17 Kasım – 22 Kasım 2025
Trafalgar Theatre, West End – Londra
Samuel D. Hunter’ın incelikli, kırılgan ve derin insanlık hâllerine bakan metinleri, yıllardır Amerikan tiyatrosunun en sessiz ama en etkili damarlarından biri. Oscar ödüllü The Whale ile geniş kitlelere ulaşan yazar, bu sezon Clarkston ile Londra’da—hem de UK prömiyeriyle—karşımıza çıkıyor.
Başrollerde, Netflix’in Heartstopper dizisiyle dünya çapında tanınan Joe Locke, The Franchise ile yükselen Ruaridh Mollica ve sahnede güçlü duygusal tonları taşıma becerisiyle bilinen Sophie Melville var. Oyunun yönetmen koltuğunda ise Uncle Vanya uyarlamasıyla büyük övgü toplayan Obie ve Drama Desk ödüllü Jack Serio oturuyor.
Bu kadro ve metin birleşince, Trafalgar Theatre bu sezonun en merak edilen prodüksiyonlarından birine dönüşüyor.
Amerika’nın batısına doğru: Kendini yeniden kurma arzusu
Clarkston, yüzeyde iki adamın tesadüfi karşılaşması gibi görünse de, aslında yalnızlık, kırılma, umutsuzluk ve yeniden bağ kurma ihtimali üzerine ince bir metin.
Hikâye, kendini sıfırlamak üzere batıya seyahat eden Jake ile, kırsal bir Costco mağazasında gece vardiyasında çalışan Chris’in tanışmasıyla başlıyor. İkilinin kurduğu bağ, yavaş yavaş Lewis ve Clark’ın keşif yolculuğunu çağrıştıran bir metafora dönüşüyor:
Bir yanda keşfedilmemiş bir iç dünya,
diğer yanda kaybolmuş amaçların yeniden bulunma ihtimali.
Hunter’ın yazımındaki en güçlü taraflardan biri, büyük temaları küçük anlar üzerinden anlatabilmesi. Clarkston da bu geleneği sürdürüyor. Sessiz, yoğun, kırılgan.
Kırılgan erkeklik ve modern yalnızlık
Hunter’ın metinlerinde sıkça rastlanan bir tema burada da öne çıkıyor:
Amerikan erkekliğinin çözülen, yönünü kaybeden, ekonomik ve duygusal baskılar altında ezilen hali.
Jake’in yenilenme arzusu ve Chris’in içsel sıkışmışlığı, günümüz Amerika’sının sessiz krizlerini sahneye taşıyor.
Uyuşturucu kullanımı, hayata tutunamama, amaçsızlık, aile baskısı…
Tüm bu temalar oyunu karanlık bir noktaya çekse de, Hunter’ın dili melodrama kaymıyor; dahası karakterleri birer sembol hâline getirmiyor. Tam aksine, Clarkston seyirciye şu hissi veriyor:
Bu insanlar, hepimizin hayatında bir yerlerde var.
Joe Locke’un West End’e adım atışı
Genç oyuncu Joe Locke’un West End debut’u prodüksiyonun en çok konuşulan yönlerinden biri. Heartstopper ile tanınan Locke, burada çok daha içe dönük, çok daha çatlak bir karakteri sahneye taşıyor.
Melodrama kaçmadan, yüksek sesli çıkışlar yerine içtenlikten beslenen bir oyunculuk.
Ruaridh Mollica ile sahnedeki karşılıklı enerjileri, oyunun temel duygusal eksenini taşıyor. Sophie Melville ise metnin kritik kırılma noktalarında anlatıya ağırlık katan bir performans sunuyor.
Jack Serio’nun rejisi: Sessizliğin alanını açmak
Serio’nun rejisi, Hunter’ın içe dönük metniyle çok uyumlu. Trafalgar Theatre’ın ölçeğini minimal bir set tasarımıyla kontrollü bir şekilde düşürerek; seyirciyi karakterlerin özel alanının içerisine davet eden, neredeyse filmik bir atmosfer yaratıyor.
Serio’nun en büyük başarısıysa şu:
Metnin temposunu zorlamıyor.
Sessizlikleri açıyor.
Karakterlerin nefesini dinletiyor.
Amerikan rüyasının kıyısında geçen modern bir yol hikâyesi
Clarkston bir “yol” oyunu:
Ama arabasız, yollar görünmezken.
Karakterlerin gittiği yer, coğrafi bir nokta değil, duygusal bir koordinat.
Hunter, günümüz Amerika’sında orta sınıfın kırılganlığını, ekonomik baskının görünmez ağırlığını ve sosyal izolasyonun giderek büyüyen etkisini sahneye taşırken; metni hem politik hem kişisel bir düzlemde tutmayı başarıyor.
Bu nedenle Clarkston, West End sahnesinde alışılmış “yıldızlı yapımların” çok ötesinde bir duygu sunuyor:
Sessiz, dürüst ve çok tanıdık.
Apartman No:26 Notu
Trafalgar Theatre’da sezona damga vuracak içe dönük bir drama
Clarkston, büyük jestler yerine küçük doğrularla ilerleyen bir oyun.
Joe Locke’un West End çıkışı, güçlü kadro, Serio’nun incelikli rejisi ve Hunter’ın kırılgan insanlık portresi birleşince ortaya sezonun en etkileyici Amerikan oyunlarından biri çıkıyor.
Eğer Londra’da insan temelli, sade ama içsel bir tiyatro deneyimi arıyorsanız, Clarkston sezonun kaçırılmaması gereken yapımlarından biri.













