Akıştasın: Dramdan Komediye Parlayan Yıldızlar: Film Önerileriyle Kahkaha Dolu Anlar!

Yükleniyor
svg

Dramdan Komediye Parlayan Yıldızlar: Film Önerileriyle Kahkaha Dolu Anlar!

Haziran 1, 202513 dk okuma süresi

Sinema dünyasında bazen öyle anlar olur ki, yıllardır gözümüzde canlanan ciddiyet abidesi bir oyuncu, karşımıza patavatsız bir karakterle çıkar ve bizi koltuktan düşürecek kadar güldürür. “Ne?! Bu o mu?!” nidalarıyla şaşkınlığımızı gizleyemeyiz. Dramanın tozlu sahnelerinden gelip, komedinin pırıl pırıl spot ışıklarında nasıl da parladıklarına şahit oluruz. İşte o anlar, hem oyuncunun esnekliğini hem de bizim o “deliye dönmüş” hallerimize duyduğumuz sevgiyi katbekat artırır. Hazır mısınız? Gelin, dramanın kraliçeleri ve krallarının komedi tahtına çıktığı o unutulmaz anları, kendi eğlenceli bakış açımızla masaya yatıralım!

Jack Walsh (Robert De Niro) in Midnight Run (1988).

Robert De Niro: Vahşi Boğa’dan Tatlı Bela Avcıya!

Düşünün, “Baba 2″deki genç Vito Corleone, “Kızgın Boğa”daki Jake LaMotta… Robert De Niro‘nun adı genellikle “ciddiyet” ve “yoğunluk” kelimeleriyle eş anlamlıdır. Ama bir anda karşımıza “Midnight Run”da çıkan o telaşlı, mızmız ödül avcısı Jack Walsh… Resmen sinematik personasını tiye almıştı! Charles Grodin’in “düz adam” halleriyle birleşince, Walsh’un kaçırdığı adamı sindirmeye çalışırken yaşadığı o saçma sapan atışmalar, seyirci beklentileriyle öyle güzel oynamıştı ki, De Niro’nun sonraki komedi kariyerinin temellerini atmıştı. Sanki “Ben sadece dramatik rollerde iyi değilim, istesem gülmekten yerlere yatırırım sizi!” der gibiydi. Ve evet, sonra “Meet the Parents” ile gerçekten yerlere yattık!

Monsieur Gustave H. (Ralph Fiennes) sits in front of lobby boy Zero (Tony Revolori) in The Grand Budapest Hotel (2014).

Ralph Fiennes: Voldemort’tan Lüks Otel Konsiyerjine!

“Schindler’in Listesi”nin yürek burkan komutanı, “İngiliz Hasta”nın romantik ve trajik figürü… Ve tabii ki o burunsuz, korkunç Voldemort! Ralph Fiennes‘ın ciddi dram rolleriyle hafızalarımıza kazındığı kesin. Ama “Büyük Budapeşte Oteli”nde Monsieur Gustave H. olarak karşımıza çıktığında, ağzımız açık kaldı. Dünyaca ünlü bir konsiyerj olmasına rağmen cinayetle suçlanan Gustave H.’yi o kadar keskin ve “iç gıdıklayıcı” bir mizahla canlandırdı ki, Wes Anderson’ın o kendine özgü tonuna, sanki yıllardır bu işi yapıyormuş gibi kusursuzca uydu. Lüks zekasıyla cinsel dağınıklığını ve otoriteye karşı umursamazlığını öyle bir harmanladı ki, Fiennes’ın o ciddi bakışlarıyla bile insanı güldürebileceğini kanıtladı. “Bir cinayet mi işledim? Canım, çok meşgulüm,” der gibiydi, değil mi?

Harry Dunne (Jeff Daniels) in Dumb and Dumber (1994).

Jeff Daniels: Ciddi Dramadan “Salak ve Salak”lığa Cesur Bir Atlayış!

Jeff Daniels’ın menajerleri “Salak ve Salak”taki Harry Dunne rolünün kariyerini bitireceğini söylemiş! Ama neyse ki Daniels dinlememiş! Jim Carrey’nin yanı sıra o “aydınlanmamış” en iyi arkadaşı oynarken, kariyeri adeta roket gibi fırladı. Önceki komedilerinde bu kadar serbest kalmayan Daniels’ı görmek şaşırtıcıydı. Jim Carrey’nin test çekimlerinde bile ona ayak uydurabilen nadir oyunculardan biriydi. Benzer şekilde komik ama daha iyi kalpli bir yol arkadaşı rolünü o kadar iyi oynadı ki, karakterler gerçek arkadaşlar gibi hissettirdi. Sanki Daniels, “Kariyerim mi? Hold my beer (bira mı tutar mısın)!” demiş gibiydi ve Hollywood o günden sonra hepimiz kahkahalara boğulduk.

Annie Davis looks shocked standing next to an airplane in Game Night (2018).

Rachel McAdams: Kraliçe Arıdan Oyun Gecesi Kahramanına!

“Mean Girls” ve “The Family Stone” gibi filmlerle komediye yabancı olmasa da, Rachel McAdams’ın “Oyun Gecesi”ndeki Annie rolü tam anlamıyla bir vahiydi. Sevecen ama “beyaz ekmek” gibi sakin kişiliğinin gerçek bir tehlike karşısında nasıl da direndiğini görmek şaşırtıcıydı. Bir kurşunu çıkarmaya çalışırken ya da yüzündeki bir bene “köstebek” derken sergilediği o küstah komedi performansı, McAdams’ın mizah kaslarını tam anlamıyla sergilemesini sağladı. Sanki “Ben sadece güzel kız değilim, gerekirse komedi de döktürürüm!” demiş gibiydi.

Holland March (Ryan Gosling) sitting inside a toilet stall with a pistol in The Nice Guys (2016).

Ryan Gosling: Romantik Aşktan Sakar Dedektife!

Ryan Gosling, genellikle “Not Defteri” veya “Mavi Valentine” gibi dramatik rolleriyle övgüler alırdı. Ama “İyi Adamlar” (The Nice Guys) filmi, onun gerçek bir komedi yeteneği olduğunu kanıtladı. Özel dedektif Holland March rolündeki performansı şaşırtıcıydı, çünkü önceki komedi rollerinde sadece iyi görünmeye ve espriler yapmaya dayanırken, burada şirin bir kaybedeni oynadı: Sakar, işleri eline yüzüne bulaştıran ve dayak yemekten çekinmeyen bir dedektif. Bir yandan aksiyon kahramanı, bir yandan bekar baba, bir yandan da düşe kalka komedi yapan biri olarak çoklu modlarda çalıştı ve fiziksel komedide ustalaşarak “Barbie”deki Oscar adayı Ken rolünün temelini attı. Sanırım “Sürücü”deki o ciddi bakışlarından sonra bu kadar sakar olacağını kimse beklemezdi, değil mi?

Alexander Dane as Dr. Lazarus (Alan Rickman) kneeling within a crowd of Thermians in Galaxy Quest (1999).

Alan Rickman: Hans Gruber’dan Uzay Dizisi Egosuna!

Alan Rickman, Hans Gruber ve Nottingham Şerifi gibi kötü karakterleriyle ve o muhteşem karizmasıyla tanınır. “Galaxy Quest”te gözden düşmüş tiyatrocu Alexander Dane (Dr. Lazarus) olarak her şeyi tiye alması, tam anlamıyla bir sürprizdi. Kendi absürt repliklerine karşı gözlerini devirmesi inanılmaz etkiliydi. Performansı, Rickman’ın dramatik ününün metinsel olarak dahil edilmesi sayesinde özeldi; karakterinin kalıba sokulmaktan duyduğu hayal kırıklığı, işinin ardındaki anlamın samimi bir şekilde farkına varmasına dönüşüyordu. Sanki “Evet, sürekli kötü adam oynuyorum, ama bakın nasıl da dalga geçiyorum kendimle!” der gibiydi.

Madeline Ashton (Meryl Streep) being choked atop a tall staircase in Death Becomes Her (1992).

Meryl Streep: Kraliçe Meryl’den Ölümsüzlük Peşindeki Diva’ya!

“Kramer Kramer’a Karşı” ve “Sophie’nin Seçimi” gibi ciddi dramalarla tanınan Meryl Streep’in, alışılmadık “Death Becomes Her” filmindeki rolü büyük bir adımdı. Madeline Ashton rolündeki performansı şaşırtıcıydı, çünkü daha önce hiç olmadığı kadar cüretkar olması gerekiyordu. Kamera arkasındaki zorluklara rağmen filmin abartılı fiziksel mizahını benimsemesi, aşırı kibirinin role mükemmel bir şekilde uymasıyla etkili oldu. Meryl Streep’in komedideki bu yeteneği, gerçekten “Oscar’lar yetmez, beni daha çok güldürün!” dedirtti.

Maddie Barker (Jennifer Lawrence) coming up a staircase in No Hard Feelings (2023).

Jennifer Lawrence: Ciddi Rollerin Kraliçesi, Komedinin Asi Yüzü!

Jennifer Lawrence, trajikomik ve ironik dramatik roller oynamış olsa da, “No Hard Feelings” filmindeki performansı, filtrelenmemiş, dağınık bir karakteri canlandırarak eşsiz bir komedi deneyimi sundu. Çıplak bir dövüş sahnesi de dahil olmak üzere her sahnede sergilediği kararlılık şaşırtıcıydı, çünkü daha önce hiç böyle bir seks komedisi yapmamıştı. Kamusal imajını ustaca kullanarak kendisini tamamen aşağılamaya zorlanan bir karaktere zahmetsizce bürünme yeteneği, performansını etkili kıldı ve R dereceli komedilere olan inancı yeniledi.

Dorothy Michaels (Dustin Hoffman) holding a script in Tootsie (1982).

Dustin Hoffman: Dramatik Devden Komedi Kraliçesine!

1982’ye gelindiğinde, Dustin Hoffman, “Mezun” ve “Kramer Kramer’a Karşı” gibi filmleriyle neslinin en büyük dramatik oyuncularından biri olarak kabul ediliyordu. “Tootsie”deki rolü ise tam bir ters köşeydi; iş bulmak için kadın kılığına girmek zorunda kalan, nefret edilen bir aktörü oynadı. Fizikselliği, ses tonlaması, saçları ve makyajı da dahil olmak üzere dönüşümü olağanüstü ve şaşırtıcıydı, kendisine çok sayıda ödül adaylığı kazandırdı. Bu, “Sanat için her şeyi yaparım, gerekirse topuklu ayakkabı da giyerim!” diyen bir Hoffman’dı.

Jenny Yum (Sandra Oh) assuring her sister, Anne (Awkwafina), in Quiz Lady (2023).

Sandra Oh: Sakin Dramadan Hiperaktif Kaosa!

Sandra Oh, genellikle “Grey’s Anatomy” ve “Killing Eve”deki sakin ve düşünceli dramatik rolleriyle tanınır. “Quiz Lady”deki başrol komedi performansı ise şaşırtıcıydı, çünkü karakterinin aksine, olgunlaşmamış, beş parasız bir aktris oynuyordu. Aşırı aktif dağınıklığı ve filtrelenmemiş hali, güçlü komedi zamanlamasıyla birleştiğinde, hem çekici hem de utanç vericiydi. Performansı, benzersiz bir şekilde neşeli ve etkiliydi.

Lorelei Lee (Marilyn Monroe) singing "Diamonds are a Girl's Best Friend" in her iconic pink dress in Gentlemen Prefer Blondes (1953).

Marilyn Monroe: Seks Sembolünden Komedi İkonuna Yeniden Doğuş!

Sık sık seks sembolü olarak görülse de, Marilyn Monroe yetenekli bir aktrisdi. Oyunculuk yeteneği hakkındaki tüm şüpheler, “Erkekler Sarışınları Sever” (Gentlemen Prefer Blondes) filmiyle dağıtıldı. Lorelai Lee rolündeki performansı şaşırtıcıydı, çünkü büyük müzikal numaralarda başarılı olmaktan, kendine güvenen, hipnotik bir ışıltı yaymaya kadar tam bir yeniden icat gerektiriyordu. Özellikle ikonik “Diamonds are a Girl’s Best Friend” numarasında, karakterinin lüks sevgisini ikna edici bir şekilde benimsedi.

God (Morgan Freeman) hands Bruce (Jim Carrey) a bracelet of prayer beads in Bruce Almight (2004).

Morgan Freeman: Tanrı’nın Kendisinden Komik Bir Baba’ya!

Morgan Freeman’ın “Aman Tanrım!” (Bruce Almighty) filmindeki ikonik Tanrı tasviri şaşırtıcıydı, çünkü kendisi daha ciddi rolleriyle tanınıyordu. Jim Carrey’nin abartılı hareketlerine keyifli bir panzehir sağladı, her şeyi bilen bir varlığı kaygısız bir kolaylıkla canlandırdı. Kendi işiyle veya takipçileriyle dalga geçmekten çekinmeyen çekici ve kurnaz tavrı, performansını etkili kıldı ve popüler kültürde “Tanrı’nın sesi” statüsünü sağlamlaştırdı. Sanırım “Pekala Bruce, şimdi işler biraz karışacak, hadi bakalım!” dediğinde, gerçekten her şeye hazır olmuştuk.

İşte böylece, dramatik yetenekleriyle bizi büyülemiş ama komediye adım attıklarında adeta ruhumuzu şenlendiren bu harika oyuncuları ve filmlerini masaya yatırmış olduk. Bir kez daha anladık ki, yetenek gerçekten de sınır tanımıyor, özellikle de bizi güldürmek söz konusu olduğunda!

Bu haber adada kalmaya devam etsin mi?

0 People voted this article. 0 Upvotes - 0 Downvotes.
svg

Aklında bir şey mi var?

Yorumları göster / Yorum bırak

Cevap ver

Yükleniyor
svg