Uyarı: Bu yazı, “The Sandman” çizgi romanı ve dizisi hakkında ağır spoiler içermektedir.
Netflix’te “The Sandman” 2. sezonunun ikinci kısmı yeni yayınlanmışken, ilk kısmın en büyük günahını hatırlamanın tam zamanı: Wanda (Indya Moore) karakterinin felaket bir şekilde ele alınışını.
Wanda, “Sandman” çizgi romanlarında tanıtılan ilk düzgün trans karakterdi ve okurlar için her zaman özel bir yeri oldu. “A Game of You” cildinde okuyucular, ilk kez gerçekten bir “insan” gibi davranılan bir trans karakterle tanıştı. Wanda sadık, cesur, ara sıra kaba ve o cildin ana karakteri olan Barbie’nin sahip olabileceği en iyi arkadaştı. Kısacası Wanda, “A Game of You” cildini serinin en iyilerinden biri yapan en önemli parçaydı.
Çizgi Romanın Yürek Parçalayan Anı
Wanda’nın hikayesi tartışmalı bir şekilde ilerler. Cinsiyet kimliği sürekli sorgulanır, alay konusu olur ve sonunda trajik bir şekilde ölür. Ailesinin, mezar taşına onun seçtiği ismi değil, eski ismini (deadname) yazdırdığını görürüz. Bu an, çizgi romanın onun kimliğini reddettiği şeklinde yorumlanabilirdi; ta ki cildin son anlarına kadar. O anlarda, Sonsuzlar’ın en güçlüsü ve serinin ahlaki pusulası olan Death, Wanda’nın bir kadın olduğunu net bir şekilde onaylar.
Ancak bu sondan bile önce, hikayenin en vurucu anı gelir. Wanda’nın en yakın arkadaşı Barbie, mezar taşındaki yanlış ismi görür. Yalnız kaldığında, Wanda’nın en sevdiği renkteki ruju çıkarır ve o ismin üzerine “Wanda” yazar. Bu anın güzelliği, kısmen boşa bir çaba olmasından gelir. Bu, karakterlerin içinde yaşadığı acımasız bir dünyadır ve ruj muhtemelen ilk yağmurda silinip gidecektir. Ama biliriz ki, en azından bir kişi Wanda’yı gerçekten olduğu gibi gördü. Bu anın yaşattığı acı, dünyanın trans bireylere nasıl davrandığına dair gerçekçi bir gözleme dayanır ve bu yüzden bu kadar etkilidir.
Dizi, Hikayenin Ruhunu Nasıl Yok Etti?
“Sandman” dizisinin Wanda’nın hikayesini kötü ele alacağının ilk işareti, 2. sezonun “A Game of You” cildini neredeyse tamamen atlayacağı haberiyle geldi. Görünüşe göre yapımcılar, izleyicilerin ana karakter Dream’den uzaklaşan bir hikayeyi takip edecek kadar sabırlı olmadıklarına karar vermişler.
Yine de Wanda karakterinin önemini anlamış olacaklar ki, onu kesip başka bir cildin, “Brief Lives”in uyarlamasına yapıştırdılar. Bu hızlandırılmış versiyonda Wanda, yaklaşık beş dakikalık bir ekran süresine sahip oldu ve bu sürenin sonunda öldürüldü. Çizgi romandaki Wanda’nın bir kişiliği, arkadaşları, bir amacı vardı; o, okur üzerinde büyük etki bırakan bütün bir insandı. Dizideki Wanda ise ortaya çıkıyor, trans olmaktan bahsediyor ve ölüyor.
O Unutulmaz Anın Mahvolduğu Yer
Dizideki en büyük fiyasko ise mezar taşı sahnesinde yaşanıyor. Barbie’nin o insani, dokunaklı ve nafile jestinin yerini, tanrısal bir müdahale alıyor. Mezar taşına “Wanda” ismini yazan kişi, bir insan değil, her şeye gücü yeten Dream‘in (Tom Sturridge) kendisi oluyor. Üstelik bunu kalıcı bir sihirle, parmağını bile kıpırdatmadan yapıyor.
Dizi, acımasız bir statüko karşısında insanın o onurlu ve sevgi dolu çabasını sunmak yerine, bize her şeye gücü yeten bir tanrının o statükoyu zahmetsizce alt etmesini veriyor. Bu tercih, çizgi romanın o yürek parçalayan anının tüm duygusal ağırlığını ve anlamını yok ediyor.
Kaybedilen Cesaret ve Kaçırılan Fırsat
Neil Gaiman’ın, Wanda’nın hikayesi için senaryo odasına trans yazarları dahil etme sözü verdiği biliniyordu. Ancak dizi, bu sözü tutmak bir yana, hikayeyi daha cesur veya kapsayıcı bir şekilde güncellemedi. Aksine, Wanda’yı bir kenara itti, onun haklı öfkesini aldı ve yerine kimliği hakkında silik nutuklar atan bir karaktere dönüştürdü.
Özellikle trans haklarına yönelik mevcut kültürel saldırılar göz önüne alındığında, dizinin bu kadar “dişsiz ve unutulabilir” bir yol seçmesi büyük bir hayal kırıklığı. Bu, serinin transfobiyle doğrudan yüzleşme, bir duruş sergileme ve aynı zamanda sürükleyici bir fantastik hikaye anlatma şansıydı. Bunun yerine, bize hiçbir şey hissettirmeyen bir versiyon verdi. Çizgi roman yürek parçalayıcıydı; dizi ise sadece boşluk bırakıyor.
“The Sandman”, 31 Temmuz 2025’te Netflix’te yayınlanacak olan “Death: The High Cost of Living” özel bölümüyle sona erecek.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak