Taylor Swift’in “The Life of a Showgirl” dönemini başlatan sinema etkinliği “The Release Party of a Showgirl”, tek bir şeyi apaçık gösterdi: Swift sahneyi de, kamerayı da sadece bir yıldız gibi taşımıyor; giderek daha belirgin bir yönetmen sezgisine sahip bir hikâye anlatıcısına dönüşüyor. Albümün açılış şarkısı “The Fate of Ophelia” için hazırlanan klibin kamera arkası, Swift’in sette her ayrıntıya bakan, ışık testlerinden mizansene kadar ekiple teknik dilde konuşan, “oldu”ya razı olmayıp planları tekrar tekrar isteyen bir yaratıcı olduğunu sergiliyor. Bu titizlik, “kısa film” moduna geçtiğinde de çalışıyor: All Too Well’de kurduğu anlatı ritmi ve oyuncu yönetimi, klip estetiğini çoktan aşmıştı.
En az Swift’in iştahı kadar önemli olan, çevresine topladığı isimler. “The Fate of Ophelia”da koreografi masasında Mandy Moore var; görüntüde ise Rodrigo Prieto. “Barbie”, “Brokeback Mountain”, “The Wolf of Wall Street”, “Killers of the Flower Moon” gibi filmlerin görüntü yönetmeniyle süren işbirliği (Swift’in “The Man”, “cardigan”, “willow”, “Fortnight” videolarında da birlikteydiler) basit bir “celebrity cameosu” değil; Swift’in sinema dilini ciddiye aldığının, en iyilerle çalışıp öğrenmeyi seçtiğinin kanıtı. Daha önce Joseph Kahn’la yakaladığı klip dinamizmini de düşününce, görsel referans dağarcığının Busby Berkeley’den Shakespeare’e uzanan genişliği hiç şaşırtmıyor.
Peki bu neye işaret ediyor? Swift’in Searchlight ile bir uzun metraj anlaşması hâlâ masada ve bu kulis artık boş bir ihtimal gibi görünmüyor. Mesleki ömrünü “turne–albüm–klip” döngüsünde sürdürmek ona yetmiyor; üretmenin kendisinden aldığı haz, kamera arkasında da bariz. Üstelik “çok kazanıyor, çok satıyor” ezberinin ötesinde, plakçıları ayakta tutan varyant politikasıyla eleştirilecek kadar kapitalist olduğu kadar, sinema ve televizyona duyduğu sevgiyi referanslarıyla gösteren bir sinema meraklısı. Kısacası Swift, pop star gücüyle set kurup “ben bilirim” demiyor; ustalara yaslanıp sonuçta kendi tonunu bulan disiplinli bir uygulayıcı gibi davranıyor.
Ve evet, “evlilikle bırakır mı?” geyikleri… BBC’de Scott Mills’e verdiği yanıtta söylediği gibi, bunun kendisi de, ima ettikleri de kırıcı. Taylor Swift’in yaratmayı bırakacağına dair komplo teorileri her albüm döneminde hortlar, sonra üretim hızına çarpıp söner. “Karma”da yazdığı gibi: “Neden çoğu silinip gider de ben hâlâ buradayım diye sor.” Cevap basit: iştah, çalışma disiplini ve öğrenmeye açık zanaatkârlık.
Özetle: “The Release Party of a Showgirl” ile gördüğümüz, Swift’in bir gün “iyi bir film yapabilir” ihtimalinin artık romantik bir fan temennisi olmadığı. Doğru senaryo, doğru yapım ortamı ve yine kalburüstü bir görüntü yönetmeniyle buluştuğunda, kliplerindeki “mini-film” dakikalarının bir uzun metraja evrilmesi sürpriz olmayacak. Müzikte kurduğu evrenleri sinemada nasıl bir dünyaya çevireceğini merak etmek için yeterince sebebimiz var.