Akıştasın: Kadın Direnişini En İyi Anlatan 5 Film

Yükleniyor...
svg

Kadın Direnişini En İyi Anlatan 5 Film

Mart 6, 20257 dk okuma süresi

Komşu, haberi sana okumamı ister misin?

Bu Cumartesi, kimi ülkelerde coşkuyla, kimilerindeyse cop, biber gazı ve kelepçeyle “kutlanacak” “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”nde, kadınları yılda bir kez de olsa hatırlamak için kadın kimliğini, mücadelesini, direnişini en iyi anlatan 5 filmi sizler için derledik…

Önce 28 Şubat 1909 yılında Amerikan Sosyalist Partisi tarafından New York’ta kadınların katılımıyla gerçekleşen bir yürüyüşün
ardından “Kadınlar Günü” olarak anılan, 1917 yılında Sovyetler Birliği’nde kadınlara oy kullanma hakkı verildikten sonra ulusal
bayram günü ilan edilen, bizde ise ilk olarak iki komünist kız kardeş Rahime Selimova ve Cemile Nuşirvanova'nın girişimi ile 1921 yılında gerçekleştirilen bir yürüyüşle kutlanan ve nihayetinde 1975 yılında Birleşmiş Milletler’in de ilan etmesiyle birlikte tüm dünyada resmiyet kazanan “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”ne iki gün kaldı.

Bazı ülkelerde, hâlâ türlü eşitsizlikle mücadele eden emekçi kadınlar kendilerine ait bugünü coşkuyla kutlamak için sokağa dökülecekler. Bizim de başta olduğumuz, gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkelerde ise yine insanca yaşamak için seslerini duyurmak isteyen kadınlar bol bol cop ve biber gazına, plastik kelepçelere maruz kalacaklar. Bütün bu olup biteceklere rağmen her zamanki gibi enseyi karatmak yerine, sanatın desturuna sığınarak “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”nde kadın kimliğini, mücadelesini, direnişini anlatan beş filmisizler için derledik…

Suffragette / Diren (2015)

Sarah Gavron’ın 2015 yılında gösterime giren ikinci uzun metrajlı filmi “Suffergate” (Diren), tarihin ilk feminist hareketini başlatan kadınların, oy kullanma, seçme ve seçilme haklarını kazanmak için baskılarını günden güne artıran hükümete karşı verdikleri mücadeleyi konu ediyor. Emmeline Pankhurst liderliğinde harekete geçen bir grup kadın, kadın olarak boyun eğmek yerine toplum içinde eşit haklara sahip olmak ve insani şartlarla yaşamak için gösterdikleri direnişin gerçek hikâyesi olan “Suffrage”in başrollerinde Helena Bonham Carter, Meryl Streep, Carey Mulligan, Ben Whishaw ve Brendan Gleeson gibi yıldız isimler yer alıyor.

Made in Dagenham / Kadının Fendi (2010)

“A Lot Like Love” ve “Calender Girls” filmlerinden tanıdığımız yönetmen Nigel Cole, 2010 tarihli “Made in Dagenham”da 1968
yılında İngiltere’deki bir otomobil fabrikasında cinsel ayrımcılığa karşı ayaklanan bir grup kadının hikâyesini anlatıyor. 187 kadın
işçinin devasa bir otomobil firmasına karşı verdiği ilham verici mücadelenin başrollerinde Sally Hawkins, Bob Hoskins ve Andrea
Riseborough gibi isimleri ağırlıyor.

Asiye Nasıl Kurtulur? (1986)

Vasıf Öngören’in aynı adlı tiyatro oyunundan uyarlanan, Atıf Yılmaz’ın yönetmen koltuğunda oturduğu, Müjde Ar’ın başrolünde
harikalar yarattığı “Asiye Nasıl Kurtulur?”, seks işçiliği yaparak hayatta kalma mücadelesi veren Asiye’nin öyküsüne odaklanıyor.
Kadın bedeni üzerinden sınıf çatışmasına ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, sermaye ve erkek sömürüsünün kadınlar üzerindeki
baskıyı gözler önüne film, kadim bir sorunun zamansız bir yansıması. Hâli hazırda MUBI’nin bu ayki özel seçkisinde yer alan “Asiye Nasıl Kurtulur?”u kaçırmamanızı öneririz.

Frida (2002)

Hayat karşısındaki duruşuyla gerek ülkesi Meksika’da gerek de ülke sınırları dışında sadece kadınların değil, tüm ezilenlerin, emekçilerin sesi olan ressam Frida Kahlo’nun hayat hikâyesini anlatan “Frida”nın başrollerinde, Frida’yı canlandıran Salma Hayek’le birlikte, Alfred Molina, Geoffrey Rush yer alıyor. Yönetmenliğini Julie Taymor’ın üstlendiği filmde, baskıcı bir rejim altında, geçirdiği trafik kazası sonucu uzun süre yatağa mahkûm olan Frida Kahlo’nun hem sanatsal hem de varoluş mücadelesi anlatılıyor.

The Hours / Saatler (2002)

1923 yılında kariyerinin en önemli eserlerinden “Mrs. Dalloway”i yazmak için Londra’nın dışında, gözlerden ırak evine taşınan Virginia Woolf, bir yandan sağlık sorunlarıyla boğuşurken diğer yandan da ağır bir depresyon geçirmektedir.
Aradan 28 yıl geçtikten sonra, büyük bir tutkuyla “Mrs. Dalloway”i okuyup içinde bulunduğu yaşamdan bu kitap sayesinde kaçan ev kadını Laura Brown, yepyeni bir hayata başlangıç yapar. 2001 yılına gelindiğinde ise, AIDS’e yakalanan eski kocası için bir parti organiza eden Clarissa Vaughan, eski kocası ve “Mrs. Dalloway” arasında hiç ummadığı bir bağla karşılaşır.

Farklı dönemlerde yaşayan üç farklı kadının bir gününü, Virginia Woolf’un kült romanı “Mrs. Dalloway” merkezine alarak anlatan “The Hours” (Saatler), 9 dalda aday gösterildiği Oscar Ödülleri’nden bir heykelcikle dönmüştü. Stephen Daldry’nin yönetmenliğini yaptığı filmin başrollerinde, üç yıldız isim, Nicole Kidman, Julianne Moore, Meryl Streep yer alıyor.

Bu haber adada kalmaya devam etsin mi?

Kalsın0SonuçlarGitsin
0 People voted this article. 0 Upvotes - 0 Downvotes.
svg

Aklında bir şey mi var?

Yorumları göster / Yorum yap

Cevap ver

Yükleniyor...
svg