Londra’dan kısa bir tren yolculuğuyla ulaşabileceğiniz sahil kasabası Folkestone, her üç yılda bir çağdaş sanatın en canlı örneklerine ev sahipliği yapıyor. Folkestone Triennali, bu yıl altıncı edisyonuyla “How Lies the Land?” başlığı altında geri döndü. 19 Temmuz’da kapılarını açan ve 19 Ekim 2025’e kadar devam edecek olan bu etkinlik, 15’ten fazla ülkeden 18 sanatçının eserlerini bir araya getiriyor. Sanatçılar, ayaklarımızın altındaki toprağa; onun derin tarihlerine, anılarına ve geleceğe dair taşıdığı potansiyele odaklanarak Folkestone’a özel yeni sanat eserleri yarattı.
Toprak, Zaman ve Sanatın Katmanları
Bu yılın teması, insanların yaşadıkları coğrafyayı nasıl şekillendirdiği ve ondan nasıl etkilendiği üzerine kurulu. “How Lies the Land?”, bizi sadece fiziksel bir mekan olarak değil, aynı zamanda barındırdığı anılar ve hayal gücüyle birlikte toprağı düşünmeye davet ediyor. Folkestone’un adı bile, insan ve toprak arasındaki bu köklü bağa işaret ediyor. Kentin altında bulunan fosiller, İngiltere’yi Avrupa’dan ayıran kanal oluşmadan önceki zamanları hatırlatırken, yakın zamanda yaşanan toprak kaymaları ise manzaranın şeklinin hala tamamlanmamış olduğunu hatırlatıyor.
Jeologlar ve arkeologlar için zaman, yatay bir olaylar dizisi olarak değil, dikey olarak, her bir katmanın bir öncekinin üzerine veya içinden oluştuğu ve uzak geleceğe uzandığı bir yapı olarak işler. Folkestone Triennali de bu anlayıştan yola çıkarak, sanatçıları şehrin katmanlarına ve hatlarına yanıt vermeye davet ediyor. Böylece göç ve iklim değişikliği, topluluk oluşumu, türler arası karşılıklı bağımlılık ve toprağın barındırdığı atalardan kalma anılar ve gelecek olasılıkları gibi temaları keşfetmek için yaratıcı bir alan yaratılıyor.
Şehir, Bir Açık Hava Galerisine Dönüşüyor
Sanat, Folkestone’da eski demiryolu hatları, boş binalar, sahil patikaları ve günlük kamusal alanlar gibi beklenmedik yerlerde kendini gösteriyor. Ziyaretçiler, büyük ölçekli heykeller, ses enstalasyonları, dijital çalışmalar ve yerel topluluklarla yapılan işbirlikleri aracılığıyla hem Folkestone’a hem de etrafımızdaki dünyaya yeni bir gözle bakma fırsatı bulacaklar.
Edinburgh Sanat Festivali gibi önemli etkinliklerin direktörlüğünü yapmış olan küratör Sorcha Carey tarafından düzenlenen bu trienal, sanatsever olsanız da olmasanız da herkesi yürümeye, dinlemeye, hayal kurmaya ve bağ kurmaya davet eden açık bir çağrı niteliğinde.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak