
St. Lucia’da doğan ve 12 yaşında İngiltere’ye göç eden Branch, sadece bir ressam değil; kıtalar arası bir kültür köprüsü. Frank Auerbach ve Michael Andrews gibi ustalardan aldığı Slade ekolü disiplinini, Karayip güneşinin hafızası ve Londra’nın karşı kültür ruhuyla birleştiriyor. “Out of the Calabash” sergisi, sanatçının uzun yıllar sonra büyük ölçekli tuvallere dönüşünü müjdeliyor.

Branch’in sanatı, zaman içinde maddenin ağırlığından ışığın hafifliğine doğru bir yolculuk izledi:
80’ler ve 90’lar: Boyanın üst üste binerek fiziksel bir derinlik ve yoğunluk yarattığı, kısa ve enerjik fırça darbelerinin hakim olduğu bir dönem.
Günümüz (2023-2025): Yeni eserler çok daha açık, ferah ve akışkan. Artık boya tuvalde bir ağırlık değil, bir “genişleme” hissi yaratıyor. Büyük, dinamik fırça hareketleri renklerin tuval üzerinde organik bir şekilde çiçek açmasına izin veriyor.
Branch’in çalışma yöntemi, sanatın hiyerarşik yapısını yıkan fiziksel bir eylem. Sanatçı tuvali yere seriyor ve tüm vücudunu kullanarak boyayı yüzeye aktarıyor. Serginin kilit eserlerinden biri olan “Today is not a surprise” (2023), koyu pigmentlerin üzerine binen pembe renk kavisleriyle bu yumuşak ama cesur müdahaleyi somutlaştırıyor.
Branch, sadece galerilerin değil, toplumsal dönüşümün de bir parçası oldu. 1969’da Cezayir’deki İlk Pan-Afrikan Kültür Festivali’nde ve 1977’de Lagos’taki FESTAC’77’de yer alarak anti-emperyalist sanat vizyonunun inşasına katkıda bulundu. 2024 yılında aldığı OBE unvanı, bu 60 yıllık “anlamlı etkinin” bir nişanesi niteliğinde.
Sanatçının “rengin insanlığı” olarak adlandırdığı yaklaşımı, resmin mesafeli ve soğuk bir nesne olmasını reddediyor. Onun tuvalleri; neşe, enerji ve yaşamla atan birer kalp gibi.
Mekan: Goodman Gallery, Londra.
Tarih: 27 Kasım 2025 – 14 Ocak 2026.
Apartman No: 26 Notu
Winston Branch’in sanatı bize şunu fısıldıyor: Işık ve renk, sadece teknik unsurlar değil; onlar aidiyetin, göçün ve hayatta kalmanın en saf dilleridir. Londra’nın bu gri kış gününde Goodman Gallery’ye sığınmak, bir “kalabaşın içinden” dünyaya sızan o sonsuz renk patlamasına tanıklık etmek demek.






