Sinema perdesi, bizi bazen öyle sıradan hayatların içine çeker ki, o sıradanlığın aslında ne kadar absürt ve komik olabileceğini fark ederiz. Arjantinli yönetmen Martín Rejtman’ın “The Practice” (Uygulama) filmi de tam olarak böyle bir yapım. Yalnızlık, boşanma ve hayatın acımasız darbeleriyle sarsılmış bir yoga hocasının hikayesini, en tuhaf ve mizahi anlarla harmanlayarak, izleyiciyi hem güldürüyor hem de derinlemesine düşündürüyor.
Filmin kalbinde, eşinden ayrıldıktan sonra hayatı altüst olan, Şili’de yaşayan Arjantinli bir yoga eğitmeni olan Gustavo var. Sadece evini ve stüdyosunu kaybetmekle kalmıyor, aynı zamanda bir diz sakatlanması nedeniyle tekerlekli sandalyeye mahkûm oluyor. Bu fiziksel engel, onun içsel karmaşasının adeta bir metaforu haline geliyor. Gustavo, kayıp stüdyolar, araya giren anneler, hafıza kaybı yaşayan öğrenciler ve beceriksiz terapilerle dolu, gerçeküstü bir günlük kaos içinde yolunu bulmaya çalışıyor.
Sessizliğin Mizahı: Hayat Pozlarında ve Duraklamalarda
Rejtman, bu kaosu, minimalist ve duygusuz film yapım tarzıyla adeta bir sanat eserine dönüştürüyor. Mizah, konuşmalardan değil, statik çerçevelerden, kısık diyaloglardan ve sıradanlıktaki absürtlüğü fark etmeye zorlayan bir ritimden geliyor. Bu yapılandırılmış tekrar, yoganın kendisinin disiplinini yansıtıyor; sonuçlar belirsiz olsa bile pratik her şeydir, değil mi?
Gustavo’nun hayatı dağılırken, o da alışkanlıklarına tutunuyor: terapiye gitmek, spor salonunu ziyaret etmek, eski bir öğrencisiyle başarısız flört girişimlerinde bulunmak… Bu sıradan jestler, onun için birer çapa görevi görüyor. Ancak çoğu zaman ironik bir şekilde ters teper ve onu olduğu yerde dönüp durmaya zorluyor.
Filmin anlatımı ilerledikçe, Gustavo radikal bir değişim bulmuyor; aksine, alçakgönüllü bir denge duygusu ediniyor. Azim, mizah ve kusurluluğu kabul etme yoluyla, hayatında sessiz bir ritim yeniden kazanıyor. Final, bir kapanıştan çok, nazik bir nefes verme gibi hissediliyor; hayatın hala devam ettiğini, tam da bu sıradan anlarda dengeyi bulabileceğimizi fısıldıyor.
Yükselen Bir Yetenek: Rejtman’ın Vizyonu
“The Practice”ın en güçlü yönlerinden biri, Rejtman’ın bu türü ele alış biçimi. O, mizahı yumrukla değil, sessizlikle veriyor. Esteban Bigliardi’nin Gustavo rolündeki bastırılmış performansı, karakteri hem sempatik hem de komik kılıyor. Film, felsefi konuları ciddiyetle değil, kahkaha ve nezaketle ele alarak, felsefenin kahkahalarla ve zarafetle sunulabileceğini kanıtlıyor.
“The Practice”, 2023 San Sebastián Film Festivali’nde Altın İstiridye’ye aday gösterildi ve Rejtman’ın minimalist komedinin bir ustası olarak alakasını sürdürdüğünün önemli bir kanıtı oldu. Eleştirmenler, filmi “hayatın absürt güzelliği üzerine ciddi-komik bir meditasyon” olarak överken, onu “zekice ve düşünceli” olarak tanımladılar.
Eğer sıradışı mizahı, yavaş ilerleyen komediyi ve estetik bir sinema dilini seviyorsanız, “The Practice” tam size göre! Bu film, hayatın o beklenmedik tersliklerini ve orta yaş krizini öyle bir samimiyetle anlatıyor ki, izledikten sonra siz de kendinizi bir yoga pozisyonunda bulup gülümserken yakalayabilirsiniz!
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak