
Londra’nın kış güneşinin altında, Walbrook’un parke taşlı sokaklarında yürürken, Bloomberg’in Avrupa genel merkezi sadece modern bir mimari harikası değil, aynı zamanda geçmişe açılan bir kapı olarak karşımıza çıkıyor. London Mithraeum, MS 240 yılına, Roma Londinium’unun en derin ve en karanlık sırlarına yapılan bir yolculuk.
Ziyaretçileri ilk olarak, 2012-2014 yılları arasındaki kazılarda ortaya çıkarılan muazzam bir “eser duvarı” karşılıyor. 14.000’den fazla objenin içinden seçilen 600’den fazla parça —antik Roma ayakkabıları, yazı tabletleri, çömlekler ve hayvan kemikleri— bir zamanlar bu topraklarda yaşamış insanların gündelik telaşlarını, ticaretini ve umutlarını bugünle buluşturuyor. Her bir nesne, sanki az önce sahibinin elinden düşmüşçesine taze bir hikaye fısıldıyor.
Ancak asıl büyü, merdivenlerin sonunda, karanlığın içindeki Mithras Tapınağı’nda başlıyor. 1954 yılında Blitz sonrası yapılan kazılarda tesadüfen keşfedilen bu ruin, şimdi sis (haze), ışık oyunları ve derinden gelen gizemli ayin sesleriyle yeniden hayat buluyor. Işıkların mermer sütunlar üzerinde yarattığı yanılsamalar ve yankılanan Latince fısıltılar, izleyiciyi Roma’nın o en kapalı ve en erkeksi kültü olan Mithras’ın gizli dünyasına davet ediyor. Burada sessizlik, antik bir ritüelin ritmiyle birleşiyor; modern dünyanın gürültüsü ise tamamen siliniyor.






