Charlie Polinger’ın kendi çocukluk kamp günlüklerinden beslenen The Plague, masumiyet ile zalimliğin kesiştiği, rahatsız edici bir yaz hikâyesi. 2003 yazında, yalnızca erkeklerin katıldığı bir su topu kampında geçen film, “plague” (veba) adını verdikleri zalim bir oyunun, masum şakadan psikolojik bir kabusa dönüşmesini konu alıyor.
Filmde, Everett Blunck‘ın canlandırdığı Ben karakteri, sessizliği, bakışları ve bedensel tedirginliği üzerinden izleyiciye güçlü bir performans sunuyor. Bu performansa, karizmatik olduğu kadar tehditkâr bir lider figürünü canlandıran Kayo Martin‘in varlığı eşlik ediyor. Yönetmen, su altı çekimlerinin görsel yoğunluğu, yankılanan havuz seslerinin işitsel etkisi ve kampın dijital kaçışsızlığıyla teknik bir yoğunluk yaratıyor. Tüm bu unsurlar, akıllı telefon öncesi dönemin getirdiği, kapalı ve tecrit edilmiş bir evren hissini pekiştirerek filmin atmosferine derinlik katıyor.
Eleştiriler
-
Cannes (Un Certain Regard, 11 dakikalık alkış): Duygusal etkisi ve yönetmenlik başarısı övüldü.
-
Elle: “Harika bir ilk film… psikolojik gerilimi ergenlik dramıyla ustaca harmanlıyor.”
-
Variety: Tanıdık kamp hikâyesine “daha tuhaf ve ince alt akımlar” eklediğini vurguluyor.
-
Next Best Picture: “Hassas ve derinlikli bir ilk film” yorumu.
Apartman No:26 Notu
The Plague, kamp anılarının sıcaklığını romantize etmek yerine, ergenlikte kabul görme arzusunun nasıl kolayca zalimliğe dönüşebileceğini gözler önüne seriyor. İzleyicisini kendi gençliğindeki sessizlik anlarıyla yüzleştiren, sert ve etkileyici bir çıkış filmi.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak