Rap müziğin üretken isimlerinden Kamufle, yeni albümü “Tamamlanmaya Çalışıyorum”u kulaklarımızla buluşturmuşken, onunla hem albümü hem de albümün hikâyesini konuştuk.
“Tamamlanmaya Çalışıyorum”un hikâyesini dinleyerek başlayalım mı?
Depresyon hâlindeyken kafa dağıtmak için şarkılar kaydettim. İlk etapta albüm yapma planım yoktu. Albüm yapma fikri süreç içinde, şarkılar birikince ortaya çıktı. Şarkıların tümü bütün bir ruh hâlini oluşturdu. Bu şekilde “Tamamlanmaya Çalışıyorum” albümü hayata geldi. Albümde yer alan bütün beat’ler A-Bacchus’e ait.
Çocuk yaşlardan beri müziğin içindesin, şimdi 40’lı yaşlara demir attın. Yaş almak sende neleri değiştirdi?
Daha yavaş, daha sakin ve daha kontrollü yaşamaya özen gösteriyorum. Artık gereksiz hırslarımdan yavaş yavaş arınıyorum. Sağlık ve huzur endeksli bir yaşam sürdürmeye ve daha fazla müzik yapmaya odaklanmış haldeyim.
“Tamamlanmaya Çalışıyorum”un kapağı çok şık. Bu görsel kimin çalışması?
Albüm kapağı sevgili kardeşim Ahmetcan Ebil’e ait. Şarkılarla ilgili durumu, hikâyeyi onunla paylaştım. Sonrasında Ahmetcan da ilmek ilmek çizdi ve bu şaheser ortaya çıktı.
Seninle yaptığımız son röportajda “Hatalarımla ve geçmişimle hesaplaşıyorum” demiştin. En büyük hatan neydi sence?
Tek bir hata değil bu ve bir pişmanlık hâli katiyen değil! Yaptığım her hata ya da doğru benim için bir tecrübe, ki her insan için bu şekilde. Geçmişe dönüp baktığımda “daha iyi bir öğrenci, daha istikrarlı bir sporcu, daha girişimci bir genç olabilirdim” dediğim durumlar var. Ama şu an olduğum kişiyi o yaşanmışlıklara borçluyum. Geride kaldı ve ders çıkartıldı. Şimdi daha ferah, daha kontrollü ve bilinçli ilerlemek lazım. E hatalar yine olacak. (Gülüyor)
Geçtiğimiz haftalarda Roxy’de albüm lansman konserin vardı. Güzel ve ilginç bir konserdi. İçten, samimi; insanların parfümler sıkıp geldiği ama konser sonunda kan ter içinde kaldığı bir geceydi. Sıradan bir konser gibi değildi. Pek çok şarkını söyledin, samimi açıklamalar yaptın, bazı şarkılarını yeniden çaldın, adeta bitmedi gece; biz de bitsin istemedik. Senin tarafından nasıl bir geceydi?
Bu kadar kalabalık bir kitle beklemiyordum. Genelde daha biz bize bir ortam oluşur. Ama lansman konserinde bayağı farklı yüz gördüm, bayağı mutlu oldum. Kısa bir sürede albümü ezberlemişler, şarkıları hep bir ağızdan tellendirdik. Onun dışında zaten maşallah konserlerimiz seyirciye kalori yaktırır. Gelen herkesin aldığı biletin hakkını vermek boynumun borcudur. Şükür, yıllardır hiç sektirmedim.
Sen uzun yıllar pek çok festivalde sahne aldın ama uzun zamandır seni festival sahnelerinde göremiyoruz. Bunun özel bir nedeni var mı?
Artık festival kadroları belli menajerler ve organizatörler etrafında dönüyor. Aslında çok kıyak bir festival ekibimiz var: Davul: Orçun Sacaroğlu, elektro gitar: Tolga Şanlı, bas gitar: Mehmet Özen, pikapların başında DJ Hırs oluyor. Ama velev ki bağımsız olduğum için o pastadan bize pek pay düşmüyor. Herkes doğal olarak kendi tanıdık müzisyen çevresini festivallere çıkartıyor. Ya da bizi beğenmiyor olabilirler. (Gülüyor)
Sen birkaç ay sessiz kalıyorsan mutlaka yeni projeler üstünde çalışıyor oluyorsun. Gerçekten çok üretkensin. Müzik üretmek pratiği konusunda disiplinli bir adamsın. Farklı isimlerle projeler, single’lar, albüm çalışmaları… Hepsine nasıl yetişiyorsun?
Her işi sırasıyla, belli bir zaman aralığında yapıyorum. Bunun için kendimi zorlamıyorum. Müzik üretmek planlı olmalı, doğrudur, ama ayrıca hislerini, duygularını doğru zamanda aktarmak gerekir. İlham denen duyguyu beklemek ve harekete geçmek gerekir. Sakin bir şekilde akışına bırakınca mis gibi oluyor. Yakında bayağı bir proje çıkacak.