Akıştasın: MCU’da Hayal Kırıklığı Yaratan 10 Marvel Antagonisti

Yükleniyor
svg

MCU’da Hayal Kırıklığı Yaratan 10 Marvel Antagonisti

Mayıs 31, 20258 dk okuma süresi

Komşu, haberi sana okumamı ister misin?

Marvel Sinematik Evreni’nin (MCU) “kötü adam” meselesi, gerçekten de hem sinema hem de çizgi roman meraklılarının dilinden düşmeyen, kronik bir sorun halini aldı. “Thunderbolts” filmi ve Lewis Pullman’ın Sentry olarak arz-ı endam edeceği haberleriyle birlikte, Marvel Stüdyoları’nın bu kangren olmuş yaraya nihayet neşter vurup vuramayacağı sorusu bir kez daha gündemin merkezine oturdu. Stüdyonun, çizgi roman sayfalarından fırlamış o karmaşık ve ikonik antagonistleri beyaz perdeye uyarlama konusundaki zaafiyeti, MCU’nun ilk fazlarından beri devam eden bir handikap. Sonuç mu? Genellikle trajik geçmişlerle süslenmiş, derinlikten yoksun, adeta bir video oyunu boss’u edasındaki kötülerle dolu bir evren. Bu durum, hayranların özlemle beklediği o varoluşsal tehdit oluşturan, karizmatik kötüler ile senaryo gereği kolayca harcanan figüranlar arasında devasa bir uçurum yarattı. Artık izleyicinin de kredi limiti dolmuş durumda; şaşalı tanıtımlarla sunulan, köken hikayeleri abartılan karakterlerin MCU’deki akıbetlerinin pek de parlak olmayacağını acı bir tecrübeyle öğrendik.

İşte MCU’da beklentileri boşa çıkaran, potansiyelleri heba edilmiş ve kökenleri gereğinden fazla abartılmış 10 Marvel antagonisti:

  1. Kang the Conqueror “Avengers: Infinity War” ve “Avengers: Endgame” ile Thanos, sinema tarihinin en unutulmaz kötüleri arasına adını altın harflerle yazdırırken, Marvel’ın yeni “büyük kötü” arayışı sancılı oldu. Jonathan Majors’ın Fatih Kang yorumu, “Loki” ve “Ant-Man and the Wasp: Quantumania”daki performansıyla başlangıçta umut vaat eden bir seçim gibi dursa da, Majors’ın adli sicilinin gölgesi bu umutları erkenden kararttı. Marvel, Kang projesini rafa kaldırmak zorunda kaldı. Oysa Kang, 1960’lardan beri “Avengers” külliyatının temel taşlarından biri olup, “Kang Hanedanlığı” gibi hikayelerle derin bir mitolojiye sahiptir. Stüdyonun bu karakteri yeniden ele alması durumunda başvuracağı zengin bir kaynak materyali mevcutken, Hollywood’un iç dinamikleri ve aktörün kişisel eylemleri, bu potansiyelin heba olmasına yol açtı.

  2. Baron Zemo Daniel Brühl’ün Zemo karakterinin “The Falcon and the Winter Soldier” dizisindeki geri dönüşü, genel itibarıyla vasat bir çizgide seyreden dizi için şüphesiz taze bir soluktu. Ancak Zemo’nun MCU’daki karakterizasyonu, çizgi romanlardaki o zeki ve tehlikeli stratejistin yanından bile geçemiyor. Avengers ve X-Men için daimi bir tehdit unsuru olan çizgi roman Zemo’suna kıyasla, MCU versiyonu silik bir figür olarak kalmaya mahkum edildi.

  3. Crossbones “Captain America: Civil War”da Frank Grillo tarafından canlandırılan Crossbones, dikkate değer bir potansiyel barındırmasına rağmen MCU’da adeta bir saman alevi gibi parlayıp söndü. Süper güçlerden yoksun, birkaç temel yetenekle donatılmış bu karakter, sıradan bir Hydra ajanından öteye gidemedi. Çizgi romanlarda Kaptan Amerika’nın en amansız düşmanlarından biri olan Crossbones’un bu denli potansiyelinin anlamsızca harcanması, hayal kırıklığının ötesinde bir senaryo acemiliğiydi.

  4. Malekith Christopher Eccleston’ın hayat verdiği Malekith karakteri, MCU hayranları tarafından sıklıkla yerden yere vurulur ve bu eleştiriler ne yazık ki haklılık payı taşır. Eccleston’ın “Thor: The Dark World”deki performansı kötü olmasa da, karakterin kendisi tek boyutlu, motivasyonsuz ve unutulmaya yüz tutmuş bir kötü adam portresi çizdi. Çizgi romanlarda çok daha katmanlı bir yapıya sahip olan Malekith, MCU’da derinliksiz bir karikatüre dönüştü.

  5. Baron Mordo Chiwetel Ejiofor’un canlandırdığı Mordo, ilk “Doctor Strange” filminde gelecek vaat eden bir antagonist adayı olarak belirmişti. Filmin sonundaki açık kapı, onu ilerleyen yapımlarda daha merkezi bir düşman olarak göreceğimiz izlenimini yaratmıştı. Ancak senaryo revizyonları ve belki de stüdyonun önceliklerinin değişmesi, Mordo’nun hikayesinin geri plana atılmasına ve potansiyelinin ziyan olmasına neden oldu.

  6. Tanrı Kasabı Gorr (Gorr, the God Butcher) Jason Aaron’ın kült “Thor” serisinden fırlayan Tanrı Kasabı Gorr, “Thor: Love and Thunder”da beklentilerin çok altında, adeta parodileştirilmiş bir versiyonla karşımıza çıktı. Çizgi romanlardaki o trajik, derin ve ürkütücü hikayesi yerine, filmde Malekith kadar bile akılda kalıcı olamayan, motivasyonu zayıf bir figüre indirgendi.

  7. Ultron Marvel Stüdyoları, “Avengers: Age of Ultron” ile Ultron gibi karmaşık ve felsefi bir düşmanı sinemaya taşırken büyük bir fırsatı tepmiş oldu. Çizgi romanlarda Avengers için varoluşsal bir tehdit olan, zekası ve acımasızlığıyla korku salan Ultron, MCU’da ne yazık ki geçici bir engel, bir “haftanın kötüsü” muamelesi gördü.

  8. Taskmaster Taskmaster karakterinin MCU’daki yorumu, çizgi roman hayranları için tam anlamıyla bir infial yarattı. Olga Kurylenko’nun canlandırdığı bu karakter, özgün ve ilgi çekici bir arka plana sahip olabilecekken, hikayesi oldubittiye getirilerek potansiyeli acımasızca harcandı. Bu, stüdyonun kaynak materyale ne kadar hoyratça yaklaşabileceğinin üzücü bir örneği oldu.

  9. The Mandarin Mandarin karakterinin MCU’daki serüveni, tam bir hayal kırıklığı silsilesiydi. “Iron Man 3″teki sözde Mandarin sunumu, karakterin özüne ihanet eden ve hayranları öfkelendiren bir yorumdu. Neyse ki “Shang-Chi and the Legend of the Ten Rings” filmiyle bu hata bir nebze olsun düzeltilmeye çalışıldı ve karaktere daha saygın bir yaklaşım sergilendi.

  10. The Grandmaster Jeff Goldblum’un eğlenceli performansıyla “Thor: Ragnarok”ta yeniden hayat bulan Grandmaster, çizgi romanlardaki o kozmik, hesapçı ve tehlikeli varlıktan oldukça farklı bir şekilde sunuldu. Karakter, MCU’nun komedi tonuna kurban edilerek derinliğini yitirse de, Goldblum’un karizması sayesinde en azından eğlenceli bir figür olarak akıllarda kaldı; ancak bu, potansiyelinin heba edildiği gerçeğini değiştirmiyor.

Sonuç olarak, Marvel Stüdyoları’nın “kötü adam” karnesi hâlâ kırıklarla dolu. Sentry gibi yeni ve karmaşık karakterlerin gelişi bir umut ışığı yaksa da, stüdyonun geçmişteki hatalarından ders alıp almadığını ve çizgi romanların o zengin kötüler galerisine hak ettiği değeri verip veremeyeceğini zaman gösterecek.

Bu haber adada kalmaya devam etsin mi?

0 People voted this article. 0 Upvotes - 0 Downvotes.
svg

Aklında bir şey mi var?

Yorumları göster / Yorum bırak

Cevap ver

Yükleniyor
svg