Londra’nın sanat sahnesi, Halcyon Galerisi’nin de başı çektiği çeşitli yaratıcı etkinliklerle canlı kalmaya devam ediyor. Bu sahnede, efsanevi İngiliz sanatçı David Hockney’nin çok renkli eserleri ön plana çıkıyor. Halcyon Galerisi Başkanı Paul Green, Hockney’nin 1960’lardan günümüze kadar olan kariyerini kapsayan serginin geniş bir kitleye ulaşmayı amaçladığını belirtiyor. Sergide, Hockney’nin havuz sahneleri, otoportreleri ve yakın arkadaşlarının portreleri gibi eserlerinin yer aldığı 150’den fazla parça sergilenecek.
Hockney, modern sanatın öncülerinden biri olarak bilinir ve renk ile perspektifteki yenilikçi yaklaşımlarıyla tanınır. Sanatçı, dijital sanat ve fotokopi teknolojileri gibi çeşitli teknolojilerle deneyler yaparak sanatını sürekli yenilemiştir. Ziyaretçiler, Hockney’nin iPad ile yarattığı dijital çizimleri görme fırsatı bulacak ve sanatçının teknolojiyi nasıl sanatsal ifade için kullandığını yakından inceleyebilecekler.
Sanatçının havuz tabloları, Los Angeles’ın enerjisini ve özgürlüğünü yansıtan 20. yüzyılın en etkili görüntülerinden biri olarak kabul edilir. Ayrıca, Hockney’nin en iddialı baskı koleksiyonu olan “Moving Focus” serisi, sanatçının renk kullanımındaki ustalığını ve Pablo Picasso’nun sanatına olan etkisini sergileyen portreler, peyzajlar ve iç mekanlar içeriyor.
Hockney’nin kariyerine önemli bir etki yapan bir diğer isim ise Vincent van Gogh olmuştur. “Van Gogh Chair” (1998) adlı eseri, post-empresyonist sanatçıya doğrudan bir övgü niteliği taşır. Hockney’nin eserlerinde empresyonizm ve kübizmin izleri bulunurken, günlük yaşam konuları romantik ve canlı bir bakış açısıyla yeniden canlandırılmıştır.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum yap