Geçtiğimiz hafta İzmir’de Konak Belediyesi’nin düzenlediği “Kadın Oyunları Festivali” kapsamında Velhasıl Tiyatro, Beştepeler Sosyal Tesisleri’nde “Havva: Değişecek Bu Hikaye”yi sahneledi. Tek perde olan oyun Vüs’at O. Bener’in “Havva” adlı öyküsünden ve Irmak Zileli’nin “Son Bakış” romanındaki Tina karakterinden esinlenerek yazılmış. Oyunun yazarı ve aynı zamanda tek kişilik kalabalık kadroyu göğüsleyen Sinem Koşar, yöneten ise Arif Mustafa Güney.
Oyun açık biçem olarak sahneleniyor. Oyunun ana, tek ve çok karakteri “Havva” personası ile seyirciyi koltuklarına buyur ediyor. Arabesk, coşkulu, kederli müzikler içinde oyunun atmosferini tanımaya başlayarak temsili bekliyor izleyici. Queen- Bohemian Rhapsody şarkısı eşliğinde oyuncu da sahnedeki yerini alıyor. Yusuf Bulut’un tasarladığı dekor; sahne gerisinde bulunan üç büyük perde ve sahne ortasında bir sandıktan oluşuyor. Sahnenin ortasında bulunan sandık, oyuncunun sağ kolu niteliğinde. Oyuncu sandığın üzerine sırt üstü uzanarak oyunu açıyor.
Metin; “kadın” kelimesi etrafında hem dolanıyor hem de buradan orijin alarak toplumun kadını indirgediği her tanımın içini açıp deşiyor ve seyirci ile yüzleştiriyor. Dışarlıklı olmanın, toplumumuz dahilinde dışarlıklı olan kadın olmanın da sorgulandığı metin; cinsiyet rollerine değinerek genel bir ülke sorunu çiziyor. Okutulmayan çocuklar, kısıtlanan kadınlar, yabancı olmak, şiir-şair birliği, hayvan sevgisi, cinsiyet tanımlamaları, ana-kız çatışmaları, kadın-erkek karşıtlığı, hür olmak ve olamamak, yoksulluk, neşe ve ömür yüklerimiz, tecavüz, açlık ve deprem…
Metin; bunca iki yüzlülüğü mesaj verme endişesi ile aceleye getirmeden, “her şeyi söyleme” toyluğuna kapılmadan derli toplu sunuyor. Havva’yı, ufacık bir çocuğun açlığını, kaygısını, kavgasını iliklerimize kadar hissederek özdeşlik kuruyoruz. Bu özdeşlik ile oyunun hissettirdiği merak hep diri kalıyor. Yetimhaneden çıkan Havvacık ne olacak? Eniştesi iyi bir adam mı? İlerleyen sahnelemede seyircinin tüm merakı yerinde ve doğru zamanda gideriliyor. Koşar’ın metinde geçen ona yakın kişiyi her birini bir çocuğun dili ile karikatürize ederek ama hepsine ayrı ses ve mimik tayin ederek oynaması ise seyirci için oyunun en leziz kısmı.
“Besleme” tanımı ajite edilmeden ama ne ise o olarak sahnelenen oyunda dekorda can alıcı iki öge bulunuyor. Biri yazı girişinde bahsedilen sandık: araba, köpek, mezar, yatak, yat olarak kullanılan. Diğeri ise perdelere hayaller çizen Mihrişah Bulut’un kullandığı gece boyaları. Sahneyi, koca bir ekibi oynayan Koşar’ın devinimleri dolduruyor. Böylece sahne-aksesuar kullanımı daha da dikkat çekiyor.
Serhat Barış’ın tasarladığı ışık; gölgeler içinde diyaloglar, hesaplaşmaları barındırıyor. Neşeyi, hüznü ve hastalığı renk renk izleyebiliyoruz. Oyunun başından sonuna dek tek -Kübra Akkaya Bulut’un tasarladığı- kostüm olan bluz, tayt, parlak ayakkabılar (Evet bir kız çocuğununki gibi) ve bluz ise dev bir slogan: “No More Drama”! Evlere temizliğe giden bir çocuğun eteği izlenimi veren “sarı bez” ise oyun boyunca okuması kısıtlanan, alı koyulan, göz dikilen bedenlere dev bir gönderme.
“Havva: Değişecek Bu Hikaye”: yer yer izleyicine bu hikayenin değişip değişmeyeceğini sorarak acı ve neşeye ortak ediyor. Oyunun esas sürprizi ise anlatıcı oyununda başarılmış. Yumruk gibi indi sanılan finalin sürprizi ise herkesi koltuğa çakıyor. Metin; bu coğrafyada doğmuş, yolu buraya düşen her erkek ve kadının izlemesi gereken; kendi cinsiyetimiz dahilinde ve ondan bağımsız iki yüzlülüğümüz ile yüzleşmemiz gereken ağır bir taş olarak nefes alıyor.
KÜNYE:
Oyuncular: Sinem Koşar
Yönetmen : Arif M. Güney
Final Müzik Tasarım: Özge Arslan (Üryan)
Koreografi: Ayşe Sun
Dekor Tasarım: Yusuf Bulut
Kostüm Tasarım: Kübra Akkaya Bulut
Ses Operatörü : Umut Abacıoğlu
Işık Tasarım : Serhat Barış
Ses Düzenleme : Umut Abacıoğlu
Afiş Tasarım : Alpgiray Kelem
Dekor Çizim : Mihrişah Bulut
Bu hikayenin değişeceğine inanan, Ezgi Gizem Gülümser.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum yap