Netflix’in 2025 kataloğu, bu yıl da dünyanın dört bir yanından gelen dizilerle izleyiciyi hem şaşırttı hem de büyüledi. Minimal prodüksiyonlu Japon dramalarından politik western’lere, gotik yeniden uyarlamalardan sessiz psikolojik gerilimlere kadar geniş bir yelpazede, kimi diziler beklenmedik biçimde öne çıktı.
İşte 2025’in ilk yarısında adından en çok söz ettiren, hem eleştirmenleri hem izleyiciyi etkileyen en iyi Netflix dizileri.
1. Adolescence
Jack Thorne ve Stephen Graham imzalı dört bölümlük mini dizi, İngiltere’de bir genç cinayetinin farklı yönlerini tek plan çekimlerle anlatıyor. “Adolescence” yalnızca bir polisiye değil, gençliğin öfkesine, yalnızlığına ve çaresizliğine dair sert bir yüzleşme. 15 yaşındaki Owen Cooper’ın performansı büyüleyici; Stephen Graham ise kariyerinin doruk noktasında.
2. American Primeval
“The Revenant” senaristi Mark L. Smith’ten, 1857 Utah Savaşı’nın ortasında geçen bir batı destanı. Mormon milisleriyle yerli halk arasındaki çatışma, Taylor Kitsch ve Betty Gilpin’in sürükleyici performanslarıyla anlatılıyor. Tarihsel doğruluk kadar, vahşi doğanın karanlık yüzünü göstermek de dizinin önceliği.
3. Asura
Hirokazu Kore-eda’nın yönettiği Japon draması, 1970’lerde dört kız kardeşin babalarının gizli hayatıyla yüzleşmesini anlatıyor. “Shoplifters” ve “Broker” sonrası Kore-eda’nın kadın karakterlere odaklanan en incelikli işlerinden biri. Sessiz, zarif ve duygusal olarak yıkıcı.
4. Dept. Q
Edinburgh’un soğuk sokaklarında, geçmiş dosyaları çözmeye çalışan huysuz bir dedektif. Matthew Goode’un canlandırdığı Carl Morck karakteri, klasik “anti-kahraman” kalıbını ters yüz ediyor. “Sherlock” ve “Line of Duty” severler için yepyeni bir takıntı.
5. Sirens
Molly Smith Metzler’in aynı adlı tiyatro oyunundan uyarlanan “Sirens”, Julianne Moore ve Meghann Fahy’yi bir araya getiriyor. Servet, güç ve kardeşlik arasındaki çatışmayı kara mizahla işleyen dizi; entrika dolu bir yazlık malikanede geçen duygusal satranç oyunu gibi.
6. Squid Game (Sezon 3)
Dünya fenomeni olan Güney Kore yapımı dizi, üçüncü sezonuyla finale ulaşıyor. Gi-hun’un yolculuğu bu kez daha karanlık ve politik. Oyunlar büyüdükçe insanlık azalıyor, fakat empati hâlâ hayatta. Set tasarımları ve final bölümü uzun süre konuşulacak türden.
7. The Hunting Wives
Rebecca Cutter’ın yarattığı bu orijinal Netflix dizisi, Teksas’ın zengin banliyölerinde gizli arzuların ve tehlikeli ilişkilerin açığa çıkışını konu alıyor. Brittany Snow ve Malin Akerman arasındaki kimya diziyi ateşli bir gerilim-drama haline getiriyor. Kamp, entrika ve bol miktarda stil.
8. The Summer Hikaru Died
Korku ve anime nadiren bu kadar etkileyici birleşir. “The Summer Hikaru Died”, kaybolan bir arkadaşın dönüşüyle başlayan doğaüstü bir hikâyeyi anlatıyor. Japon taşrasında geçen bu anime, kayıp, arzu ve kimlik temalarını ustalıkla işlerken atmosferiyle ürperti yaratıyor.
9. Untamed
Eric Bana, Yosemite Ulusal Parkı’nda işlenen gizemli bir ölümün peşine düşen federal ajan rolünde. Doğanın dinginliğiyle insanın karanlık yanını çarpıştıran bu polisiye, Sam Neill’in de dâhil olduğu güçlü oyuncu kadrosuyla yılın sürprizlerinden biri.
10. Wednesday (Sezon 2)
Jenna Ortega’nın gotik enerjisiyle hayat bulan “Wednesday”, ikinci sezonunda daha özgüvenli. Tim Burton’ın yönetmenliğindeki bölümler, mizah ve korku dengesini koruyor. Addams Ailesi evreni genişlerken, dizinin estetik dünyası daha da olgunlaşıyor.
🎬 Apartman No:26 Yorumu
2025, Netflix dizileri açısından üretken ama seçici bir yıl oldu. Ana akımın içinde, sessiz biçimde yankılanan diziler bu yılın asıl kazananları. “Adolescence” ve “Asura” insan ruhunun kırılgan yanını; “Sirens” ve “The Hunting Wives” ise yeni-nesil kadın karakterlerin gücünü öne çıkarıyor. Platformun geleceği belki de bu çok sesli, kültürel geçiş noktalarında şekilleniyor.
