Son on yılda fotoğrafçı Sophie Stafford, iki kez Dünya Göçebe Oyunları’nı belgeleme fırsatı buldu; ilki 2018’de Kırgızistan’ın kırsal Cholpon-Ata kasabasında, en son ise Kazakistan’ın hareketli metropolü Astana’da. Oyunların ve at üstünde okçuluk, kemik fırlatma, kartalla avlanma gibi kadim yarışmaların göz alıcı atmosferi izleyicileri etkilemeye devam ederken, Stafford’un fotoğrafları değişen dünyamızı izleyen ince işaretlere daha çok odaklanıyor. Burada, Stafford yazar Gem Fletcher ile ritüeller, gelenekler ve genç nesil sporcuların oyunları kendi modern etkileriyle nasıl yeniden şekillendirdiklerini konuşuyor.
Sophie Stafford’ın 2024 Dünya Göçebe Oyunları’ndan bir fotoğrafında, genç bir güreşçi gururla poz veriyor ve yarışmaya katılmayı bekliyor. Objektife doğrudan bakan genç adam, tonlanmış fiziğiyle beyaz bir tişörte tutunmuş halde görülüyor. Omzunda parlak mavi bir kinesiyoloji bandı ve bacaklarına kadar soketleri Lidl logolarıyla süslenmiş, Adidas terlik giyiyor. Gencin stili ve rahat tavrı, geleneksel kıyafetlerin ve kodların bolca bulunduğu Göçebe Oyunları’nın resmi asaletine zıt bir görüntü sunuyor.
Stafford, Dünya Göçebe Oyunları’na bir spor fotoğrafçısı değil, geçici ve kısa ömürlü anları izleyen bir hikaye anlatıcısı olarak yaklaşıyor. Stafford’a göre, “Amacım kültürel korumanın değerini veya bir şeylerin kaybolup kaybolmadığını yargılamak değil. Bugün insanların gelenekleri hakkında neyi önemli bulduklarını ve bunları kendi tarzlarında nasıl ileriye taşıdıklarını gözlemlemek ilgimi çekiyor.” Göçebe Oyunları, dünyanın dört bir yanından katılımcıların Orta Asya kökenli geleneksel sporları sergilediği, çok nesilli bir deneyim olarak öne çıkıyor. 2024’teki Astana oyunları, daha fazla ticari sponsorluk ve modern arenalarla farklı bir atmosfer sunarken, geleneklerin moderniteyle birleşme çabasını da hissettirdi.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum yap