Tasarım, neden geleneksel olarak sadece insan ihtiyaçlarına odaklanır ki? Oysa bizler, milyarlarca hayvan, bitki ve diğer canlılarla birlikte var oluyoruz. İşte Londra’daki Tasarım Müzesi, bu ezber bozan soruya cevap arayan ve gezegenimizin gelişmesine yardımcı olmak için odağını insan ihtiyaçlarının ötesine taşıyan, sanatı, bilimi ve radikal düşünceyi bir araya getiren bir sergi sunuyor. 5 Ekim 2025 tarihine kadar ziyaretçilerini ağırlayacak olan “İnsandan Fazlası” (More than Human) adlı bu büyük sergi, gezegeni korumak için tasarıma yeni bir pencereden bakmamızı sağlıyor.
Sergi, insan faaliyetlerinin ancak diğer türler ve sistemlerle birlikte gelişebileceği fikrini benimseyen yeni nesil uluslararası tasarımcıları tanıtan ilk büyük sergi olma özelliğini taşıyor. Müzenin yeşil geçiş için ulusal araştırma programı olan Future Observatory ile işbirliği içinde yaratılan bu düşünce uyandırıcı şov, sanat, tasarım, mimari ve teknolojiyi bir araya getirerek ziyaretçilere, yaşayan dünyayla nasıl tasarım yapılacağı ve onu nasıl daha iyi anlayacaklarına dair radikal fikirler sunuyor. Sergide, çağdaş ve geleneksel pratikleri, güzel sanatları, ürün tasarımını, mimariyi ve interaktif enstalasyonları kapsayan 140’tan fazla eser yer alıyor.
Sergide 50’den fazla sanatçı, mimar ve tasarımcının eserleri bulunuyor. Öne çıkanlardan bazıları, Japon sanatçı Shimabuku’nun ahtapotlar için yaptığı sanat eserleri ve sanatçı Julia Lohmann’ın sergi için özel olarak yarattığı yeni ve sürükleyici bir deniz yosunu enstalasyonu. Future Observatory tarafından desteklenen dört “İnsandan Fazlası” araştırma bursu alan kişi de sergi için yeni araştırmalar geliştirdi. Sonuçlar, Alexandra Daisy Ginsberg’in tozlaştırıcıların perspektiflerini keşfeden dev bir duvar halısından, MOTH’un (More Than Human Life Project) dünyanın dört bir yanındaki su yollarına yasal haklar verilmesi hareketini tasvir eden 8 metrelik bir duvar resmine, Paulo Tavares ve Feifei Zhou’nun multimedya enstalasyonlarına kadar uzanıyor. Tavares, Brezilya’daki yerli topluluklarla toprak tanıma mücadelesinde kullanılan haritalama tekniklerinin geliştirilmesi üzerinde çalışırken, Zhou ise Timor, Endonezya’daki yerel toplulukların balıkçılık pratiklerini gözlemleyerek kıyı bölgelerindeki çok türlülük alışverişinin gözenekliliğini ortaya koyuyor.
“Bu empatik yaklaşım, yeni perspektiflere olan açıklık, bu sergiye bir kalp ve dönüştürücü bir nitelik kazandırıyor” diyen The London Standard ve “Yeni bir nesil, gezegen üzerindeki insan etkisini azaltmanın yeterli olmadığını fark ederek doğal dünyayla yeniden etkileşim kuruyor: diğer türlerin gelişmesi için aktif olarak tasarım yapmalıyız” diyen The Guardian gibi basından da övgü alan bu sergi, tasarımın ve sanatın sadece estetik bir kaygıdan öte, ekolojik bir sorumluluğun aracı olabileceğini gösteriyor. “İnsandan Fazlası”, izleyicilerini hem sanatsal bir yolculuğa hem de gezegenimizin geleceği için ortak bir sorumluluk bilincine davet eden, düşündürücü ve ilham verici bir deneyim sunuyor.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak