McFly grubundan Tom Fletcher’ın duyurduğu Paddington Ayısı müzikali haberi ortalığı biraz karıştırdı. Bu haberin ardından, düşündük taşındık ve aslında Londra sahnelerinde asla yer almaması gereken (ama bir şekilde fikir olarak var olan!) dört müzikali sizler için derledik.
1. Andrew Lloyd Webber: Müzikal Üstüne Müzikal
Kesinlikle ve ısrarla müzikal yapmayı bırakmayan bir adamın (evet, sana bakıyoruz The Beautiful Game!) destansı hikayesini anlatan bu eser, yani “Andrew Lloyd Webber: Müzikal Üstüne Müzikal” (ALW:MÜM), Maestro’nun en unutulmaz (!) yapıtlarından biri olmaya aday. Birkaç yepyeni şarkıyla kendi hayat hikayesini anlattığı bu müzikalde, “Artan Emeklilik Primleriyle Nasıl Başa Çıkılır?” veya “Vergi Beyannamesi Balladları” gibi derin (!) konuları işleyen şarkılar ve hatta “Bana Oy Ver, Rusya!” gibi sürpriz bir arya bile duyabilirsiniz.
2. Big Ben: Çanların Asrı (Ages of Bong)
Yanlış notalarla ve bitmek bilmeyen “bong” sesleriyle dolu bu müzikal, tekrar tekrar ve sadece çan çalmak zorunda olan ikonik bir saat kulesinin iç dünyasını anlatıyor. Big Ben (gerçek adı bu olmasa da herkes ona böyle sesleniyor) aslında West End sahnesinde kendi müzikalinin yıldızı olmak istiyor. Ama yani, gerçekten mi? Sadece çan seslerinden oluşan bir müzikale kimin cesareti (ya da ne diyelim, çanları mı?) var ki? “Big Ben: Çanların Asrı,” tam bir baş ağrısı olabilir ama en azından bir şarkısını hepimiz biliyoruz: Bong Bong Bong Bong… Bong Bong Bong Bong!
3. Saucy Jack (Cilveli Jack)
Kimse Spinal Tap’in o meşhur (ya da adı çıkmış mı demeli?) rock operası Saucy Jack’in gerçekten bir müzikale dönüşeceğini hayal bile edemezdi. Daha da kötüsü, bundan on yıl önce bir de “Karındeşen Jack Müzikali” vardı, hatırlayanlar çıkar mı? (O dönemin eleştirilerinden biri “Karındeşen Jack için Rip Rip Yaşa!” başlığını atmıştı). Felaket! Her neyse, lütfen bir daha böyle bir deneme yapmayalım, olur mu?
4. Aslan Kralı (Ama Başka Türlü Bir Aslan Kralı)
Bu müzikal, Simon adında, Lyric Tiyatrosu’na günde en az bir kez gidip Aslan Kralı müzikalini izleyen bir adam hakkında. Haliyle biz de ona “Aslan Kralı” diyoruz. Telif hakları nedeniyle, bu müzikalde Disney’in o meşhur hitinden (ya da aklınıza gelebilecek herhangi bir Tiger King esintisinden) zerre eser yok. Onun yerine, Simon’ın tiyatrodaki favori koltuğu olan “Balkonun Hayat Döngüsü” hakkında yazdığı derin bir şarkı var. Evet, sadece o var.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak