HBO’nun “The Last of Us” 2. Sezonu, izleyicinin sinir uçlarıyla oynayan, retinaya kazınan anlarla dolu bir seyir vaat ediyor ve bu vaadini yerine getirirken acımasız olmaktan çekinmiyor. Daha ikinci bölümde Pedro Pascal’ın canlandırdığı Joel karakterinin, Kaitlyn Dever’ın hayat verdiği Abby tarafından vahşice infaz edilmesiyle açılan kanlı perde, Washington Kurtuluş Cephesi (WLF) ile Seraphitler arasındaki amansız savaşın tüyler ürpertici işkence sekanslarıyla daha da kararıyor. Ancak sezonun hiçbir anı, Bella Ramsey’in muazzam bir performansla sırtladığı Ellie karakterinin, intikam ateşinin körüklediği o zifiri karanlığa doğru adım adım inişini izlemek kadar sarsıcı bir etki yaratmıyor.
Ellie’nin motivasyonel labirenti, en azından başlangıçta, seyirci için çözümlenebilir kodlar taşıyor. Fakat bu kanlı yolculuğa tanıklık etmek, tıpkı Isabela Merced’in canlandırdığı Dina karakterinin yaşadığı çaresizlik gibi, bizler için de giderek katlanılması güç bir hal alıyor. Ellie’nin Abby’yi yok etme saplantısı, Joel ile paramparça olmuş ilişkisinin enkazından beslenen bir suçluluk duygusu, travmanın keskinleştirdiği saf bir öfke ve kaybolmuş bir aidiyet arayışının karmaşık bir izdüşümü. Seattle’a doğru çıktığı bu kanlı hac yolculuğunda, Ellie’nin repertuvarına kattığı hayatta kalma ve yok etme teknikleri, kaçınılmaz olarak Joel’den miras kalan karanlık öğretilerin bir yansıması.
“The Last of Us” Sezon 2, Bölüm 7’nin final sekansına doğru tırmanan gerilimde, Ellie, Abby’nin cellat timinin kilit isimlerinden Owen (Spencer Lord) ve Mel (Ariela Barer) ile yüzleşir. Bu iki karakter, Joel’un yakalanıp katledilmesinde kilit rol oynamışlardır. Owen ve Mel, Abby’yi bu düşman hattından çıkarma ve Seattle’daki kaosun ortasında bir nebze olsun nefes alma planları üzerine gergin bir diyalogun tam ortasındayken, namluların soğuk metaliyle tanışırlar. Ellie, adeta Joel’in hayaletinin fısıldadığı bir yöntemle, Abby’nin yerini öğrenmek için o meşum emri verir.
Mel’e, “O haritayı bana getir,” diye kükrercesine emreder ve haritada işaretlemesini istediği o uğursuz noktayı belirtir. Owen ise, Ellie’nin yönteminin altındaki tekinsizliği vurgularcasına, “Ve sonrasında yapacaksın… bu çok daha etkili bir yol,” diyerek adeta kendi sonlarını hazırlar.
Joel’in Harita Hilesi: Sezon Finalinde Tekrarlanan Bir Kabus
“The Last of Us” Sezon 1’in hafızalara kazınan anlarında Joel, bu harita hilesini hem psikolojik bir yıldırma aracı hem de hayati bilgiler sızdırmanın acımasız bir yolu olarak kullanmıştı. Wyoming, Jackson’a giden yolda, tehditlerin gereksiz olduğu anlarda bile, zararsız gibi görünen yaşlı bir çift üzerinde bu taktiği denemekten çekinmemişlerdi. Sezon ilerledikçe, Ellie’yi kaçırıp işkence eden sadist David (Scott Shepherd) ve onun yandaşlarına karşı Joel’in bu taktiği, daha da vahşi bir formda yeniden sahnelenir. Joel, istediği bilgiye ulaştığı o sahnelerde, hedefine varırken geride bıraktığı yıkımı umursamaz. Ellie’nin yerini öğrendikten sonra ilk adamı soğukkanlılıkla infaz eder; ardından, “Ona inanıyorum,” diyerek ikinci kurbanını da sorgusuz sualsiz ölüme gönderir.
Bu taktiğin kanlı gölgesi, yan etkileriyle birlikte gelir. Ellie’nin “The Last of Us” Sezon 2’nin finalinde bu yöntemi kullanması da benzer, hatta daha trajik bir sonuca kapı aralar. Owen, haritayı vermek yerine bir silaha uzandığı o kader anında, Ellie tarafından vurulur. Ancak kurşun, sadece Owen’ı değil, aynı zamanda hamile olan Mel’i de ölümcül şekilde yaralayarak onu da hayattan koparır. Bu an, Joel’in barış yerine şiddeti seçen, sorunları kanla çözmeye meyilli karanlık geçmişine yapılmış acı bir göndermedir; bir mirasın en trajik tezahürüdür.
Joel’in Gölgesi: Ellie’nin Üzerindeki Kaçınılmaz Etki
Harita hilesi, Ellie’nin Joel’den devraldığı tek karanlık miras değildir. Ateşböcekleri’ne yaptıklarını öğrendikten sonra aralarında oluşan derin uçuruma rağmen, ikili farkında olmadan birbirlerinin davranış kalıplarını benimsemeye başlar. Joel, belki yaşın ve görece barışçıl bir toplulukta yaşamanın getirdiği bir olgunlukla Ellie’nin bazı daha yumuşak yanlarını kuşanırken, Ellie tam tersi bir istikamette, Joel’in şiddet dolu geçmişinin daha da derinlerine doğru bir yolculuğa çıkar.
Bu içsel çelişki, Ellie’nin intikam arzusunu daha da karmaşık bir hale getirir. Joel’in onun üzerindeki olumlu etkisi, yerini ağır bir sorumluluk ve intikam yükümlülüğüne bırakmıştır. Ellie, eğer öldürülen kendisi olsaydı, Joel’in intikam için dünyayı ateşe vermekten çekinmeyeceğini bilir. Bu bilgi, Abby’yi avlama konusundaki sarsılmaz kararlılığının altında yatan en temel motivasyonlardan biri midir? Yoksa bu, kendi kimliğini yitirip Joel’in bir yansımasına dönüşmesinin acı bir kanıtı mıdır? Sezon finali, bu soruları seyircinin zihnine birer kıymık gibi batırarak son bulur.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak