The Maze Runner serisi 9 Ekim’de Netflix’te
Bilimkurgu sinemasının en adaletsiz biçimde unutulan üçlemelerinden biri, yeniden gündemde. Dylan O’Brien’in başrolünde yer aldığı “The Maze Runner” serisi, bugün itibarıyla Netflix kataloğuna ekleniyor. Bu dönüş, yalnızca nostaljik bir “young adult” hatırlatması değil; 2010’ların distopik evrenlerinin nasıl biçim değiştirdiğine dair de iyi bir fırsat.
Labirentin İçinde: Bir Kuşağın Kapanan Hikâyesi
2014 yapımı ilk film The Maze Runner, genç bir grubun devasa bir labirentin ortasında uyanmasıyla başlıyor. Hiçbir şey hatırlamıyorlar; dış dünya, kendileri ve bu sistemin amacı gizemini koruyor. Film, klasik bir “kaçış hikâyesi” gibi görünse de, kısa sürede bir sosyal deney alegorisine dönüşüyor. Bir yıl sonra gelen The Scorch Trials (2015), labirentin ötesine geçip distopik dünyanın tamamını açığa çıkarıyor. Serinin finali The Death Cure (2018) ise Mad Max temposunda, aksiyonu felsefi bir yorgunlukla harmanlayan bir kapanış sunuyor. Bu noktada hikâye, sadece genç kahramanların değil, sistemin içinde sıkışmış bir toplumun da “tedavi arayışına” dönüşüyor.
Unutulan Bir Oyuncu, Yeniden Keşfedilen Bir Üçleme
Dylan O’Brien, 2010’ların gençlik sinemasının en doğal performanslarından birini veriyor; ama kariyeri hiçbir zaman hak ettiği noktaya ulaşamadı. Oysa The Maze Runner üçlemesi, onun karizmasını, fiziksel enerjisini ve duygusal kırılganlığını birlikte taşıyan nadir rollerden biriydi. Yan rollerde Patricia Clarkson ve Aidan Gillen gibi oyuncuların varlığı da seriyi sıradanlıktan kurtarıyor.
Neden Şimdi?
Netflix’in bu üçlemeyi yeniden gündeme alması, yalnızca içerik döngüsünün bir parçası değil. Pandemi sonrası dönemde yeniden canlanan “izolasyon” temaları, Maze Runner’ın karantina benzeri atmosferini bugün çok daha farklı hissettiriyor. Ayrıca serinin “büyük kurumlar, deneyler ve kaçış” üzerine kurulu yapısı, günümüz izleyicisinin distopyaya bakışını yeniden tartışmaya açıyor.
Apartman No:26 Notu
The Maze Runner, hiçbir zaman The Hunger Games kadar politik, Divergent kadar stilize olmadı. Ama belki de bu yüzden zamana daha iyi dayandı: çünkü hikâyenin merkezinde “düzeni yıkmak” değil, anlamı hatırlamak vardı. Netflix’in bu üçlemeyi yeniden izlenebilir kılması, hem Dylan O’Brien için hem de “gençlik distopyası” türü için geç gelen bir adalet gibi.
📅 Yayın Tarihi: 9 Ekim 2025
🎬 Filmler: The Maze Runner (2014) – The Scorch Trials (2015) – The Death Cure (2018)
📍 Platform: Netflix












