Hockney’nin resminde “görme” artık tek bir bakış değil; çoklu ufuk çizgilerinin, hareketin ve belleğin birlikte yazdığı geniş bir cümle. Annely Juda Fine Art’ın Hanover Square’deki yeni mekânını açan sergi, sanatçının son altı ayda Londra stüdyosunda tamamladığı ve hiç gösterilmemiş tuvalleriyle, “ters (ya da genişletilmiş) perspektif” arayışının şimdiye kadarki en keskin evrelerini bir araya getiriyor. Hockney, çizgisel perspektifin fotoğrafla kurduğu tekil hakikat yanılgısını bozuyor; tek karede çoklu kaçış noktaları kurarak algının dinamik gerçeğine daha yakın bir resim öneriyor. Renkli iç mekânlar, dolaşan gözün ritmine göre kırılıyor; izleyici, sahnenin kenarında değil, tam ortasında.
Serginin ikinci omurgası, ilk kez Birleşik Krallık’ta tam sunumuyla yer alan “The Moon Room”: 2020’de Normandiya’daki stüdyosunun dışında, mevsimler boyunca gece göğünü izlerken iPad’de yaptığı 15 resim. Hockney’nin Van Gogh’a borcunu saklamayan ama çizgi ve renk kullanımında büsbütün kendine özgü bu ay ışığı resimleri, dijital aracın hızını ışığın akışına çeviriyor. Sanatçının dediği gibi, evin tüm ışıklarını kapattığınızda ayın çimen üstünde ağaç gölgeleri çizdiğini fark edersiniz; sırtınızı iPad’in arka ışığına verip o gölgeleri “now”da yakalarsınız—klasik plein air, dijital bir şimşekle güncellenir.
Hockney’nin Vincent’in Sandalyesi ve Gauguin’in Sandalyesi gibi resim tarihine doğrudan konuşan tuvalleriyle (4 Temmuz 2025 tarihli versiyon bu seçkide) yeni çalışmalar yan yana gelirken, Fondation Louis Vuitton’daki yaz sergisi sonrası enerjinin Londra’da devamı hissediliyor. Sanatçı kariyerinin başından beri teknolojiyi resimle konuşturan bir deneyciydi: Polaroid kolajlardan faks ve fotokopi montajlarına, sonra iPad ve Photoshop’a… Bugün doksanına yaklaşırken bile, “perspektif”i yalnızca mekanik bir araç değil, görme biçimlerinin etiği olarak tartışmaya devam ediyor.
Hanover Square’deki yeni mekân—cam kubbeli tavan, iki kat boyunca açılan ışık—bu resimlerin istediği soluklanma mesafesini sağlıyor. Hockney burada, “resim hâlâ şimdiyle başlar” iddiasını taze bir cesaretle yineliyor: İç mekânlar, ay ışıklı geceler, sandalyeler—hepsi birer bahane, asıl mesele görmenin şiiri.
Annely Juda Fine Art, Hanover Square | 7 Kasım 2025 – 28 Şubat 2026
Not: Mart 2026’da Serpentine’da A Year in Normandy—Bayeux Duvar Halısı’na öykünen 90 metrelik friz—sanatçının zaman/algı takvimini Londra’da sürdürecek.
Apartman No:26 Notu
Hockney’nin yeni tuvalleri, perspektifi tersine çevirmekten çok genişletiyor: resim, bir bakışın değil, bir yürüyüşün kaydı. Ay ışığı, dijital hız; iç mekân, dış dünyanın nabzı. Görme, tekil değil—çok sesli bir orkestra.