Akıştasın: Resa Saffa Park: “Müzik, En Büyük Özgürlük Hissi”

Yükleniyor
svg

Resa Saffa Park: “Müzik, En Büyük Özgürlük Hissi”

Nisan 18, 20256 dk okuma süresi

Komşu, haberi sana okumamı ister misin?

Yeni albümünün heyecanını yaşayan Resa Saffa Park ile albümün heyecanını, Türkiye’deki dinleyici kitlesiyle olan özel bağını ve müziğini nasıl oluşturduğunu konuştuk.

Merhaba Resa, nasılsın? Yeni albümün çıktı. Nasıl hissediyorsun?
Albümümün çıkması benim için büyük bir mutluluk kaynağı. Eğer albümün bende uyandırdığı hisleri üç kelimeyle tanımlamam gerekirse, “huzur, güven ve minnettarlık” derdim. Yeni bir şarkı yazdığım an en yüksek mutluluğu hissediyorum. Tüm şarkıları bir araya getirmek ve sonunda onları dinleyiciyle buluşturmak, huzurlu ve tatmin edici bir süreç. Aynı zamanda, bu süreç her seferinde içimde bir güven duygusu inşa ediyor ve sevdiğim işi yapmaya devam etmemi sağlıyor.

Türkiye’de çok seviliyor ve dinleniyorsun. Bunun sebebi sence nedir?
Türk dinleyicilerimin müziğimi daha önce hiçbir dinleyici kitlesinin anlayamadığı bir şekilde kavradığını hissediyorum. Türkiye’de kendimi evimde gibi hissediyorum. Büyük yürekli insanlar, melankolik sanatın güzelliğini görüyor ve sabır gerektiren müziğe zaman ayırıyor. Ayrıca, kedileri benim kadar sevmeleri de ayrı bir bağ kurmamı sağlıyor!

“En iyi sanat eserleri hep derin anlamlar taşır”

Türk dinleyicileri seni Ahmet Kaya yorumu ile de tanıdı ve sevdi. Ahmet Kaya’yı nasıl keşfettin ve onun müzikal kimliği hakkında ne düşünüyorsun?
Zorlu PSM için bir stüdyo kaydı yaparken, daha önce bu projede yer alan sanatçıları araştırdım. Deniz Tekin’in performansına denk geldim ve sonrasında Spotify’da müziğini keşfetmeye başladım. “Beni Vur” yorumu beni derinden etkiledi. Şarkı günlerce zihnimde çaldı, sabah uyanır uyanmaz ve gece yatmadan önce bile aklımda dönüyordu. Sonra şarkının sözlerini ve akorlarını bulmak için araştırma yaparken Ahmet Kaya’nın müziği ve hayat hikayesiyle tanıştım. Şarkının hayal kırıklığı ve adaletsizlik duygularıyla yazıldığını fark ettiğimde hiç şaşırmadım. En iyi sanat eserleri hep derin anlamlar taşır.

Yaklaşan konserlerin var. Dinleyicileri nasıl sürprizler bekliyor?
21 Mayıs’ta Ankara’da, 23 Mayıs’ta ise İstanbul’da sahne alacağım ve yeni albümümü canlı çalacağım. Ayrıca, gruba yeni bir üye katıldı. Piyanistimiz Birk, artık bizimle sahnede olacak. Önceden klavyede yer alan sevgili arkadaşım Anne artık grupla değil, bu yüzden yeni bir enerjiyle sahnede olacağız.

Nordik diziler Türkiye’de çok popüler. Bu iki kültür uzak görünse de sence ortak noktaları var mı?
Bu ilginç bir konu! Daha önce pek düşünmemiştim. Açıkçası, Norveç ve Türkiye kültürel olarak oldukça farklı, hatta zıt diyebilirim. Türkler misafirperverlikleri, sıcak kanlılıkları ve samimiyetleriyle bilinirken, Norveç’te insanlar daha içe kapanık ve kendi başlarına vakit geçirmeye daha yatkın. Ancak bu, olumsuz bir anlam taşımıyor; daha çok kültürel bir alışkanlık diyebilirim. Norveç çok küçük bir ülke ve bizler çok sosyal olma pratiğine alışkın değiliz.

Ortadoğu köklerin hayat perspektifini nasıl etkiliyor? Oscar Ödülleri’nde Filistin’deki baskıya dikkat çekildi. Sence müzik dünyayı daha iyi bir yer haline getirebilir mi?
Birden fazla kültürde kendimi “evimde” hissetmem, kültürleri doğrudan kıyaslamanın her zaman mümkün olmadığını anlamamı sağladı. Bence en büyük hatamız, dünyayı kendi kültürel perspektifimizle değerlendirmek. Müzik ise kültürel sınırları aşabilen en güçlü araçlardan biri. İnsanları bir araya getirebilir, empatiyi artırabilir ve farkındalık yaratabilir.

Oscar demişken, töreni izledin mi? Geceye dair en özel anlar nelerdi? “Keşke bu rolde ben oynasaydım” dediğin bir performans oldu mu?
Aslında Oscar’ları hiç canlı izlemedim, genellikle öne çıkan olayları medya ve sosyal medyadan takip ediyorum. “Keşke bu rolde ben olsaydım” diye düşündüğüm bir performans hiç olmadı. Bence bir role en uygun kişi seçildiğinde ve işini en iyi şekilde yaptığında bu çok güzel bir şey ve insanların başarılarını bu şekilde kutlamak önemli. Ancak ilham almak başka bir şey! En sevdiğim anlardan biri, İsrailli ve Filistinli film yapımcılarının ortak çalışmasıyla hazırlanan bir belgeselin Oscar kazanmasıydı. Bu tür hikayelerin susturulmadığını, aksine saygı gösterilip takdir edildiğini görmek beni mutlu etti. Ayrıca, belgeseller en sevdiğim film türlerinden biri, bu yüzden o filmi mutlaka izlemeyi planlıyorum!

 

Bu haber adada kalmaya devam etsin mi?

1 People voted this article. 1 Upvotes - 0 Downvotes.
svg

Aklında bir şey mi var?

Show comments / Leave a comment

Cevap ver

Yükleniyor
svg