Apple TV+’ın en iddialı bilimkurgu uyarlamalarından Foundation, üçüncü sezonunu büyük bir kırılma anıyla kapattı: Genetik Hanedan çöktü, İkinci Vakıf zafer kazandı, Seldon Planı yeniden rayına girdi, Mule’ın kimliği açığa çıktı. Ancak final aynı zamanda birçok soruyu da cevapsız bıraktı. Dizinin dördüncü sezonu onaylandı, fakat artık David S. Goyer projede yer almıyor; ilk iki sezonu yöneten, üçüncü sezonun da çoğunu kaleme alan Goyer, yeni yaratıcı ekibin “kendi yolunu çizdiğini” duyurdu. Bu da dizinin Asimov’un kitaplarına ne kadar sadık kalacağı ya da hangi yollardan sapacağı konusunda belirsizlik yaratıyor.
Öncelikle Mule meselesi var. Üçüncü sezon, Bayta’nın aslında Mule olduğu gerçeğiyle son buldu, ama karakterin akıbeti açıkta bırakıldı. Kitaplarda Mule öldürülmez, zihinsel bir düellonun ardından etkisiz hale getirilir ve genç yaşta ölmeden önce hükmettiği topluluklara daha yumuşak bir yönetici olarak varlığını sürdürür. Dizide ise Gaal ile olan yüzleşmesinin ardından yere yığıldığını gördük, ama ölmediğini hissettiren işaretler mevcut. Dördüncü sezonda Mule’ın tekrar karşımıza çıkıp çıkmayacağı, zihinsel olarak “nötralize edilip” edilmeyeceği kritik olacak.
İkinci Vakıf ise artık sadece Mule’a karşı bir karşı güç değil. Asimov’un külliyatında bu topluluk, başından itibaren Hari Seldon’un planını korumak, İlk Vakıf’ı gözetlemek ve insanlığın gidişatını yönlendirmek için kurulmuştur. Dizide bu tarafı şimdilik gölgede kaldı, daha çok Mule’a hazırlık yapan bir topluluk olarak işlendi. Yeni sezonda onların daha geniş ölçekte tarihin seyrine müdahil oluşlarını görmek muhtemel.
Hanedanın çöküşüyle birlikte İmparatorluğun akıbeti de masada. Trantor hâlâ ayakta olsa da finalde Brother Dusk’un cinnetiyle Day ve diğer klonların ölmesi, Demerzel’in bedeninin yok edilmesi, hanedanın sonunu işaret ediyor. Kitaplarda bu noktada imparatorluğun parçalandığını, Trantor’un harabeye dönüştüğünü görürüz. Dolayısıyla dördüncü sezonda gerçekten bu çöküşün ekrana yansıması kaçınılmaz görünüyor.
Yeni karakterler de ufukta. Özellikle Golan Trevize’nin sahneye çıkışı serinin gidişatı için belirleyici olacak. Basit bir konseyl üyesi gibi görünen Trevize, aslında sezgisel kararlarıyla serinin son iki kitabının merkezine yerleşen bir figür. İkinci Vakıf’tan genç lider Stor Gendibal’in yanı sıra tarihçi Janov Pelorat ve zihinsel gücüyle dikkat çeken Bliss gibi karakterlerin de er ya da geç kadroya katılması bekleniyor.
Bir başka büyük adım ise Gaia’nın tanıtılması. Gaia, Asimov’un evreninde yalnızca bireylerden oluşmayan, tüm canlıları kapsayan kolektif bir bilinç gezegenidir. Bu dünya, Mule’ın kökeniyle de bağlantılıdır ve insanlığın geleceği için kritik rol oynar. Dizide üçüncü sezon finalinde Ay’daki robot kolonisi gösterildi; bu detayın Gaia’ya giden yolun habercisi olması muhtemel.
Son olarak Demerzel meselesi var. Finalde fiziksel olarak yok edilse de, Asimov’un kitaplarında onun hikâyesi çok daha uzun soluklu ve çözümleyici bir yere sahiptir. Ay’daki koloninin gösterilmesi, Demerzel’in aslında en büyük düğümü çözecek karakterlerden biri olacağına işaret ediyor. Dizinin bu noktada sürpriz unsurları öne çekip çekmeyeceği merak konusu.
Üçüncü sezon, büyük soruları cevapsız bıraksa da yeni dönemin ipuçlarını cömertçe serpti. Şimdi gözler, Foundation’ın hem Asimov’un mirasına hem de kendi yaratıcı özgünlüğüne nasıl bir denge kuracağına çevrilmiş durumda. Dördüncü sezon, sadece bir devam değil, aynı zamanda serinin hangi yöne evrileceğini belirleyecek kritik eşik olacak.