Akıştasın: Ibon Cormenzana “Four Walls (Cuatro paredes) (2025)” — Bir Evin Sessizliğinde Hayatta Kalmak

Yükleniyor
svg

Ibon Cormenzana “Four Walls (Cuatro paredes) (2025)” — Bir Evin Sessizliğinde Hayatta Kalmak

Ekim 11, 20255 dk okuma süresi

Ibon Cormenzana’nın yönettiği Four Walls (Cuatro paredes), kayıpla yaşamayı öğrenmeye çalışan bir anne-kızın hikâyesini anlatıyor. Bilbao’nun işçi sınıfı mahallelerinde geçen film, ekonomik çöküşün, yasın ve kırılgan bir sevginin gölgesinde ilerliyor. Hikâyenin merkezinde, on yaşına henüz basmamış Sofía ve babasının ani ölümünün ardından ayakta kalmaya çalışan annesi Juana var. İkisi de sessiz bir direnişin içinde, bir yandan geçim derdiyle boğuşuyor, diğer yandan birbirlerini kaybetmemeye çalışıyorlar.

Cormenzana, Roger Danès ve Alfred Pérez Fargas’la birlikte kaleme aldığı senaryoda büyük trajediler anlatmıyor — daha çok, küçük ama derin sarsıntıların içinden konuşuyor. Film, 20,000 Species of Bees ve Lo que queda de ti gibi yakın dönem İspanyol yapımlarıyla aynı duygusal evrende yer alıyor: sade ama sarsıcı, politik ama yumuşak bir dille konuşan bir sinema.

Görsel olarak film, izleyiciyi dört duvarın içine hapsediyor. Doğal ışık, dar kadrajlar ve evin içinde yankılanan sessizlikler, Juana ile Sofía’nın kısıtlı hayatlarını birebir hissettiriyor. Bu ev, aynı anda hem bir sığınak hem bir tuzak. Dış dünyanın belirsizliği, içerideki huzursuz sessizlikte yankılanıyor. Yönetmen, dramatik patlamalar yerine nefes aralıklarına güveniyor; acının, yorgunluğun ve sevginin küçük jestlerle aktığı bir anlatı kuruyor.

Performanslar ise filmin asıl kalp atışını oluşturuyor. Constanza Gallego, bastırılmış öfkeyi ve çaresizliği ustalıkla taşıyor; Sofía Otero ise her anıyla filme bir tür canlılık katıyor. Aralarındaki ilişki ne romantize ediliyor ne dramatize — sadece olduğu gibi, kırık ama gerçek biçimde sunuluyor. İzleyici, onların aralarındaki sessiz dayanışmada kendi hayatından bir şey buluyor.

Cormenzana’nın kamerası, empatiyle gözlem yapan bir göz gibi davranıyor. Filmdeki yoksulluk, bir arka plan unsuru değil; nefes alan bir karakter gibi sürekli orada. Elektrik faturasını ödeyememek, ev kirasını düşünmek ya da çocuğa doğum günü pastası alamamak gibi ayrıntılar, hikâyeye büyük dramatik ağırlıklar yüklemeden anlatılıyor. Bu ölçülü ton, filmi melodramdan uzak tutarak gerçekliğini pekiştiriyor.

Kayıp, dayanışma, direniş ve ev… Cormenzana bu dört temayı “dört duvar” metaforu etrafında örüyor. Her sahnede, evin duvarları hem koruyucu hem boğucu bir rol üstleniyor. İzleyici için film, kaybın sadece bir acı değil, aynı zamanda bir dönüşüm alanı olduğunu hatırlatıyor.

Film, 82 dakikalık süresine rağmen etkisini uzun süre sürdüren bir yapım. Fotogramas eleştirisinde belirtildiği gibi, “küçük bir hikâyeden büyük bir şiir çıkarıyor.” Cineuropa ise filmi “yasla hayatta kalmanın sessiz, dürüst bir anlatısı” olarak tanımlıyor. Her iki eleştirmen de, filmin gösterişsiz ama derin duygusuna dikkat çekiyor.

Four Walls, neo-realist aile dramalarının Avrupa sinemasında yeniden yükselişine güçlü bir örnek. Ken Loach’un toplumsal duyarlılığını, Carla Simón’un duygusal dürüstlüğüyle birleştiriyor. Seyirciyi sarsmak yerine, onunla aynı odada kalmayı tercih ediyor.

Apartman No:26 Notu:
Four Walls, sessizliğin en güçlü ifade biçimi olabileceğini hatırlatan filmlerden. Cormenzana’nın kamerası, ekonomik kriz ve yas gibi kavramları istatistik olarak değil, bir evin içindeki iki insanın nefesi olarak gösteriyor. Sinemanın en etkili hâli, bazen sadece bir annenin çocuğuna sessizce baktığı o anlarda saklıdır. Cuatro paredes, tam da o anların filmi.

Bu haber adada kalmaya devam etsin mi?

0 People voted this article. 0 Upvotes - 0 Downvotes.
Yükleniyor
svg