Yükleniyor
svg

Beatmucit Ceyhuni: Kulak değil, gönül arıyorum

Mayıs 26, 20255 dk okuma süresi

Beatmucit Ceyhuni müzik piyasasındaki en özel karakterlerden biri. Özellikle 2010’lu yılların başında yayınladığı albümlerle büyük beğeni kazanan Ceyhuni dönem dönem yayınladığı teklilerle yine adından sıkça söz ettirmeyi başardı. Kendine has kemik bir dinleyici kitlesi olan Ceyhuni geçtiğimiz ay dinleyicilerle buluşturduğu şarkılarla kulaklara bayram ettirdi. Baktık ki Beatmucit Ceyhuni tarihinin en üretken günlerini yaşıyor. Onunla sizler için bir röportaj yaptık.

Uzun zamandır “Beatmucit Ceyhuni neden yeni şarkılar yapmıyor” diye düşünürken bir ayda üç tane şarkı yayınladın. Uzun süren sessizliğinin ardından yeni şarkılarını dinlemek gayet güzel.
Günümüzde sadece bağıranlar var sayılıyor. Ben şarkıları yaparken doyuyorum, bu süreçten besleniyorum. Hiçbir zaman derdim ego tatmini olmadı, ben bağıramam. En yükseklere çıksan da, bağıracak kimse kalmaz zaten.
Uçurumlara bağırırsın, yankı verir, ama cevap vermez. Bazen dört duvar, koca bir meydandan daha çok dinler seni. Paylaşmak sonraki süreç. Paylaşınca var olmuyorum, ben varım. Her yaptığımı da paylaşmaya gerek duymuyorum. İnsanlara garip gelebilir ama ben böyleyim. Olmadığım gibi biri davranmam davranırsam kendime ayıp ederim.


Bundan sonra daha sık şarkı yayınlayan bir Ceyhuni mi göreceğiz?
Evet yayınlayacağım. Ama şarkıları yayınlarken belli bir plan ya da stratejiye göre ilerlemiyorum. Ama beni hissedenlere karşı daha sorumlu davranacağım. (Gülüyor) Benim derdim her zaman müzikte duygu paylaşımı oldu. Yaptığım şarkıları dinleyen insanlar benim için özel insanlar. Onları düşünerek yeni şarkılar için arayı açmayacağım diyebilirim.    

Son single’ın “Vefasız robot” hem müzik hem de lirikal anlamda tam senden beklenecek bir çalışma. Şarkı yazarken nelerden besleniyorsun. Komik, oksimoron, duygusal, hiciv barındıran sözler nasıl ortaya çıkıyor?
Konuştuğum gibi, düşündüğüm gibi yazıyorum. Bir anlamda yazarken konuşuyorum… Dünyanın derdini omuzlarımda hissediyorum. Sahiplendiğim için de mizahını yapabiliyorum. Belki de yaptığım şey üretmek değil. Benimkisi sancılarla oluyor. O zaman benimkisi üretmek değil doğurmak. (Gülüyor) Zaten üretmek deyince aklıma fabrika geliyor falan. “Vefasız Robot”tan bahsetmem gerekirse öncelikle şunu belirteyim teknoloji düşmanı değilim. Robotlardan vefa beklenemez tabi, onu yapan insan. Teknolojiyi insanlığa karşı silah yapan akla tepkim. Vefasız olan robot değil, insan!


Hollanda’da yaşıyorsun seni Türkiye’de görebilecek miyiz? Konserlerde izleyebilecek miyiz?
Türkiye’ye dönem dönem geliyorum. Önümüzdeki aylarda da geleceğim. Konserler konusunda yıllardır teklifler alıyorum. Ama ben kimsenin kısmetine mâni olmak istemem. Sahneye ihtiyacı olanlar çıksın. Sahne tozu yutmadan da yaşanır. Toz ses tellerime iyi gelmiyor. Yırtarım o perdeleri.

Müziğin neden bu kadar geç ulaşıyor insanlara?

Ben kulak değil, gönül arıyorum. Gönle geç ulaşılır. Ama ya yerin olur ya izin kalır. Gönle dokunmak, algoritma işine benzemez, zamansızdır. Ben ölüm gibiyim. Hayat önceden planlanır, ama ölüm sonradan. Kimse ölümden bahsetmek istemez. En fazla 3 saniye. Ama hep hatırlar. İşte ben de öyleyim. Ya da öyle olmak istiyorum herhalde.


Seninle ilgili olarak “bu adam şimdiye kadar patlama yapmalıydı” diyen çok dinleyici ve müzisyen var. Bu beklentiyi nasıl değerlendiriyorsun?
Mesela neden meşhur olmalıyım, diye sordum kendime. Cevap bulamadım. Ben kalabalıkta ıslık çalıyorum. E herkesin duyamayacağı belli zaten. Demek ki kendime çalıyorum. Bağımsız çalıyorum, çoban gibiyim. Sesim değil, türküm gitsin isterim.
Kavalımı üflerim ama bağırmam, bağıramam. Şirketler böyle adamlarla çalışamaz.

Böyle adamların da şirketlerle işi olmaz. Ben bağıramam, bağıramam.

Bu haber adada kalmaya devam etsin mi?

1 People voted this article. 1 Upvotes - 0 Downvotes.
svg

Aklında bir şey mi var?

Yorumları göster / Yorum bırak

Cevap ver

Yükleniyor
svg