Akıştasın: Hans Josephsohn ve Günther Förg “A Dialogue” Sergisi

Yükleniyor
svg

Hans Josephsohn ve Günther Förg “A Dialogue” Sergisi

Ekim 5, 20253 dk okuma süresi

Galerie Max Hetzler, Berlin – Potsdamer Straße 77–87
🗓️ 25 Ekim 2025 tarihine kadar devam edecek

Galerie Max Hetzler, iki farklı kuşağın sanatçısını ortak bir zeminde buluşturuyor:
Hans Josephsohn’un yoğun dokulu heykelleri ile Günther Förg’ün 1990’lardan kalma ızgara resimleri, A Dialogue başlıklı sergide birbirine yanıt veriyor.

Bu karşılaşma, biçimle maddenin; ağırlıkla yüzeyin; sessizlikle titreşimin diyaloğu.

Josephsohn’un heykelleri, insan bedenini biçimle değil, kütleyle tanımlıyor.
Sanatçının 1950’lerden itibaren kullandığı hızlı kuruyan alçı, parmak izleriyle dolu yüzeyler oluşturuyor — bu izler, bir bedeni değil, onun varlık hâlini kayda geçiriyor.
Heykellerin isimleri kimi zaman Lola ya da Madeleine olsa da, bu adlar sadece bir çağrışma.
Asıl portre, yüzeyin bulanıklığında, zamanın içinde şekillenen bir varoluşun ağırlığında.

Förg ise aynı dönemde, resim yüzeyini hacimle tartışmaya açıyor.
Onun “grid” resimleri — katman katman atılmış mavi, yeşil, siyah çizgiler — bir tür mimari düzen arayışı gibi.
Yakından bakıldığında boya dokusu kalın, neredeyse üç boyutlu; uzaktan bakıldığında ise bir kumaşın dokusuna dönüşüyor.
Bu ızgaralar, figürselliği terk etmeden önceki son sınırda duruyor; hem resim hem yapı, hem ses hem sessizlik.

Serginin alt katında Josephsohn’un bronz heykelleriyle Förg’ün resimleri arasında bir “ağırlık dengesi” kurulmuş.
Üst katta ise iki sanatçının rölyefleri — biri beton, diğeri bronz — yüzey ve ışık arasında ortak bir dil kuruyor.
Her iki sanatçının da işi, maddenin kendi varlığıyla konuşmasına izin veriyor: Josephsohn’un heykellerinde bu, ağırlığın içinde saklı bir nefes; Förg’ün resimlerinde ise çizginin aralıklarından sızan bir ritim.

A Dialogue, heykel ve resim arasında kurulan bir “dokunsal düşünme” alanı.
Josephsohn’un “bedenin karşı ağırlığı” olarak tanımladığı hacim duygusu, Förg’ün resimlerindeki ızgaralarla görünmez bir dengeye oturuyor.
Her iki sanatçının da işlerinde ortak olan şey: biçimin değil, varlığın konuşması.

Apartman No:26 Notu

Birbirine hiç temas etmemiş iki sanatçı, burada yüzeyle sessiz bir diyalog kuruyor; heykel nefes alırken, resim ona karşılık veriyor.

Bu haber adada kalmaya devam etsin mi?

0 People voted this article. 0 Upvotes - 0 Downvotes.
Yükleniyor
svg