
Değişim dediğimiz şey sadece içimizde mi yaşanır, yoksa yüzeye, tenimize, duruşumuza da yansır mı? SETAREH, bu sorunun peşine düşen üç farklı sanatçıyı; Jordan Rubio, Johannes Seluga ve Allistair Walter’ı bir araya getiriyor.
Serginin başlığı “Narratives of Transformation. Three New Positions”. Burada form ve yüzey, sadece birer araç değil; kültürel, kişisel ve psikolojik değişimin taşıyıcıları.
Her sanatçı, değişimi kendi diliyle yüzeye kazıyor:
Jordan Rubio: Figüratif bir hayal gücünün peşinden gidiyor. Yarattığı karakterler, yerleşik bir hikayeye direnen, her eserde mutasyona uğrayan “rüya kalıntıları” gibi. Geçmiş yakınlıklara kök salmış ama sürekli akış halindeki bu figürler, yüzeyin altında hafif bir huzursuzlukla titreşiyor.
Johannes Seluga: Onun için yüzey bir dil. Boyayı katman katman uygulayıp sonra kazıyarak, silik şekillerin ortaya çıkmasını sağlıyor. Tıpkı bir araya gelip sonra kayıp giden anılar gibi; figürler birer hayalet ya da duygusal mimari olarak belirip kayboluyor. Algı ile bilinçaltı arasındaki o eşikte duruyoruz.
Allistair Walter: Dönüşümü malzeme üzerinden okuyor. Dostluk ve mahremiyet gibi yaşanmışlıklardan çekip aldığı çizim ve kolaj parçalarını, düzensiz reçine katmanlarının altına hapsediyor. Işık değiştikçe ya da siz hareket ettikçe, bu parıltılı ve kararsız yüzeyin altındaki portreler bir görünüp bir kayboluyor; anlam asla sabit durmuyor.
Bu üç sanatçının ortak noktası, görüntünün yüzeyde durması ama o yüzeyin asla “yerleşmemesi”. Anlam, tam da o gerilim hattında; değişimin görünür kaldığı o arada yaşıyor.
Berlin’deyseniz, Schöneberger Ufer’deki bu dönüşüm hikayesine tanıklık etmek için 10 Ocak’a kadar vaktiniz var.
Sergi Adı: Narratives of Transformation. Three New Positions
Sanatçılar: Jordan Rubio, Johannes Seluga, Allistair Walter
Mekan: SETAREH, Berlin (Schöneberger Ufer 71)
Tema: Dönüşüm, Yüzey, Hafıza, Reçine ve Katmanlar.






