
Bazı filmler vardır; izlerken yüksek sesle hiçbir şey söylemez ama bittikten sonra insanın içini uzun süre susturmaz. Broken Voices tam olarak böyle bir film. Çek Cumhuriyeti’nden çıkan bu sessiz ama sert hikâye, müziğin en “temiz” görünen alanlarından birine bakıyor: bir kızlar korosu. Ve o saflığın altında nelerin saklanabileceğini fısıldıyor.
Ondrej Provaznik’in ilk uzun metrajı olan film, 13 yaşındaki Karolína’nın gözünden anlatılıyor. Karolína, ablasının da yer aldığı prestijli bir kızlar korosuna kabul ediliyor. İlk başta her şey olması gerektiği gibi: disiplin, alkışlar, başarı, sahne ışıkları. Ama film ilerledikçe anlıyoruz ki bu düzenin içinde görünmeyen bir şeyler var. Bir huzursuzluk. Bir baskı. Ve giderek adı konmamış bir şiddet.
Broken Voices hiçbir zaman “yüksek perdeden” bir film olmuyor. Ne bağırıyor ne de seyirciyi sarsmak için şok anlara yaslanıyor. Asıl rahatsız edici olan şey, her şeyin çok tanıdık olması.
Koro şefi Vít Mácha, klasik anlamda “zor ama vizyoner” bir figür gibi sunuluyor başta. Sertliği, talepkârlığı, mükemmeliyetçiliği… Hepsi sanata adanmışlık gibi duruyor. Karolína da zaten bu onayı istiyor. Seçilmek, fark edilmek, “iyi” olmak.
Ama film, tam da bu noktada sorusunu fısıldıyor:
Bir yetişkinin otoritesi, bir çocuğun hayallerine dokunduğunda nerede durmalı?
Ve daha da acısı:
Durmadığında, bunu kim fark eder?
Broken Voices sık sık Whiplash ile anılıyor ama arada çok önemli bir fark var. Whiplash bağırır, tempo yapar, serttir. Broken Voices ise susar. Bekler. Bakışlara güvenir.
Burada şiddet çoğu zaman implied — yani ima edilen, sezdirilen bir şey. Karolína’nın yüzündeki donuklukta, koro provasındaki gergin sessizlikte, “normalmiş gibi” davranılan anlarda saklı.
Belki de filmin en güçlü yanı bu:
Seyirciye “şimdi üzül” demiyor.
Sadece şunu söylüyor: “Bak.”
Film yalnızca bir adamı ya da tek bir olayı anlatmıyor. Asıl mesele sistem.
Rekabetin kutsandığı ortamlar
“Sanat için katlanılır” denilen yöntemler
Susmanın başarıyla ödüllendirilmesi
Karolína’nın yaşı burada çok kritik. 13 yaşında bir çocuğun “hayır” deme ihtimali zaten zayıfken, karşısında otorite, prestij ve gelecek vaadi varsa… Broken Voices tam olarak bu kırılgan alana bakıyor.
Filmin ileri yaşlardaki Karolína’yı (27 yaşında) da kısa anlarla göstermesi boşuna değil. Bu, yaşananların “orada kalmadığını” hissettiren çok sessiz ama çok ağır bir tercih.
Broken Voices büyük gişe rakamlarıyla konuşulan bir film değil. Ama festival dünyasında ciddi bir karşılık buldu:
1 ödül, 3 adaylık
Marrakeş Film Festivali seçkisi
Metascore: 82 (eleştirmenler nezdinde güçlü bir konsensüs)
IMDb’de daha mütevazı bir izleyici kitlesi (bu da filmin ne kadar “keşif” işi olduğunu gösteriyor)
Yani bu, “herkesin izlediği” değil; bulanların sahiplendiği filmlerden.
Çünkü Broken Voices, #MeToo sonrası dönemde hâlâ konuşmamız gereken bir yere bakıyor:
Kurumların içindeki sessiz şiddet.
Özellikle sanat, eğitim ve “gelecek vadeden gençler” söz konusu olduğunda…
Film, suçlayıcı değil ama net.
Ajitasyon yapmıyor ama geri çekilmiyor.
Ve belki de en önemlisi:
Bu hikâyeyi bir kız çocuğunun sessizliği üzerinden anlatıyor.
Broken Voices kolay bir film değil. Ama gerekli bir film. Müzik seviyorsanız, festival sinemasını takip ediyorsanız ya da “başarı” kelimesinin arkasında neler saklanabileceğini merak ediyorsanız… Bu film, kulağınıza değil belki ama vicdanınıza hitap ediyor. Ve uzun süre orada kalıyor.






