Kamerun doğumlu ve geçtiğimiz günlerde Fransa’da Grand Prix de Sculpture ödülüne layık görülen Tayou, sanatı sadece seyredilen bir nesne olarak değil, bizzat yaşamın bir uzantısı olarak görüyor. Robilant+Voena, sanatçının Birleşik Krallık’taki bu ilk solo galeri sunumuyla, onun son on yıla yayılan en sevilen serilerini ve yeni üretimlerini bir araya getiriyor.
Tayou’nun eserleri, bir yandan Orta Afrika mirasını taşırken diğer yandan Avrupa’da yaşama ve seyahat etme deneyimlerini harmanlıyor. Sanatçı, eserlerinin başlangıç noktasına her zaman “kendi kişiliğini” koyuyor.
Nesnelerin Hafızası: Tüketimden Sömürgeciliğe
Tayou’nun pratiği inanılmaz derecede çok yönlü. Resimden heykele, devasa yerleştirmelerden gündelik nesnelere kadar her şeyi kullanıyor. Eserlerinde sıkça rastlayacağınız “buluntu malzemeler” (found materials) ve geçici nesneler, aslında büyük hikayelerin taşıyıcıları:
Tüketim Kültürü: Gündelik hayattan kopup gelen nesneler, tüketim toplumunun hızını ve arkada bıraktığı atıkları sorgulatıyor.
Kolonyal Miras: Sanatçı, sömürgeciliğin izlerini ve kültürel kimliğin nasıl inşa edildiğini kişisel tarihiyle birleştirerek anlatıyor.
Çocukluk ve Doğa: Eserlerdeki canlı renkler ve oyunsu formlar, çevresel meseleler ve çocukluk anılarıyla iç içe geçiyor.
Neden Görmelisiniz?
Serpentine Galleries ve Tate Modern gibi kurumsal sergilerinden sonra Tayou’yu bu denli mahrem ve odaklanmış bir galeri ortamında görmek çok farklı bir deneyim. Eserlerindeki doku, malzeme çeşitliliği ve her bir parçanın arkasındaki o “küresel vatandaş” ruhu, izleyiciyi hem tanıdık hem de egzotik bir yolculuğa çıkarıyor.
Londra’nın gri kış gününde ruhunuza biraz renk, zihninize biraz soru işareti katmak isterseniz, Dover Street’teki bu durağa uğramak için önünüzde sadece saatler var.
Sanatçı: Pascale Marthine Tayou
Mekan: Robilant+Voena, Londra (38 Dover Street, W1S 4NL)
Tarih: 19 Aralık 2025 (Son Gün!)