Londra’daki Rose Easton Gallery, Polonyalı sanatçı Łukasz Stokłosa’nın yeni sergisi Once upon a time ile geçmişin ihtişamını ve çürümesini aynı sahnede buluşturuyor. Sanatçının son dönem resimleri, ihtişamın ardından gelen yıkımın neredeyse romantik bir yankısını taşıyor: altın varaklı duvarların eriyişi, kristal avizelerin balmumu gibi çözülüşü ve bir imparatorluğun kendi külünden geriye kalan sessizlik.
Sergiye eşlik eden Laura McLean-Ferris’in metni, 1871’de Paris Komünü tarafından ateşe verilen Tuileries Sarayı’na atıfla başlıyor — güç, ihtişam ve otokrasinin sembolü olan bu yapının kül olmasından doğan yeni anlamları hatırlatıyor. Stokłosa’nın tuvallerinde de benzer bir dönüşüm hissediliyor: gösterişli nesneler — arabalar, zırhlar, perdeler, kadehler — yavaşça eriyerek biçimlerini kaybediyor. Bu figürler, sanatçının ellerinde hem tarihsel birer hayalet hem de bugünün statü sembollerine yöneltilmiş bir eleştiriye dönüşüyor.
Stokłosa’nın fırçası, barok ihtişamla gotik bir kasveti aynı yüzeyde buluşturuyor. Altın tonları, yanık griyle karışarak bir tür **“lüksün ölümü”**nü resmediyor. Her tablo, sanki bir balo salonunun son misafiriymişçesine sessiz ama yankılı; bir zamanlar ışıltıyla dolu mekânların artık sadece anılardan ibaret kaldığını hatırlatıyor.
Once upon a time – ismiyle masalsı bir başlangıcı çağrıştırsa da – Stokłosa’nın anlatısında bir sonun hikâyesi. Gücün, zenginliğin ve arzunun zamanla nasıl buharlaştığını, geride yalnızca tortular bıraktığını anlatan bir görsel ağıt.
📍 Rose Easton Gallery
📅 25 Ekim 2025 tarihine kadar devam edecek












