Pedro Martín-Calero’nun ilk uzun metrajı The Wailing (El Llanto), korku sinemasının araçlarını feminist bir alegoriye dönüştürerek dikkat çekici bir çıkış yapıyor. Madrid’den Buenos Aires’e, dijital ekranlardan terk edilmiş apartmanlara uzanan hikâye; üç farklı kadının ortak kaderini, bastırılmış travmaların hayaletleriyle buluşturuyor.
Film, Madrid’de üniversite öğrencisi Andrea’nın görüntülü konuşmalarında beliren açıklanamaz bir varlıkla başlıyor. Kısa süre sonra bu lanetin izleri, 20 yıl önce Arjantin’de benzer bir korkuyu yaşayan Marie’nin hikâyesiyle birleşiyor. Belgesel öğrencisi Camila’nın araştırması ise onları birbirine bağlayan üçüncü halka haline geliyor. Hepsini birleştiren, mekânlar ve zamanlar ötesinde yankılanan tek bir çığlık: wailing.
Apartman mimarisi burada bir “kötülük mekânı”na dönüşüyor. Madrid’de ve Buenos Aires’te neredeyse bire bir aynı görünen bina, hem ortak bir travmanın adresi hem de kadınların bastırılmış acılarının simgesel taşıyıcısı.
Martín-Calero, klasiğe göz kırpan ama çağdaş bir politik damar taşıyan bir yapı kuruyor. Amacı, jump scare’lerden ziyade atmosfer ve metafor üzerinden ilerlemek. Strobe ışıklarıyla dolu gece kulüpleri, suskun koridorlar ve çarpıcı ses tasarımı, izleyiciyi karakterlerin paranoyasına eşlik etmeye davet ediyor.
Yönetmenin asıl niyeti, korkunun görünmezliğini toplumsal suskunlukla eşleştirmek: Kadınların anlatıları çoğu zaman inandırıcı bulunmaz, bastırılır ya da reddedilir. Filmdeki “çığlık”, bu sessizliği yaran ama duyulmakta geciken bir çağrıya dönüşüyor.
Ester Expósito, Mathilde Ollivier ve Malena Villa, üç kuşakta yankılanan aynı korkuyu beden dilleriyle taşıyor. Martín-Calero’nun tercih ettiği parçalı anlatı, oyunculuklara “görülmeyeni hissettirme” sorumluluğu yüklüyor. Bu da filmi daha çok atmosfer ve nüans üzerine kurulu bir deneyime dönüştürüyor.
Festival Başarıları ve Ödüller
The Wailing, 2024 San Sebastián Film Festivali’nde prömiyer yaptı ve Pedro Martín-Calero’ya En İyi Yönetmen (Silver Shell) ödülünü kazandırdı. Ardından Sitges, BFI London, Tokyo, Valladolid ve Chicago Latino Film Festivali gibi önemli duraklarda gösterildi. İspanya, Arjantin ve Fransa’da vizyona giren film, ABD dağıtımı için Film Movement tarafından satın alındı. Ayrıca Goya Ödülleri’nde En İyi Yeni Yönetmen adaylığı elde etti.
Eleştirmen Yorumları
-
Screen Daily, filmin feminist tonunu ve genç oyuncuların performanslarını öne çıkarıyor.
-
Cineuropa, şiddet ve travmayı doğrudan değil metaforik düzeyde işleyişini “derinlikli ve incelikli” buluyor.
-
The Film Verdict, görsel işçiliğini ve katmanlı yapısını överken, “kalıcı bir huzursuzluk” bıraktığını söylüyor.
-
Pajiba, filmi “atmosfer ustalığı” olarak tanımlasa da yapısının bilinçli muğlaklığının bazı izleyiciler için yorucu olabileceğini belirtiyor.
Apartman No:26 Notu
The Wailing, seyirciyi çözümsüzlüğün ve belirsizliğin içine çeken bir korku filmi. Ancak korkunun kaynağı, hayaletlerden çok toplumun görmezden geldiği acılarda yatıyor. Feminist alegorisi, çarpıcı atmosferi ve zamansız temalarıyla Martín-Calero’nun bu ilk filmi, sadece bir tür denemesi değil; aynı zamanda gelecekteki sinemasının politik yönelimlerinin güçlü bir habercisi.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak