Potsdam’daki Barberini Müzesi’nde kapılarını açan Kandinsky’s Universe: 20. Yüzyılda Geometrik Soyutlama sergisi, soyut sanatın kökenlerine sürükleyici bir yolculuk sunuyor. Sergi, Wassily Kandinsky’nin 12 önemli eseri etrafında şekilleniyor ve sanatçının 1925 tarihli Above and Left adlı eseriyle dikkat çekiyor. Karmaşık şekil ve sembollere rağmen şaşırtıcı bir uyum yakalayan bu eserler, izleyiciyi görünmez bir kozmik gücün haritasını inceliyormuş gibi hissettiriyor. Sergi, Suprematizm ve Kübizm gibi akımlarla kesişen Geometrik Soyutlama’nın dağınık başlangıcını gözler önüne seriyor.
Sergi, Josef Albers’in Homage to the Squares dizisiyle ivme kazanıyor ve ardından Ben Nicholson, Barbara Hepworth, Frank Stella ve Bridget Riley gibi sanatçıların dikkat çekici eserleriyle devam ediyor. Frank Stella’nın kaba ama etkileyici kareleri ve Bridget Riley’nin göz aldatıcı dalgaları, serginin enerjisini zirveye taşıyor. Kandinsky’nin yapıtlarından başlayan sergi, optik illüzyonla flört eden cesur denemelerle son buluyor. Kandinsky’s Universe sergisi, 18 Mayıs’a kadar Potsdam’daki Barberini Müzesi’nde ziyaret edilebilir.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak