2025, korku sineması için sanatsal bir zirve yılı oldu ve bu başarı 2026’da da devam edecek gibi duruyor. Yönetmen Maggie Gyllenhaal’ın merakla beklenen filmi “The Bride” ın ilk fragmanı, şimdiden 2026’nın en stil sahibi korku filmi olacağının sinyallerini veriyor. Film, başlangıçta 2025’te çıkacaktı ancak bir yıl sonra izleyicilerle buluşacak olması, korku severler için 2026’nın ilk hediyesi.
Fragman, James Whale’in klasik “Frankenstein’ın Gelini” filmi ile “Bonnie and Clyde” ya da “True Romance” gibi suçlu aşıkların hikayelerini harmanlayan cesur bir fikri ortaya koyuyor. Jesse Buckley‘nin canlandırdığı Gelin ve Christian Bale’in hayat verdiği Frankenstein’ın Canavarı, 1930’ların Chicago’sunda kaçışa geçiyor. Film, daha ilk fragmanıyla bile görsel olarak büyüleyici. Gyllenhaal ve görüntü yönetmeni Lawrence Sher, 30’ların grunge, punk rock havasını Alman Dışavurumculuğunun retro öğeleriyle birleştirerek adeta bir stil festivali yaratmış. Fritz Lang’ın “Metropolis” veya Robert Wiene’nin “Dr. Caligari’nin Muayenehanesi” gibi klasiklerden esintiler görmek mümkün.
Filmin fragmanındaki son kare, Buckley’nin Gelin’inin cam bir kavanoz içindeki siyah-beyaz baş görüntüsüyle, “Frankenstein’ın Gelini”nden bir sahneye saygı duruşunda bulunuyor. Bu, sadece bir görsel gönderme değil, aynı zamanda filmin sürprizlerle dolu bir müzik açısı da olduğunu ima ediyor. Mary Shelley’nin 1818’de yazdığı roman, sinema tarihinde her zaman görsel deneyselliğin bir sembolü olmuştur. Gyllenhaal da bu mirasa sadık kalarak, kendi benzersiz ve stilize yolunu çiziyor. “The Bride”, sadece diğer “Frankenstein” filmlerini taklit etmiyor, aksine onların tarihine yaratıcı bir saygı duruşunda bulunarak kendi izini bırakıyor.
Filmin 6 Mart 2026’ya kadar bekleyecek olması hayranları üzse de, fragman şimdiden Halloween kostümlerine ilham vermeye başladı bile. Bu film, sadece bir korku hikayesi olmanın ötesinde, cesur ve kışkırtıcı bir sanat eseri olarak 2026’ya damga vuracak gibi görünüyor.