Akıştasın: 👨🏾‍🎨 Leonardo Drew: Ubiquity II – Sessiz Bir Patlamanın İçinde Yürümek

Yükleniyor
svg

👨🏾‍🎨 Leonardo Drew: Ubiquity II – Sessiz Bir Patlamanın İçinde Yürümek

Temmuz 12, 20254 dk okuma süresi


📍 South London Gallery, Peckham
🗓️ 30 Mayıs – 7 Eylül 2025

South London Gallery’nin ana salonundan içeri adım attığınızda, sizi ilk karşılayan şey bir sessizlik değil—bir gerilim. Sanki çoktan yaşanmış bir patlamanın tam ortasındasınız, ama hâlâ yankılanıyor. Amerikalı sanatçı Leonardo Drew, “Ubiquity II” isimli bu devasa yerleştirmesinde mekânı sadece doldurmamış, onu dönüştürmüş. Burada olmak, bir heykelin yanından geçmek değil; bir formun içinde yürümek, malzemeyle birlikte düşünmek anlamına geliyor.

Adımlarımız ahşap parçaların arasından geçerken, dikkatle ilerliyoruz. Çünkü yerdeki gevşek yüzeyler, serginin parçası. Mekânın içi, Drew’un parçalayıp yeniden bir araya getirdiği tahta, metal, kumaş ve ne olduğunu bilmediğimiz ama doğaya dair bir şeyler fısıldayan malzemelerle dolu. Hiçbir parça “süs” değil. Her biri zamanla yaşlanmış, sanki bir fırtınadan çıkmış gibi. Bazıları yanmış gibi görünüyor, bazılarıysa suya tutulmuş. Tam da Drew’un sanat anlayışıyla uyumlu: “Hazır nesneyle çalışmam. Malzemenin üzerinden geçmeliyim; onunla birlikte yaşlanmalıyım.”

Drew’un işleri daha önce MoMA, Tate ve Metropolitan Museum gibi prestijli kurumlarda sergilendi. Ancak bu defa işini bir müze duvarında görmek değil, onun içine girmek söz konusu. “Ubiquity II”, sadece bakılan değil, hissedilen, adımlandıkça değişen bir yapı. Sergi boyunca eserlerin hiçbirine isim verilmemiş. Sanatçı, izleyicinin hazır bir anlamla karşılaşmasını değil; kendi hikâyesini buraya taşımasını istiyor. Ve ilginçtir, bunu gerçekten yapıyorsunuz. Çünkü bu işlerin bir “anlatısı” yok ama bir duygusu var—şiddetli, kırılgan, bazen ürkütücü, ama her zaman içten gelen bir şey.

Roberta Smith’in dediği gibi: “Sanki bir felaketi yukarıdan izliyorsunuz.” Ama bu bir kıyamet değil, dönüşüm anı. Her parça, her kırık ahşap ya da bükülmüş metal bir hikâyeyi taşıyor. Ama sessizce. Siz o sessizliğe kulak verdiğinizde, birden yankılanan bir çan gibi çarpıyor.

Sergiden çıktıktan sonra bile üzerinizde kalan o ağırlık, sadece fiziksel bir mekânın değil, zamanın ve insan deneyiminin içinde dolaşmış olmanın etkisi gibi. Drew’un işi size dokunmuyor; sizi içinden geçiriyor.

🗓️  Apartman No:26 Notu:
South London Gallery’nin bu sergisi, sadece bir yaz etkinliği değil; doğayla, bedenle ve hafızayla yapılan çok katmanlı bir temas. Sessiz bir patlama gibi; çarpıyor ama bağırmıyor. Eğer Londra’da yolunuz düşerse, zaman ayırıp bu serginin içine adım atın. Ayakkabılarınızın altındaki sesleri bile dinleyin. Çünkü bazen anlatı, tam da orada başlıyor.

Bu haber adada kalmaya devam etsin mi?

0 People voted this article. 0 Upvotes - 0 Downvotes.
svg

Aklında bir şey mi var?

Yorumları göster / Yorum bırak

Cevap ver

Yükleniyor
svg