Türkçe rap müziğin özel isimlerinden Kayra bu sene gerek kayıtlarla gerek konser serileriyle oldukça hareketli bir gündemle sevenlerini mutlu ediyor. Kayra’yla “Ölüler Parkı Fanzin” isimli çalışmasının ardından sizler için konuştuk.
Merhaba Kayra nasılsın? Hayat senin için nasıl gidiyor?
Merhabalar iyiyim teşekkür ederim. Günler benim için epeydir koşturmacalı geçiyor. Aynı yıl içerisinde iki kez taşındık. Bu taşınma süreçlerinde bir yandan da konserler vardı. Çok güzel sahneler oldu. Nasıl geçtiğini anlayamadan geçiyor günler. Bu koşturmaca bana iyi geldi.
“Meçhul Bir Yalnızlığa Dair” albümün üniversite yıllarında yazdığın şarkılardan oluşuyordu. Peki yeni çalışman “Ölüler Parkı Fanzin”in mazisi nereye dayanıyor? Hikayesini senden dinleyebilir miyiz?
“Basit Birer Tesadüf” dışındaki tüm şarkılar eski şarkılardı. Şu an kızım Rüya 6 yaşında. Bu ep’de yer alan şarkılar Rüya 2 yaşındayken yazdığım şarkılardı. O dönem çok şarkı yazdım. Ne olacaklarını, nasıl yayınlanacaklarını hiçbir şekilde düşünmeden kendimi tamamen rahat bırakıp istediğim gibi yazdım. Kendimce birçok şey denedim. Farklı anlatımlar, farklı soundlar. Gerçekten içimden geldiği gibi hiçbir beklentim olmadan bir sürü şarkı yazdım ve fırsat buldukça bunları kaydetmeye çalıştım.
Elimizde ciddi sayıda şarkı oluştu ve bunları bir seri dahilinde yayınlamak istedik. “Ölüler Parkı Fanzin” bu seriyi başlattı. 2025 yılı içerisinde bu seriyi tamamlayacağız. Bu fanzin serisi farklı hatlardan şarkıları içeriyor. Biraz meraklısına yönelik, kendi halinde bir yapısı var. “Ölüler Parkı Fanzin” ile kendimce farklı katmanlar oluşturduğum, denemekten kaçınmadığım, kaygılardan uzak, eskiden yazılmış şarkıların yayınlanacağı bir seriyi başlatmış olduk.
Bir röportajında “Muazzam bir sıkışmışlıkla yazmak bana güzel hissettiriyor” demiştin. En son hangi olayın ardından bu sıkışmışlık hissini yaşadın?
Geçtiğimiz nisan ayı zor bir aydı benim için. Kendime fazla yüklendim, fazla hırpaladım kendimi. Sormakta çok geciktiğim sorular sordum kendime. Keşke sormasaydım hatta. Şu olay oldu ve yazdım diyemeyeceğim ama nisan ayında zor bir şarkıya başladım. Hala daha yazıyorum o şarkıyı.
Gerek albümler gerekse konserler olsun senin adına son yıllar oldukça üretken ve hareketli geçiyor. Bu durum dinleyicilerini de oldukça mutlu ediyor. Yıllar sonra bir anlamda vites yükseltmeni neye borçlusun? Bu hız seni zorluyor mu?
Ben söz yazmayı, şarkı kaydetmeyi, albümler hayal etmeyi çok seviyorum. Yıllarca hep bu sevgim sayesinde bir şeyler ürettim. Birçok şarkının, albümün nereye varacağını, akıbetlerinin ne olacağını hesap etmeden devam ettim üretmeye. Yıllar içerisinde şarkılar, albümler kendilerine yeni insanlar, yeni bakış açıları buldular. Başka başka hayal güçlerinde başka başka hikayeler oluşturdular. Farklı yaşlardan, farklı sosyal çevrelerden insanların dünyasında yeni anlamlar kazandılar. Ben eskiden olduğu gibi aynı şekilde aynı hevesle aynı çocuksu ruh haliyle yazmaya devam ettim.
Benim hayal gücüm başka hayal güçleriyle buluşup o şarkıları yeniden oluşturdu ve biz güzel bir bağ kurduk. Tamamen doğal, hiçbir eksen kayması yaşamayan yıllara yayılan sağlam bir bağ oluştu. Bir şeyler daha iyi hale geldiyse bu muazzam ve eşsiz bağ sayesinde oldu. Bu çok değerli çok kıymetli bir şey. Bu kolay olabilecek bir şey değil. Her an bunun kıymetini biliyorum ve hissediyorum. Şarkılara kendi hayal dünyasında yeni anlamlar yükleyen, hayatına yoldaş eden herkese ne kadar teşekkür etsem az.
Geçen ay ilk kez 18 yaşının altındaki dinleyicilerin için bir konser verdin. O konser nasıl geçti?
Bundan sonra keşke daha sık bu tip konser yapabilsek diyeceğim kadar güzeldi. Daha değişik olacağını biliyordum ama bu kadar güzel olacağını da tahmin etmemiştim. Her şey fazla coşkulu ve samimiydi. Hiçbir şekilde en ufak bir yorgunluk hissetmedim konser boyunca. Tekrar tekrar olur umarım bu tip konserler.
Bir çocuğun var, kız babasısın. Kızın senin şarkılarını dinliyor mu?
Rüya birkaç şarkımı biliyor. “Mesela Yani”yi ara ara söylüyor. “Biraz da çocuklar için şarkı yap, çocuklar senin şarkılarını sever ben biliyorum” demişti bir kere.
Bazen insanların yaptıkları şey onlardan daha büyük bir hale gelir. Bir anlamda bu durum senin şarkıların için de geçerli. Senin kederin, üzüntün, mahcubiyetin yine senin gibi pek çok çekingen ruhun hayatına fon müziği oldu. Bu sana nasıl hissettiriyor?
Müzik aracılığıyla birilerinin hayatına olumlu anlamda en ufak bir katkım oluyorsa ne mutlu. Çünkü ben de zor zamanlarda en önce müziğe sarıldım hep. İnsanın bazen hiç bitmeyecek gibi gözüken o zor zamanlarında müziğin ne kadar büyük bir yoldaş olduğunu çok iyi biliyorum. Ben de birilerinin zor zamanlarında yanında olup onlara güç verebilmişsem ne mutlu.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak