
Ayrıca, “80 Faces of Freedom” (Özgürlüğün 80 Yüzü) projesiyle, İkinci Dünya Savaşı sonrası Hollanda’nın kurtuluşunun 80. yıl dönümünü anarak, fotoğrafın sadece bir ayna değil, aynı zamanda değişimin bir katalizörü olduğuna dair inancını pekiştiriyor. Sanatçı, Toronto’dan kuzeydeki Creemore’a taşınarak eski bir kiliseyi stüdyoya çevirmiş; bu da onun sanatı ve doğa ile olan bağını sürdürdüğünü gösteriyor.
Sanatçı Bilgileri:






