Hazırlanın sinema tutkunları, çünkü perdede “şaşırtıcı derecede tuhaf” ve “sınırları zorlayan” bir deneyim sizi bekliyor! Yönetmen Ion de Sosa’nın kaleminden çıkan ve yönetmenliğini üstlendiği “Mamántula” (2023) filmi, sizi bir yandan kahkahalara boğarken, bir yandan da varoluşun en absürt köşelerine sürükleyecek, tam anlamıyla bir kuir vampir kültü ekstravaganzası! Bu film, her ne kadar 48-49 dakikalık “orta metraj” denebilecek bir sürede olsa da, anlattıkları ve yaşattıklarıyla tam bir uzun metraj deneyimi sunuyor.
Filmin merkezinde, herkesin arzu ettiği bir adam olan Mamántula (Moisés Richart’ın canlandırdığı karakter) var. Ama durun, bir de sırrı var: O, uzak bir cennette kısa bir karşılaşma sırasında tasarlanmış, insan kılığına girmiş dev bir tarantula! Brutalist saunaların, sonsuz metro koridorlarının ve trençkotlu dedektiflerin olduğu alternatif bir günümüzde/geçmişte geçen filmde, Mamántula’nın her sevgilisi, onun kana ve meniye olan doymak bilmez arzusunun kurbanı oluyor. Bu kan ve meni, ait olduğu boyuta dönmek için ördüğü yıldızlararası ağın bir ipliği.
Hikaye, dedektifler Lorena (Lorena Iglesias) ve Marta (Marta Bassols)‘nın, kurbanların “sadece bir jel tabakası” kaldığı tuhaf cinayetleri araştırmasıyla başlıyor. Bu durum, onları dev, uzaylı bir tarantulanın peşine düşürüyor. Evet, doğru duydunuz! Film, bu alışılmadık karakteri ve onun tuhaf misyonunu öyle bir absürtlükle işliyor ki farkı bir film izlediğinizi fark ediyorsunuz.
Türler Arası Çarpışma ve Sınır Tanımaz Bir Yaratıcılık
Yönetmen Ion de Sosa, “Mamántula” ile türlerin sınırlarını ustaca bulanıklaştırıyor. Noir, bilim kurgu, korku ve komediyi öyle cesurca harmanlıyor ki, ortaya çıkan şey “avant-garde” kelimesini yeniden tanımlamanıza neden oluyor. Eşcinsellikle ilgili öğeler, suç serisi tuzakları, karanlık komedi ve sürrealizm… De Sosa’nın filmi, bu karışımla kendi özel rafında yer alıyor. Berlin ortamları hikayeye kentsel bir sertlik katarken, uzayda gezinen örümceklerin dünya gezegenindeki olayları düşündüğü parıltılı bir kozmosa yapılan sapma, filmin ne kadar sıra dışı olduğunu gösteriyor.
“Mamántula”, başından sonuna kadar sizi şaşırtacak, tuhaf karakterlerle dolu. Bilinçli olarak açıklamalardan kaçınırken, yine de tuhaf karakterizasyon ve “gooey” (yapışkan, iğrenç) kan sahneleriyle dolu. Ancak tüm bu grafik ve absürt aşırılıklarına rağmen şaşırtıcı derecede bir kalp ve mizah barındırıyor. Filmin “inanılmaz ve işbirlikçi bir ilk uzun metrajlı film” olarak tanımlanması ve “cehennemi dünya üzerinde eğlenceli bir yolculukla pek çok sorunu ele alışı”na övgüler alması, onun ne kadar özel olduğunu kanıtlıyor.
Festival Serüveni ve Vizyon Tarihi
“Mamántula”, sinema dünyasına ilk adımını 27 Eylül 2023’te San Sebastián Uluslararası Film Festivali’nde atarak dünya prömiyerini yaptı. Ardından 2024 Rotterdam Uluslararası Film Festivali (IFFR), Sitges Film Festivali ve Buenos Aires Uluslararası Bağımsız Sinema Festivali gibi prestijli etkinliklerde gösterimler aldı.
“Mamántula”, cesur, komik ve kesinlikle unutulmaz bir sinema deneyimi arayanlar için kaçırılmaması gereken bir film. Eğer türlerin sınırlarını zorlayan, sizi hem güldüren hem de düşündüren yapımlara açıksanız, Ion de Sosa’nın bu tuhaf ve dahiyane eserine mutlaka şans vermelisiniz! Bu film, izleme listenizde kesinlikle özel bir yer hak ediyor.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak