Tanz im August festivali, 15-17 Ağustos tarihleri arasında izleyicileri, çok disiplinli sanatçı Nora Chipaumire‘nin radikal ve katılımcı performansı “Dambudzo” ile buluşturuyor. Şona dilinde “bela” anlamına gelen bu eser, sadece bir performans değil, aynı zamanda sömürgecilik ve özgürlük üzerine düşündüren bir ses, heykel ve canlı performans evi niteliğinde.
Performansın kalbinde, Zimbabve’li radikal düşünür Dambudzo Marechera‘nın fikirleri yatıyor. Chipaumire, bu düşünceleri kendi kişisel deneyimleri, güncel siyasi gerçekler ve sömürgeci kontrole karşı devam eden direnişle iç içe geçiriyor. Sanatçı, 1980’lerin komünizmin çöküşü ve apartheid’in sona ermesi öncesindeki ruhunu, bir özlem, bir ağıt ve bir ilham kaynağı olarak tanımlıyor.
“Dambudzo” sahnesinde izleyiciler, sıcak ve samimi bir özel bar ortamında, sanat ekibiyle birlikte yeni ve özgür dünyalar hayal etmeye davet ediliyor. Ev, bir “açlık evi” (shabini) olarak tasvir ediliyor. İçeride yaşayanlar; müzisyenler, devrimciler, düzenbazlar ve “satılmışlar” olarak sürekli değişen karakterleri temsil ediyor. Sanatçı notunda Chipaumire, “güzelliğin, aşkın ve şiddetin tek nefeste dile geldiğini” ve “sokağın eve, evin sokağa girdiğini” belirtiyor. Bu, aynı zamanda, sürekli havlayan köpeklerin (Rodezya sırtlan köpekleri) sesiyle, izleyiciye emperyalist yerleşimci sömürgeciliği oyununun varlığını hatırlatan güçlü bir uyarı.
“Dambudzo”, izleyicileri kendi düşüncelerini sorgulamaya, direncin anlamını yeniden keşfetmeye ve daha adil, daha özgür bir dünya hayal etmeye davet eden unutulmaz bir deneyim sunuyo
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak