Londra’daki Grosvenor Hill galerisi, 20 Eylül 2025’e kadar devam edecek olan, Rudolf Stingel’in yeni tablolarından oluşan bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Sanatçının 2024 tarihli serisi “Vineyard Paintings”in ilk sunumu olan bu eserler, Stingel’in kariyerindeki subtle ama önemli bir evrimi işaret ediyor.
Sanatçının kendisinin de dediği gibi, “Bu eserlerde titiz kavramsal süreci geride bırakıp kendime resim yapma izni veriyorum.” Stingel, kariyeri boyunca resim sanatının mekanizmalarını ortaya çıkarmaya, sınırlarını ve geleneklerini zorlamaya ve modası geçmesi kavramıyla yüzleşmeye odaklandı. Bu yeni ve büyüleyici eserler dizisinde ise, soyutlamanın kökenlerine ve doğayla olan taklitçi ilişkisine geri dönüyor. Bu tablolar, doğa ile stüdyo arasındaki eşiği sorguluyor ve zaman, hafıza ve duyumlarla ilgili şiirsel göndermelerle dolu.
Doğa, Hafıza ve Sanatsal Süreç
Stingel, önceki pratiğinden bir yönteme geri dönerek — kumaş gazlı bez aracılığıyla pigment püskürtme — bu son serisini Massachusetts adası Martha’s Vineyard’daki stüdyosunda üretti. Özdeş oranlarda dikey tuval resimlerinden ve daha küçük ölçekli kare tuvallerden oluşan eserler, gerçek ve hayali perspektifler arasında geçiş yapıyor. Sadece uzak çalışma alanını çevreleyen ağaçları değil, aynı zamanda gençliğinin Alp manzaralarına dair uzak anıları ve dağlık arazinin hava konturlarını da yansıtıyorlar.
“Vineyard Paintings” ile Stingel, resim tarihiyle olan diyaloğunu yeniliyor, doğa ve soyutlama arasındaki kalıcı alışverişi ortaya koyuyor. Katmanlı dokular ve canlı altın-yeşil palet aracılığıyla, eserlerin yüzeyleri doğal fenomenleri çağrıştırıyor— güneş ışığıyla yıkanan çıplak ağaçlar, ilk bahar yaprakları veya yaz sonunun güneşle kavrulmuş çimleri. Yakından bakıldığında, altın rengi sahne perdelerini andıran gazlı bez izleri ve kumaş kıvrımları ortaya çıkıyor; bunlar, izleyicinin zaman ve mekan algısını bozmaya çalışan eski usta resminin yanılsamalı niteliklerini anımsatıyor. Daha önceki eserlerinde olduğu gibi, Stingel burada da yapay olanı, bizzat yapaylığı ortaya çıkarmak için kullanıyor; izleyicinin dikkatini resmin yüzeyine ve onun inşa edilmiş yapısına geri çekiyor. Bu yeni tablolar, soyutlamanın kalıplarını aynı anda hem kucaklıyor hem de altüst ediyor ve sanatçının pratiğinde ince ama önemli bir evrimi işaret ederek, hafızayı ve duyusal deneyimi resmi yollarla ifade etme yeteneğini derinleştiriyor.
Resim sanatının uzun ömürlülüğü etrafındaki sorulara borçlu olan Stingel, 1980’lerde yoğunlaşan bu konuyu, tanıdık süreçlere yeni bir hayat vererek geleceği için yeni olanaklar belirlemeye devam ediyor. “Vineyard Paintings” sergisinde, soyutlama ve manzara tarihleri kutlanıyor ve resmin doğayla olan diyaloğu — yüce, duygusal bir güç, karmaşık bir ağ ve ilahi olanın bir aynası olarak tüm karmaşıklığıyla — tam olarak görülebiliyor. Bu yeni eser dizisiyle, resim sanatının gerçeklikle olan uyumunu, sadece dünyayı yansıtmak olarak değil, onunla eleştirel bir şekilde etkileşime girmek ve gizli boyutlarını ortaya çıkarmak için bir platform sunuyor.
Sergi Adı: Vineyard Paintings
Sanatçı: Rudolf Stingel
Yer: Gagosian
Mekan: Grosvenor Hill, Londra
Tarihler: 20 Eylül 2025 kadar devam edecek
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak