Rhea Seehorn’un canlandırdığı Carol Sturka, “Pluribus”un beklenmedik kahramanı. İnsanları memnun, kovan zihnine bağlı insansız hava araçlarına dönüştüren uzaylı bir virüse direnebilen az sayıdaki kişiden biri olan Sturka, kendini aniden büyük bir kaosun içinde bulur.
Dizi yaratıcısı Vince Gilligan, kahramanını neden bir aşk romanı yazarı olarak seçtiğini açıklarken, bunun arkasında felsefi bir neden yerine mizahi bir tercih olduğunu belirtiyor. Gilligan, bilim kurgu gerilimi için en elverişsiz ve beceriksiz kahramanı bulmayı amaçlamış.
“Yazmaya çalışan bir yazarın dünyayı kurtarması fikri hoşuma gitti… Dünyayı kurtaracak birini düşündüğünüzde, Liam Neeson ya da Tom Cruise istersiniz. Bir yazar istemezsiniz. Bu, insanlığı kurtarmakla görevlendirilecek en son kişidir, çünkü biz bir grup beceriksiz aptalız.” — Vince Gilligan
“Romantasy” Yazarları Daha Eğlenceli
Dizinin ilerleyen bölümleri zorla dayatılan mutluluk ve grup düşüncesi (group-think) temalarına odaklanacak olsa da, Sturka’nın yazar kimliği, Gilligan’ın ifadesine göre, bu tematik keşiften çok kişisel bir mizah anlayışından kaynaklanıyor.
Gilligan, neden özellikle aşk romanı (romantasy) yazarına yöneldiğini ise net bir şekilde açıklıyor:
“30 yılı aşkın deneyimimle söyleyebilirim ki, senaristler sıkıcıdır. Aşk romanı yazarları ise daha renkli, eğlenceli ve ilgi çekici görünüyor.”
Sanat, Hayranlık ve Sahte Mutluluk
Dizinin ilk bölümü, Sturka’nın son aşk romanının canlı okumasını sunmasıyla başlar. Fanatik hayranlarının eserleri hakkında çok fazla şey bilmesi, Sturka’nın etkinliği yenilmiş hissederek terk etmesine neden olur. Sturka kendi kitaplarını önemsiz ve değersiz görürken, menajeri ve partneri Helen L. Umstead (Miriam Shor) onun eserinin insanları mutlu ettiğini söyleyerek onu rahatlatır.
Bu açılış, dizinin sanat ve eğlence arasındaki farkı, son yıllarda ortaya çıkan coşkulu hayran kitlelerini ve sosyal medya çağında herkesin en iyi benliğini sunmaya çalıştığı sahte mutluluk temasını derinlemesine incelediğini gösteriyor.












